İçerik değiştir



Musa Öz Şiirleri


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 30 yanıt verildi

#1 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 08.04.2008 - 17:52


ARKA BAHÇE

Evin gölgesidir arka bahçe
Bir yatak odasının
Usulca taşan sıcağı

Çocuğun dokunuşu
Annenin durgunluğudur arka bahçe
Dudakta öpücük izi
Bir yaradır kuşun kanadında
Elmaya düşen ala
Çatlayan yüreği narın

Seksek için yollara
Çizilen şekillerdir arka bahçe
Bir gelinin ilk gecede
Yere düşen duvağı

Dul bir kadının
En tenha yeridir arka bahçe
İşveli ve içli sözleri
Ya da yanlış yorumlanan
Pembe gülüşü

Asker mektuplarının
Okunduğu yerdir arka bahçe
Ve üzgün bir sevdanın
O solgun haresi

Şairin haremidir arka bahçe

Musa Öz

#2 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 08.04.2008 - 17:55

ELA

Çocuğun gelince süt dişleri
Büyür annenin sevinci
Su içlerinde çakıl tanesi
Ve mayhoş bir ağartı uçlarında
Eladır bu
Çiy damlası tırnakları
Diş goncasında acı bir kamaşma
Gülerken ağlaması

Deli kız kaptırır gönlünü
Aydede uçurur geceler boyunca
Ve durulur da pembeleri
Avuçlanmış bir su yalnızca
Yürüse sokaklarda denize baksa
Sözler, kokular
Boyuna ince bir düşünce
Eladır bu

Şair yüreği açar dikenleriyle
Konmasa da yorgun kuşlar
Bir kızdır koklayan
Tırnakları kanar, incelir düşleri
Eladır bu
Ah şair çocuk
Köpük toplar kızların koynundan
Sürer gökyüzüne güz günleri

Şu utangaç gökyüzü
Uçsa bulutlarla, kuşlarla konsa
Derelerin gümüş rengi
Çoğalır bir damla gözyaşıyla
Kadınlar ki solgun öykülerde
Kol kanattır çocuklara
Türküler, kederli aşk şiirleri
Eladır bu

Musa Öz

#3 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 08.04.2008 - 17:57

ÇOCUK

Masamız bir yaz ayı. Sandalye
Gölgesi ağacın
Su damlacıkları düş kırıntılarıdır
Kuşların düşürdüğü

Senin yürüyüşünde
Yorgun bir yazmanın endamı
Sesin ki taçyaprağı
Ya da uçarı bir pembe
Soluğun terli, öfken terli. Sonra
Kilim yere serilir
Isınır taşlar suyun içinde
Kuyuların kumu çoğalır
Derin uykusuna dalar ay
Ya sonra
Sonrası bu işte

Kirinden pasından arınır dünya
Renk gelir dizlerime

Gölgeler ki içidir evrenin
Döker de seslerini
Kaybolur gider sokak içlerinde
Çocuk
Sıkıca kavrayıp resimli ipini
Gökyüzünü uçurur

Bereketli bir tarlanın işmarısın
İşveler içinde

Musa Öz

#4 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 08.04.2008 - 20:34

Çok güzel *zong
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#5 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 08.04.2008 - 20:53

Güzelmiş gerçekten elinize sağlık..
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#6 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2008 - 09:52

DEÐİŞİM

Okunaklı yol şarkılarına çalıştık
Değişimdi ilk hecemiz

Deniz ki yorgun tavrıyla
O göksel kabuklarını
Yoğun bir çabayla kum üzerine
Değiştirir boyuna
Ve yaşlı balıkçı ömrünü
Kız ise kızlık zarını
Ovalar dağlara değişir. Dağlar
Çalışkan bulutlara

Sözün bekareti çocuğun dişiyle

Bir de gün saplanır güne
Gibi devrilir usulca. Ay
Bir entari düğmesi. Yıldızlar
Ah yıldızlar ise düşünce…
Balıkçı ile deniz, fikrini
Dağlar akbabayı değiştirir
Ve sırmalı kız geceleri
Gül kokusuna çalışır da
Bir ip kopar dantelinden ipince
Ağzında
Kırmızı erik çekirdeği

Okul şarkısıydık biz dokunaklı

Musa Öz

#7 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2008 - 09:54

ŞARKI

Yaz annemin mevsimi
İlkyaz kız kardeşimin. Babamın ise
Sonbahar
Ah yorgun babam
Rüzgarlı tepeler gibi konuşan

