sıyrıl...
tüm çemberlerini dola da
göğsünde ki kuşlara kat..
nasılsa bi esrik kadın..
ve dilde ki kemiriş
boşluk..
yarım gülüşler,
ızdıraba tek adres
şimdi..
hem,
kozasından cıkardıgı nefesi
cagırırken onu,
bitmez miyadı..
hadi ,
elindeki siyah gülü
geceye dokundur..
bi soguk silüet belirsin sonra..
kendi boş
sureti dolu olsun..
ve kıpırdasın dudakların
- beni seviyor musun?
sonra at gülü de ...
geceyi de...
siyah kapansın ...
bazen çılgın ol
bezen efendi!
şefkatine sığın
ellerini öp..
insanlıgın anası kadın;
karnında besle hüznünü..
bebeğin dili ,
Adem e meziyet olsun..
her sabah kanla devril,
bi karanlık sıgara,
dumanın olsun..
tek bildiğin oyun da,
kuralllar senin olsun..
otur dinlen biraz..
kuruyup koltugunda
süpür sokaklarını..
ve bil,
bir adam uzakda yanlız..
bır adam uzandı yanlız..
ve bir kadın
koca bi ömre tespih çekti...
allı pullu izlerini
dudaklarından sildi..
oyunun sayfaları yırtıldı..
hani duruşun nerde?
ne bu şimdi ?
solup süzülen ne ?
bilirsin,
25 'inde genc kadın
üstelik saat de gecenin beşi
ve eriyen elleri
ürkmek de...
gölgesi damlamakda ..
agrıyan yanları
ona kazınmak da..
hadi
bi muma üfle nefesini..
gül biraz..
tuhaf...
yastıgına akıp,
yanagını ıslat...
üşümesin ellerin,
bu senin cenazen, senın zemherin..
hadi düş kündeye, çıplak kadın..!
yazık ki acıtan, senin Tanrın...!
tuhaf basladı..
tuhaf bitti..
böyle çiğ,
böyle yavan,
ölüm arası cenazeler..
bi düşün ,
hangi metanetsiz övündü
kıvrımlarında...!
ve kimin cinnetiydi bu ölüm...
kal öyle..
bi aynayla yansın için..
bu serzenişin ne için?
kim için?
şimdi,
rollerini de al git..
gec git..
kes parmaklarını...
sen en iyi kadını oynuyordun..
bulaştı ölüme...
dahası neyine?
epru'