İçerik değiştir



- - - - -

Ruh çağırmak,


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 40 yanıt verildi

#1 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 20:41


:: Size anlatacağım bu olay dün gece uykum kaçınca aklıma geldi.Dahada çok uykum kaçtı bir türlü toplayamadım.Bundan on onbeş yıl önce bizim genç kızlık havayilik dönemlerimiz kardeşimle evde yalnızız otururken kardeşimin aklına ruh çağırmak geldi liseye gidiyor o zaman orda arkadaşlarından öğrenmiş hadi burdada yapalım dedi.Ben hemen sazan atlarım ya herşeye tamam hadi yapalım dedim.Aslında korkuyorumda birisi yanımda ruhtan cinden bahsetsin aklım gidiyor.Yinede kardeşim çok anlattı beni heveslendirdi.Haa bide teyzem var biraz safca oda onuda kandırdık üç kişi olacağız dua okuyacağız ruh gelecek gelecekle ilgili sorular soracağız.Gerekli malzemeleri topladık oturduk sofranın başına bir daire çizdik harfler rakamlar ortada bir ters kapalı fincan başladık duaları okumaya biraz sonra oda ne fincan sağa sola gitmeye başladı konturolsuz olarak aklımıza gelen soruları sesli söylüyoz fincan haraket ediyor kardeşim not tutuyor yazılanları cümleleştiriyoz birşeyler çıkarmaya çalısıyoz bir süre sonra ruh sabıtmaya başladı gülme sesleri filan yazdırıyor :: Ha ha ha ki ki ki gibi biz iyice korktuk gönderelim diyoruz gitmiyor hızlı hızlı hareket ediyor.O hiç bir şeyden korkmam diyen kardeşim bile renk baş attı ne yapacağımızı şaşırdık ben ağlıyorum en sonunda masa örtüsünü fincanla birlikte toplayıp kaldırdık bir yere sakladık günlerce korkudan o fincana dokunmadım yazdıklarımızı okuyoruz anlam çıkartmaya çalışıyoruz.AmaYazılan birşey aklıma geldi bana evleneceğim adamın adının yada babasının adı Ferhat olacak yazmıştı o zaman sevmediğim bir çocuk vardı bööö Ferhatmı demiştim. Bu doğru çıktı şimdi Ferhatı çok sevdiğim oğlumun adını koydum.İşte böyle bayağı bir korku yaşamıştık. :P

Bu mesaj GiZeM tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.01.2008 - 20:51

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#2 ecehan

ecehan

    çok da fifi *böö

  • Dokunulmazlar
  • 13.431 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:gündüz Paris, gece Londra falan

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 20:47

bu bahsettiğin kardeş Issız mı ? ::
Gönderilen Resim asaletini sevdiğim

#3 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 20:49

Evet nerden bildin Yoksa odamı anlatmıştı buraya ::
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#4 ecehan

ecehan

    çok da fifi *böö

  • Dokunulmazlar
  • 13.431 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:gündüz Paris, gece Londra falan

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 20:53

yok yok , tahmin etmek zor olmadı :P
biz de çağırmıştık ruh. 3 arkadaş. en yakın arkadaşımla ben bilgisizdik. 3. arkadaşa da güvenmiyoduk. sonra aynı sizin yöntemle çağırdık ve garipleşmeye başladı bişeyler. koştura koştura evden kaçtık. kaçarken o işi bilen arkadaş fincanı da kapmış eline farkında olmadan o korkuyla :D biraz sakinleşince bi baktık elinde fincan, çığlığı bastık, kız attı fincanı elinden,kırıldı fincan. :D :D
:: ::
Gönderilen Resim asaletini sevdiğim

#5 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 20:57

O zaman hem çok korkmuştuk sonra da anlatıp anlatıp gülüyorduk. şimdide seninkine güldüm fincanı saklıyacak yer bulamamıştık sanki içinde içinden çıkacakmış gibi gelmişti. ::
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#6 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 21:11

Biliyorsunuzdur ya ben yinede söyleyeyim gelen ruh değil şeytan tayfası ve cinlerdir...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#7 quStah

quStah

    Camel Soft

  • Yöneticiler
  • 5.617 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Kadıköy
  • İlgi Alanları:kandırmak..

