Muhalefette,en önde sesi çıkması gereken,bunun için maaş alan bunun için meclis de bulunan CHP'den niye ses çıkmadığını daha fazla düşünür oldum.Aslında bunu yalnız CHP için söylemek yanlış olur,CHP ana muhalefet dediğimiz parçayı oluşturuyor olsada,diğer partilerinde en az CHP kadar muhalefet görevini üstlenmiş olmaları gerekir.Ama ne CHP'den ne diğer partilerimizden ne de özgür Türk basınından muhalefet adına pek bir şey göremiyoruz.Buna bir çok sebep öne sürülüyor;hükümetin medyayı susturduğu veya medyanın hükümete "yaranmak" yada hükümetten "yarar" sağlamak için tam destek verdiği,Baykal'ın artık eskidiği muhalefeti bile yapamaz duruma geldiği,diğer partilerinde halinin belli olduğu, bu gibi sebeplerden de AKP'ye dur diyebilecek birinin çıkmadığı söyleniyor.İşte bunlara sebep olanın ne olduğu benim gibi hepimizin aklında bir soru işareti uyandırıyordur.40 yıllık siyasetçilerin, 40 yıllık partilerin neden sesleri çıkmıyor?,neden biz AB üyelik görüşmeleri veya AB toplantıları yapıldığı haftalar gazetelerimizde eften püften konular hakkında sayfalarca yazılar okuyoruz? neden hep bu tarihlere televizyonlarımıza "benimle evlenirmisin,beni ...naparsın" tarzı yarışmalar konuluyor? Acaba cevap hükümetin bütün bu kesimleri susturduğu mu. Hükümet TC.'deki bütün partileri susturabilecek,medyayı istediği gibi yönetebilecek ve askeri bile konuşturmayacak kadar güçlü mü acaba?
Cevabı MGK veya diğer başka toplantılarda galiba. Her MGK toplantısından sonra acaba 5 saat, acaba 7 saat içeride ne konuştular diye merak ederiz,çünkü medyaya verilen içeride ne konuşulduğunu belirten metinlerde pek dişe kabuğa sığar bir şey bulamayız.(Gerçi bir gün sonra ne konuştukları bizi pek ilgilendirmez ama..).Yukarıda kendi kendime sorduğum soruların yanında şu sorularda ister istemez akla geliyor; Eğer Devlet Politikası olmasa bu hükümet bu icraatları yapabilir mi? Belirli kesimlerden çıkan çatlak sesleri bu kadar kısa sürede susturabilirmi? Askere bile lehine konuşmalar yaptırabilir,askerle aynı ağızdan konuşabilir mi?,
Gaza gelip şunları söylüyorum kendi kendime; 40 yıl AB'ye girmek için uğraş, Devlet Politika'nı bunun üzerine kur,sonra da adamların aralarına almak için önüne sunduğu şekili beğenme, biz bu şekilde girmeyiz de,adama gülerler be, bu şekili 40 yıldır anlayamadınız mı, 40 yıl önce bizi aralarına alacakları şekil farklı mıydı diye adama sorarlar kardeşim.Kesinlikle AB yolumuz bir Devlet Politikası öylede böylede biz bu AB'ye girmek için bütün tavizleri vereceğiz.
Ve sonrası;
Kim bilir belki bizim AB'ye girme amacımız eğitim,sağlık,hukuk gibi alanlarda gelişmemiz değil üzerinde 80 yılı aşkındır düşünülen bir proje bir düşüncedir.
Bu mesaj aTMaCa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 05.09.2005 - 14:31