Mevsimler için böyle güzel
Şarkılar söyleriz

Bir vakit ki kadınlar
Gün dönünce güz aylarında
Koyulaşan sütler gibi güleç
Ve yoğundurlar
Öyle derin ve manalı

Kadınlar için de söyleriz
Bu şarkıları

Bahanedir suların buharlaşıp
Bulutların yoğunlaştığı
Gökyüzünü yıkar aslında yağmur
Yeryüzü de
Faydalanır bu halden

Mor şarkılar söyleriz gökyüzüne
Arada işte böyle

Musa Öz

#8 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2008 - 09:56

I
Dudaklar yansa da dereler soğudu

II
Şarkılar söylüyor tarlakuşu
Geçerken hüzünlü gül sandıkları
Üşüyor anaların gözyaşıyla
Güleç göller, utangaç gökyüzü
Ve reçine kokuyor üzümler
Taneleri iri yar gülümsemesi

Güzdür şimdi anıları okşayan

III
Uçarken mavi gönül kelebeği
Evlendi, çoğalsın diye çocuklar
Ve bitti sevda, savruldu goncası
Ölü güller taşıyor koynunda
Ellerinde boş bir kuş yuvası

Güzel olsun diye meyveleri
Yaşlanan frenkincirleri, boz alıçlar
Gibi soldu her gebe kalışında
Ah hangi üzgün cephede şimdi
Uykusuz geceleri, can yongası

IV
Bir Yemen türküsü güz bahçesinde

V
Ve o bitmeyen kalp ağrısı

Musa Öz

#9 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 12.04.2008 - 10:06

YAZ

Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Susuverdi ağustosböcekleri
Kemençelerini, şarkılarını
Vurup sırtlarına çekip gittiler

Nereden mi biliyorum yazın bittiğini
Arıkuşları daha bir kilim renginde
Taşa, toprağa
Daha bir yakın uçuyorlar

Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Bir beyaza çalışıyorum ben
Gurbete ve ölüme gidiyorum akşamüzeri
Bir giz ile bütünleşiyorum
Oturup yazacağım bunları bir güz

Havada yeleğimin terli resimleri

Nerden mi biliyorum yazın bittiğini
Şu kızın göğüsleri
Uçmaya hazırlanan yaz sonu havası
Ergenliğini alıp götürüyor rüzgar

Sızıyor edası turuncu yollardan

Yazın bittiğini kimse bilmiyor

Musa Öz

#10 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 13.04.2008 - 17:18

ELMANIN KOKUSU

Duyulmuyor dudağın derine yansıması
El ele duruşun yoğunluğu
Ve her yerde aynı ekmeğin kokusu
Elmanın ve öpüşmenin de
Ergenliğin tendeki esrimesi

Duyulmuyor kalbin dolaylı yorumları
Diz dize tutuşmanın Türkçesi
Savaşın acısı aynı her yerde
Bir çocuğun bilincimizi kamaştıran bakışı
Ah, aynı yoksulluğun sözcükleri

Duyulmuyor tenin tene ince sorusu
Terin tere sıvanan gülümsemesi
Kış ortasında bir ateşi
Ortasına alan insanların aynı devinimleri
Üzümü tane tane yemenin ustalığı
Ve aynı güle yürümenin edası

Duyulmuyor düşlerin uzun yolculuğu
İmgenin imgeye takılan halleri
Her yerde aynı sözün örgütlenişi
Ve ezgileri usulca savurmanın coşkusu
Ah, aynı taşın taş ile öpüşmesi

Aynı her yerde çocuğun duruşu

Musa Öz

#11 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 13.04.2008 - 17:19

DİZİ SIYRIK ÇOCUK

Kızların intizarı çektiklerin
Dedi ablam usulca
Kimse silemez bu sihiri
Yazı solduruyor güz
Sıyrılıp geliyor, yerleşiyor avlusuna
Ama benim yüreğime
Gelmiyor gümüş rüzgar

Gelmiyor yüreğime ay yeli
Dolayıp da gün ışığını saçlarıma
Sürüyorum göğe
Gözlerimdeki kırık gamzeyi

Dizi sıyrık bir çocuğum ben
Ki ölürsem gizlice
Bilin ki bu yaradan ölürüm
Bir meneviş kuşuydum oysa
Uzak bir sürme çekerdim
Gökyüzünün koynuna
Ne düşlerimdeki sıyrıklar iyileşir
Ne dişlerimdeki çizikler