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 21:12

Doğru dürüst gönderilmediyse bir ömür peşinizi bırakmıyomuş söyledilermi bunu size? ::

#8 ecehan

ecehan

    çok da fifi *böö

  • Dokunulmazlar
  • 13.431 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:gündüz Paris, gece Londra falan

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 21:13

::
Gönderilen Resim asaletini sevdiğim

#9 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 21:19

Zaten korktum dün gece :blowdown:
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#10 quStah

quStah

    Camel Soft

  • Yöneticiler
  • 5.617 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Kadıköy
  • İlgi Alanları:kandırmak..

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 21:35

Siz yinede benden duymuş olmayında, yani bilmiyorum tek kalmamaya özen gösterin *uhuhu Allah muhafaza :blowdown: *uhuhu

#11 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 16.01.2008 - 22:01

Biraz uzun kusura bakmayın

ALINTI


Ruh Çağırma Nedir?

--------------------------------------------------------------------------------

Ruh çağırdıklarını iddia edenler, bazı gafil ve safdil insanları muhtelif şekillerde aldatmaktadırlar. Bunlardan en yaygını şudur: Medyum, yani, ruh çağıran kişi bir masa üzerine birkaç fincan dizer ve birtakım harfler serer. Güya, çağıracağı ruhun ismini söyler. Biraz sonra fincanda kımıldanmalar başlar, masadan "Tak, tak!.." sesleri yükselir. Bu arada, harfler sağa sola doğru hareket eder. Harflerin kımıldanmasından sözde ruhun suallere verdiği cevapların belirlenmesine çalışılır.

Ruh çağırma hadisesinin, gerçekten ruhlarla bir ilişkisi var mıdır? Medyumların çağırıp konuştuklarını iddia ettikleri, hakikaten ölmüş insanların ruhları mıdır? Eğer bunlar, ölmüş insanların ruhları değilse, masaya vurarak ses çıkaranlar kimlerdir?

Önce şunu belirtelim ki, kainatta hiçbir şey gayesiz, sahipsiz ve başıboş değildir. Hiçbir şey kendi haline bırakılmamış, tesadüfe havale edilmemiştir. Kainatta canlı-cansız her mahluk bir nizamın esiridir, bir murakabe ve te'sir altındadır. Hiçbir şey, Cenab-ı Hakk'ın koyduğu ihatalı ve şümullü kanunların hükmünden hariç değildir.

Hem Cenab-ı Hakk'ın, insan ruhunu, mahlukat içinde en müşerref ve en mükerrem bir mahiyette yaratıp, o ruhu yüksek meziyetlerle süslemesi, kainatı ona teveccüh ettirmesi ve onu kendisine muhatap ve dost olarak seçmesi apaçık gösteriyor ki, onun idaresini ve tasarrufunu, başka ellere teslim etmez. Birtakım sefih cambazlara bırakmaz.

İnsanın kendi cesedi üzerindeki tasarrufu dahi elinde değildir. Mesela, yediği bir lokmanın, boğazından geçtikten sonra, nasıl taksim edildiğini, her azaya ne kadar dağıtıldığını dahi bilememektedir. Kendi iç alemindeki bunca tasarruftan haberi olmayan insanın, ruhlar üzerinde tasarruf dava etmesi ne kadar gülünç bir iddiadır, tarif edilemez.

Yerde ve gökte ne varsa, hepsi Allah’ın tasarrufu altındadır. Binaenaleyh, ruhlar da kendi iradelerine terk edilmemişlerdir. Onlar kendi iradeleriyle, diledikleri gibi hareket edebilselerdi, belki de, bir kısmı dünyaya bile gelmek istemeyecek, gelse de gitmek istemeyecekti.
İsra Suresi, 85. ayetinde, "Ruh Allah'ın emrindendir" buyurulmaktadır. Ayet-i kerimede apaçık olarak, insan ruhunun, Allah'ın emrinden geldiği bildirilmektedir. Emr-i İlahi'den gelen bir ruha, hangi kuvvet tesir edebilir ve onda tasarruf sahibi olabilir?

