Açıklamaya yakışır birşeyler karalamak o kadar çok şey isterdim ki; kızgın bir adamın profili nasılsa o ruh halindeyim. Hani biz neden bir adımdan sonrasını getirememenin sıkıntısını yaşıyoruz. Futbol,voleybol,güreş,halter.kısa serüvenli atletizm başarıları ve son olarak da basketbolumuza da bulaştı doyumsuzluk vürüs'ü. Peki biz neye doyduk sorusunun cevabını ararken 3. çeyrekde Hırvatistan hezimetinin gelmesine yakın dayanamadım artık cevapsız sorunun derdine düştüm uyku öncesi bildiklerimi yargıladığım zaman diliminde. Pek yabancı olmadığım birşeyi profosyenel gözüyle olmasa da ( bunu profosyonellere bırakmak lazım ) ( Hoş yaptıkları da ortada ) yorumlamaya çalıştım. Açıkcası hızlı hücum,şut yüzdemizin düşük olması,faul atışlarında ki soytarılık,ribaunt hastalığı,vs vs. Tamam bunların hiçbirini yapamıyoruz. Kongo Cumhurutiyeti ile NBA Yıldızlarıyla oynanan bir maçta Kongo adına söylenebilecek birşey söylemek için agzımıza mikrofonu tutsalar. ''İyi mücadele ettik. Ama ABD büyük bir takım. netice de böyle bir takıma karşı mücadele etmek de mühim '' gibi geyiksi bir cümle kurardım. Yahu Türkiye-Hırvatistan ve öncesi Litvanya,bulgaristan maçları için söylenecek birşey bile bulamazken. Bu doyumsu gibi görünen gevşeklik,ruhsuzluk nedir sorusunu sordum durdum. Netice de bir cevap bulmak gerekiyordu. O cevabı da buldum sanırsam Aptal Türk asalaklığıdır bu başarısızlığın getirisi.
Başında söylemekte yarar var. Sonunda söylenecek birşeyin ne önemi var sorusunun peşinde koşanlardanım.