Benim yüreğime
Gelmiyor gümüş dizeler

Dizi sıyrık bir çocuğum ben
Kanıyor her gece
Ah, bu yüzden çektiğim intizarlar
Gül, yastıklara değince

Kızların uykusu çektiklerim

Musa Öz

#12 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 13.04.2008 - 17:21

GÜZ KADINI

Hüznü bahçeyi dolduruyor

Sırıkla düşürülen incir
Isırılıp atılan bir elma

Uçar gelir göğün mavisi
On beşine giren ay’ı
Bulutlar güz akşamları
Takar koluna giderdi

Sanat bahçesine gelişi
Utangaç çocuk gibi
Mor gülüşü, leylim bakışı

Büyütürken kucaklaya kucaklaya
Kopardılar meyvelerini
Gülüşünü devşirmeli şairler
Dolaşıp bin bir çiçeği

Dağ yeliyle soğumuş
Buğulu testinin suyunu
Döke saça içmesi bir hoyratın
Gibi imgeler uyandırıyor
O üzgün, o kırılmış hali
Koklanmadan atılan
Solgun bir gül dalı

Laf atsa bir delikanlı
Ah nasıl da sevinir
Görenler var diye hala
Kadınca güzelliğini

Güz aylarına benziyor dalgınlığı
Uçup gitmiş rengi
Dökülmüş gül kokuları

Musa Öz

#13 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 16.04.2008 - 11:05

KULE İLE MİNARE

I
Saat Kulesi, el ele çocuklarla
Kekre, turunç rengi gülüşleri
Geçince bir kız
Kaşı gözü oynuyor hınzırca

Bakıyor biraz geriden
Çekingen halleriyle Yivli Minare

Geçiyor işveli bir kız
Yivli’nin çarpıyor yüreği
Çatmasaydı Paşa Minaresi kaşlarını
Düşer miydi peşine

Ki güz yüklüdür Kaleiçi

Bey Dağları kızarınca
Karışıp insanlara kayboluyor kule
O ise
Sokuluyor kıvrımlarına

II
Saat Kulesi, denize karşı
Akşam sabah kol kola kızlarla
İnce Minare
Hüzünlü bir hayal içinde

Musa Öz

#14 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 16.04.2008 - 11:07

AL BENEKLİ ANILAR

I
Uzanıp ısırıyorum elma kokulu
Mayhoş dişlerini kızın

Uyumlu türküsü o anda
Bozuluyor ağaçkakanın
Bir dal düşüyor başıma

II
Seriyorum yere kollarını
Başının altında
Göğsü nakışlı güz ayları
Sökülüyor dikiş yerinden
Gizli bir ibrişim
Turuncu rengiyle sarıyor ortalığı
Gül ve lale kokusu

Bir kuşun taçyaprağına
Sokulup uyuyorum

III
Anı gibi geçip gidiyor
Yürüyüşünde güz dalgınlığı
Gülüşü kaymağı balı
Süzülüp akıyor yollara

Ben düşlerimi topluyorum
Gidiyor o döküle saçıla

Musa Öz

#15 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 16.04.2008 - 11:08

ŞİİR

Belki de bir diş izidir şiir

Çocukça renklere bürünüyor
Gökyüzü güz dalgınlığıyla
Gülümseyip çiy bulutu diyor annem
İşte şiirdir bu
Dolunay utansa güzelliğinden
Peşine takılınca bulutlar

Bir kadının dudaklarından
Topladığım yaralı sözcükler
Karışıp gidiyor turna katarlarına
İşte şiirdir bu

Ay yasağı olan bir ülkede
Sepet dolusu düşleriyle delişmen bir kız
Usulca yürüyor kanayan yollarda
İşte şiirdir bu
Okusa geceyi, göğü koklasa
Evirip çevirse yıldızları

İçli şarkılarıyla yaz kuşları
Yokluyor yüreğini asker analarının
Üç damla gözyaşı, bir iç çekiş
İşte şiirdir bu

Çocukça deliliği bir kızın
Ve anıların üzgün kokuları

Musa Öz

#16 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 21.04.2008 - 11:01

GÜZ GEÇMİŞ

I
Nisan geçmiş buralardan
Yeşil izler, kekre kokular bırakarak
Ala kınalı topuklarıyla
Mayıs geçmiş buralardan