Yine pek çok ayetlerde, insan ruhunun, ölümden sonra da başıboş bırakılmadığı, ölümle birlikte muhasebesinin de başladığı beyan edilmektedir. Mesela, Mü'min Suresi, 46. ayette de, "Onlar (kabir içinde kıyamet gününe kadar) sabah ve akşam ateşe arzedileceklerdir" buyurulmaktadır. Bu ayette de açık olarak, kafirlerin kıyamet gününe kadar azap görecekleri bildirilmektedir. Nahl Suresi 32. ayette ise müminler hakkında şöyle buyurulmaktadır: "Bunlar (o kimselerdir ki) melekler ruhlarını en iyi halde alır. Ve onlara: 'Selam sizin üzerinize olsun. Yaptıklarınızın karşılığı olarak Cennet'e giriniz' derler."

Ölümden sonraki haller ve kabir azabı hakkında Hazret-i Resulullah'ın (sav) pek çok hadisleri mevcuttur. Bunlardan birisinde şöyle buyurmaktadır:
"Kabir (herkesin ameline göre) ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur."
Demek oluyor ki, alemde, her mahluk gibi, ruh da, başıboş değildir. İnsanın ölümünden sonra ruhu, alem-i berzah denilen kabir aleminde daimi bir murakabe ve muhasebeye tabi tutulmakla, bir kahır veya taltife muhatap olmaktadır.
Ayrıca, şunu da belirtelim ki, alem maddeye münhasır olmadığı gibi, ruh da, yalnız insana münhasır değildir. Ruhani alemler hadsizdir; o alemlerde yaşayan mahluklar da nihayetsizdir. Nitekim, meleklerin, cinlerin, şeytanların, kısacası ruhani varlıkların sayısını ancak Allah bilir.
Şimdi, bu ruhani varlıkların, "ruh çağırma" iddiası ile irtibatlarının olup olmadığını kısaca tahlil edelim:
Ruhani varlıkların en büyük taifesi meleklerdir. Melekler "Nurdan" yaratılmıştır. Melekler, Allah'a mutlak itaat ederler, zikir, tesbih, ibadet, marifet gibi vazifelerle meşgul olur, hiçbir surette asi olmazlar. O halde, medyumlara haber getirenler melekler olamazlar.
İnsan ruhlarına gelince, bunlar dörde ayrılırlar
1— Peygamberlerin ve Velilerin Ruhları.
2— Şehitlerin Ruhları.
Bu iki gurup ruhların medyumların ayağına gelmeyecekleri açıktır.
3— Günahkar Mü'minlerin Ruhları:
Bu ruhlar, Allah'a ve ahirete inandıkları halde, salih amel işlemeyerek, sefahete düşüp, günahlara daldıklarından, kabirlerinde azaba maruzdurlar. Bunların, medyumların ayağına gelmeleri hiç düşünülemez. Zira, kendi hesaplarını vermekle baş başadırlar.
4— Kafirlerin Ruhları: Bu ruhlar da, kabirde daimi ve şiddetli bir azaba maruzdurlar. İlahi azaba muhatap olan bu ruhları, kim bırakır ki, gelsinler, masaları tıkırdatsınlar?
Öyleyse, medyumların irtibat kurmaları neticesinde, gelip masaya vuranlar kimlerdir?

