döküldüm..
bilindik acıların bilinmeyen sonuna..
ve hallice söylenip
kırılan dumanıma
iplik iplik büküldüm..
şimdilerde ise
bir yitiş tarihi öncesi
üzerime çizilen sözler var !
bil
eylül/seksen iki,
iklim yedilendi ..
bi ömür bitti..
kağıttan gemilerim
ne vakit su doldu ?
oysa
saçaklarımdaydı cümbüşü,
o ihtiyar ağacın...
önüm sonum bi çift ayak izi..
küçük bey kime demeli
kirpiklerinden akmış gizi ?
bak bi ömür bu,
üveyik kuşlarına selam eden..
çıglıklarına istiflendiğin
serden geçiş bu...!
tortulu gecelerin kırmızıdan akıp
kana bulandıgı bitiş bu...!
hadi,
ısıt bi gülüşünle ,
her dem,
hayata...
ama
ne bilsin ki,
içimde ki yükler
servilerin gölgesinde işkillenmiş..
henüz
ortalık dag gibiyken,
eski aşklardan yamalı
kinayeyle koşmalı küllere..
kırmızıdan yagmurlar da ıslanmalı..
iki günlük hayalleri
kırmızıyı bırakıp da
yormalı...
öpmeli gelin misali geceyi.
öpmeli de
azad etmeli sinesine tutkun
teni...
harab olan yüzüm
duvarlara dönük..
idam mangalarımı dizerken
çıkamadım koynundan ..
yılmamalı
eski beni izlemeli..!
hele ki ne görmeli?
yıkık omuzlarımdan akan
aydınlık bile sus pus..
niyeler uzak..
niyesi zor...
öyleyse
bende susup uyuyacağım, demeli..
topladıgım tanelerimle
kıvamsız gülümsemeli önce..
içi geçer geceyi
sökmeli...
bu yanlıs tat,
damakta kalan..
kesik gözlerimle
kırık aynaya nefeslenen
bu dudak yanlış..!
nasibim,
keyfi biraz çakır
üç beş fukara his...
salıkvermeli
titremesin bendim..
kendi sırat ipimi çekmeli...
bilmezlerimi kuşanıp
tırnaklarımla türkü söylemeli...
nasılsa
yağan kirpiklerimin
okunma zamanı şimdi...
o halde neden bekletmeli..
tüm şehirlerim mırıl mırılken
ne fayda,
içmeli..
yine içmeli..
geceyi içmeli...
ve
defterlere serdiğim
bu ömür bitmeli.....
benden bozma geceler
kemale ermeli..
gerileyen ölümde
esmer düşlere
ısınan bedeni düşmeli...
siyaha boyalı yüzü
ıstıraba bileyip
bıçak çekmeli...
bilmeli..
eylül/ seksen iki
iklim yedilendi..
bi gecenin ahirine,
bi beden fidelendi...
epru'