Dişi şarkılarıyla kadirne kuşları
Dağ elmaları yanık tadıyla

Ah gelmiyor koçak gönüllü yar

II
Kopuz gibi çalan yayını ve aşkını
Uzun ince mızrağını kuşanan
Asuman boyu, gök rengi gülüşlerini

III
Gül kokusudur Aslı ile Arzu
Hoyrat bir rüzgardan düşmüş de, usulca
Yurt edinmiş çoban ıslığını
Koca bir yalandır ilk başta masallar
Tanrılar ise bir avuç kum

IV
Tarih sahnesinden silindi
Gibi bir hüzün

V
Ölüme mi özendirdi tanrıça sevgilisini
Güz geçmiş buralardan

Musa Öz

#17 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 21.04.2008 - 11:02

HAFTA SONU

Eksilttik birbirimizi aşk ile
Çoğalttık kan ter içinde
Kaşlarımız eğildi, kirpiklerimiz kırıldı
Bir heybe taş döktük
Gül devşirdik bir de yonca

Aylardan aralık. Ya da
Turunç ayı
Yıldız aya çarpa çarpa kırılır çoğalır
Çocuk çocuğa
Şiir şiire çarpar çoğalır

Kalkıp gittik pazar yerine
Toprak doldurduk çantamıza
Biraz deniz, biraz gökyüzü ve bir kızın
Yorgun edalarını
Ela düşlerini bir çocuğun

Sonra bir şarkı söyledik
Taşlardaki peri kokularına

Yürüyorduk ahmak ıslatan
Bir ıslandı yağmur
Akıp geçtik turuncu anılarla
Üstümüz başımız
Saçak ucu, kuş kanadı

Yüzümüzde hafta sonundan kalma
Bir gülümseme

Musa Öz

#18 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 21.04.2008 - 11:03

GÖKYÜZÜ

Gül attım gökyüzü düştü

Denizi bir kilime serdim
Üst üste ekledim güzü
Aydede..
Ah, işte orada dur! Onardım da sözü
Taş gibi kavrayıp suları
Saçtım yüzüne gözüne
Sonra topladım çalısını çırpısını
Tenindeki çiy damlasını
Vurup hançeri beyaz rüzgara
Mor kınalar devşirdim

Soludum da tarlalar uçuştu

Gökyüzü gelip usulca
Konuverdi delişmen kızın sesine
Konsun konmasına da
‘Da’sı var işte bir de
Hadi be neyse diyecektim
O Lekeler olmasaydı
Külotunun öyle gizli görünmesine
İlahi gökyüzü
Kamaşıp durdu günlerce

Soludum gökyüzü uçtu

Uzandım da kanadı dağlar

Musa Öz

#19 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 01.05.2008 - 14:28

ŞİİR KIRINTILARI

I
Dereler denize akar, gökyüzü dağlara

II
Bir anne gördüm yan avluda
Daha küçücük
Çocuğundan bile küçük

III
Savaş gemisi çekilse kenara
Deniz
Koşup gelecek güle oynaya

IV
Sokaklar büyütüyor çocukları
Denizler, masallar
Akşamüstleri yorulunca

V
İnciri dalını eğip de, üzümü salkımıyla
Entarisiyle güzeli

VI
Uzak bir yolcu düşürüp unutmuş
Güz meyvelerini

Musa Öz

#20 musaoz

musaoz

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 29 Mesaj

Gönderim zamanı 01.05.2008 - 14:30

YAŞAM

El salla taşlığa soyunan güneşe
Dere ile akan dolunaya
Ya da erotik duruşuna incirin
Çardakta buluşmanın günahına

Dişlerinden okunmalı sevincin

Hamarat bir kadının koynundan
Dökülen yaz meyveleri
Gibi yaşamın içerisinden
Bir sözcük edin ve çoğalt boyuna

Ah öyle ya bak unutmuşum
Bir de ölüm var arada
Yorgun kokusuyla bağbozumu
Ya da kuşların giz yolculuğu

Gülümse dudağındaki ısırığa
Yüreğindeki tırnak izine
Gençlik dediğin de ne ki? Olsa olsa
Turuncu kokulu kır çiçeği

Düşlerinden okunmalı gönencin

Ah öyle ya hatırladım, bir de
Gül bozumu var arada

Ya da perilerin güz yorgunluğu

Musa Öz





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli