Doğumla ölüm arasında boşa geçirilen zaman değildir.Yaşam , en önemli faktörlerden olan sevgiyle geçirilirse huzur ve mutluluk, sevgisiz geçirilirse huzursuzluk ve mutsuzluk bulur.
Sevgiyi, Havva'nın aşkı yüzünden cennetten kovulan Adem'de, İsa' ya ihanet
etmeyen havarisi Pavlos'ta, Konfücyüs'ün sözlerinde, Buddha'nın gizeminde,
minicik bir bebegin masumca gülüşünde, karşilik beklemeksizin verilen sıcacık
selamda, Yunus'un dizelerinde aramak gerekir.
Hiç düşündünüz mü, başlıbasına bir kıta sayılan ve nüfusu bir milyarı asan
Çinliler'in; sefaletin pencesindeki Afrikalılar'ın neden mutlu olduklarını,
neden hayata gülümseyerek baktıklarını? Bunun yanıtı da soruda gizlidir:
SEVGİ...
Bütün olumsuzluklara karşın bu dev ülke ile dev kıtanın insanları
sevgiyle yaklaşırlar yaşama...Açlıklara, kıtlıklara, hastalıklara ve her
türlü olumsuzluklara karsın sığındıkları tek liman sevgidir. Yüreklerinde
kin, nefret gibi siddetli bir tutkuya dönüşen düşmanlık tohumlarını
bulamazsınız. Sorunlarını hep barışcıl ve insancıl yollarla çözerler.
Bir çinli için en büyük mutluluk bir bisiklete sahip olmaktır. Bir Afrikalı
için de mutluluk karnını doyurabildiği çocuğunun gözlerindeki ışıltıdır.
Mutluluk, küçük ayrıntılarda gizlidir. Bir bakıs, bir gülüş, inanç, sevgi,
almadan vermek, başkası için yaşamak,
sevdiğiniz birine destek olmak, insan mutluluğu icin araştırmalar yapmak
ve benzeri örnekleri coğaltmak mümkündür.
Sevgi dolu bir yaşam varken, zıtlaşmak, kin ve nefretle dolmak, düşman
olmak, neden? İnsanın insana, devletin devlete düşmanlıgı neden? Kanlı
saldırılar düzenlemek, kan emici silah tacirlerinin servetlerine servet,
güçlerine güç katmak, silahsızlanmak yerine durmadan artan bir silahlanma
yarışı, orduların büyümesi, savaş cığlıkları atmak, orduları savaşa hazır
hale getirmek neden? Görünen o ki, insanları mutsuz ederek yüksek düzeyde
kar payı elde eden ve kendi ülkesinin refah payını yükseltmek uğruna başka
ülke insanına yapılan saldırıları şimdilik durdurmak imkansız.
Bu ortamda sağlıklı ve sevgi dolu bir yaşam sürdürmek mümkün müdür? Mümkündür
tabiki. Bütün insanların sevgiye inanması gerekir. Din, dil, ırk,
cinsiyet ayrımcılığından uzak; insana sadece insan olduğu için sevgiyle
yaklaşmak önemli bir adımdır. Çözüm buradadır. Önce bireyin kendini sevmesi
ve bakış açısını sevgiye yönlendirmesi; insanca yaşamın temel koşulu ve
olmazsa olmazıdır.
Bireylerin yüreklerinden akan sevgi damlalarının coğalarak bir sevgi nehri
olacağını ve yeryüzündeki bütün nehirlerin bir gün sevgi denizi
oluşturacağını tüm kalbimle ümit ediyorum.
İnsan olmanın, insanca yaşamanın, gelecekteki insanın huzurlu, mutlu
yaşaması ve dünya ülkelerinin refah düzeylerini yükseltmesi sevgiyle
doğrudan baglantılıdır.
Bunu anlamak için daha kaç neslin katledilmesi gerekmektedir?
Ya da biz böyle bir dünyada yaşayabilir miyiz?
Görünen o ki, sevgi güneşinin doğusu uzak; çok uzak...
Hayat Sevgi üzerine kurulduğuna göre karşılık beklemeden sevebilmektir marifet !
Alıntı (Yazar hakkında bilgi yok)