sen yoksa,
içine içine sirayet eden girdaplara mı
dolandın...
köklerini daha derinlere geçirdin de
aşka yol mu actın..
üzgünüm o halde..
pembe pembe bakan gözler
biticek artık..
gümüş ışığı olmayacak
su kenarlarında..
birbiriyle sevişir, dans eder gibi
yüzen ,
nilüfer çiçekleri de olmayacak..
eriyip de gelen yağmur da,
göğsü pamuk şeker gülücüğü
güzelliğinde ki
cümleler de olmayacak...
haydi buna bıçak çekelim..
bir kadın..
bir adam ...
gülüşü ince gibi bir havalanış
sonra bi karar alalım
biat adına...
olur mu?
olmaz mı?
cevap arayalım ...
rengi değişmeden..
sürünürken aman diyelim...
aman..!
bakın ateş basıyor
hemen bi asprin bir de su
lütfen..
biat mı?
bilmem ..
çöpden çıkar ,
koynuna getir onu sen..
oyalan sonra emek ver..!!
boşa gitmesin..
olmayacak nasılsa..
kılıfına uydurup
konuşmak isterken ,
küfüre
kekeleyecem...
sürrealdi..evet...
olunamadım ...
bulandım...
sadakatin kapısında köpek olup
bundan erinmedim...
bildim ki
dilime her düşüşün
daha berraklaştı..
aklımı öldürüp
siyahında el salladım
iki göze...
kaybolan masallara
uykularım köşe bucak bu gece...
hem neden parlak ki ay bu kadar?
yüzün sanıyorum...
uzanıyorum birden,,
sen diye hep...
içim kayıyor ılık ılık yükseldikçe...
saran bedenim de
salınmalıydın...
ama
olmayacak nasılsa...
bir masalı
ellerimle hikayelere parçalayacam...
öldürücek bu adam
gece üç sularımı..!
ve
kimse görmeyecek..
üç yıldız düşecek..
kırmızı kırmızıyı kesecek..
büyüyecek uslu çocuklar...
emaneti yaşatacam..
zıp zıp oynayacam sokaklarında...
gece ölüm olacam,yastıgına el sürüp...
bir geceyi nasıl sevmediğini
anlatacak bana..
ağaçlara nasıl güleceğimizi...
bir yangın pıhtısında,
çırıl çıplak yanlızlığa nasıl uyuyacağımızı...
sonra bi bardak şaraba cağrı yapacam..
o da hazır kıta vuracak beni...
ne yani...
o halde sensin...
müjdele hadi...
epru'