Bu suale yeterli cevap verebilmek için insanların yaratılmaları ile ilgili hikmetler üzerinde biraz durmakta fayda vardır. İnsan suresinin 2. ayetinde mealen şöyle buyurulmaktadır: "Hakikat, biz insanı birbiriyle karışık bir damla sudan yarattık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple onu işitici ve görücü yaptık..."
Ayetin mealinden açıkça anlaşıldığı üzere, insan bu dünyaya imtihan için gönderilmiştir. Dünya, onun önüne, bir müsabaka yeri olarak açılmıştır. Elmas gibi ruhların, kömür gibi ruhlardan ayrılmaları bu müsabakayı gerektirmektedir. Bu müsabakada iyilerle kötülerin birbirinden ayrılmaları, şeytanların yaratılmasını iktiza eder. Ta ki, şeytanlar beşere musallat olsun, iyilerle kötüler birbirlerinden ayrılsınlar.
Nitekim, şeytanların hayırdan mahrum ve şer üzere yaratılmış mahluklar oldukları ve insanlara musallat olup, onları iğfal edecekleri Kur'an-ı Kerim'in A'raf suresinin 11-12. ayetlerinde, şöyle beyan buyurulmaktadır: "Andolsun sizi yarattık, sonra size suret verdik, sonra da meleklere, secde ediniz dedik. Hepsi secde ettiler. Yalnız iblis etmedi, o secde edenlerden olmadı. (Allahü Teala) dedi: 'Ben sana secde emretmiş iken seni alıkoyan nedir?' O da: 'Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın' dedi. (Allahü Teala): 'Öyleyse, oradan hemen in. Sana orada kibirlenmek gerekmez. Hemen çık, çünkü sen alçaklardansın' dedi. (O da): 'Bana dirilip kaldırılacakları güne kadar mühlet ver' dedi. (Hak Teala da): 'Sen mühlet verilmişlerdensin' dedi. (İblis), 'Öyle ise' dedi. 'Sen beni azgınlığa mahkum ettiğin için onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunda oturacağım. Sonra, andolsun, onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından kendilerine geleceğim (musallat olacağım). Sen de onların çoğunu şükredici (kimse)ler bulmayacaksın.' Allah (cc) dedi ki: 'Zem ve tahkire uğramış ve kovulmuş olarak çık oradan. Yemin ederim ki, onlardan kim sana uyarsa Cehennemi bütün sizlerden dolduracağım.'"
Ayet-i kerimede, iki nokta meselemizle yakından ilgilidir. Birincisi; şeytanların beşere musallat olmasına, ta kıyamete kadar müsaade edilip mühlet verilmesi; ikincisi ise, şeytanların insanlara, önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulabilmeleridir. Bunun için şeytanlar, daima insanların süfli ve hayvani arzularını işletmekte, onları aldatmakta, doğru yoldan saptırmaktadırlar. İğfal yollarından biri de, medyumları maskara olarak kullanmaları ve onlara yanlış haberler vererek beşeri ifsat etmeleridir.
Bir ayet-i kerime de şöyle buyrulur:
"Haber vereyim mi size, şeytanlar kimin üzerine inerler? Vebal yüklenici her bir sahtekar üzerine inerler. Onlar (Şeytanlara) kulak verirler ve ekseri yalan söylerler." (1)
Evet, çağırıldığı zaman gelenler ve medyumların masalarına vurarak ses çıkaranlar, şeytanlar ile, cinnilerin fasık olan kısımlarıdır.
Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu konuda şunları söylemektedir:
"Bu mes'ele, felsefeden ve ecnebiden geldiği için ehl-i imana çok zararları olabilir. Ve çok su'-i istimalata menşe' olmakla beraber içinde bir doğru olsa on yalan karışıyor. Çünkü, doğruyu ve yalanı tefrik edecek bir mihenk, bir mikyas olmadığından ervah-ı habise ve şeytana yardım eden cinnilerin bu vesile ile hem onun ile meşgul olanların kalbine ve hem de İslamiyet'e zarar vermek ihtimali var. Çünkü maneviyat namına Hakaik-ı İslamiye'ye ve akide-i umumiyeye muhalif ihbarat oluyor. Ervah-ı habise iken kendilerini, ervah-ı tayyibe zannettirip belki, kendilerine bazı büyük veliler namını verip İslamiyet'in esasatına muhalif sözlerle zarar vermeye çalışabilirler. Hakikati tağyir edip, safdilleri tam aldatabilirler." (2)
Mevzu ile ilgili olarak, Mevlana'nın şu mısralarını da nakledelim:
"Cin insana galip gelir ve ona musallat olursa, insandaki insanlık sıfatı kaybolur."
"Her ne söylese, onu cin söylemiş olur. İster bu baştan, ister öbür baştan, hakikatte söz cinnindir."
"Böyle bir zamanda insanın kendi benliği gitmiş, tamamiyle cin hakim olmuştur."
Cinlerin insanlara musallat olmaları hususunda Ebu Hüreyre (ra) demiştir ki, "Nebiyy-i Ekrem (sav) bir gün buyurdu ki, 'Cin (taifesinden) bir ifrit dün gece namazımı bozdurmak için bana ansızın hücum etti. (Lakin) Allah (beni galip getirip) ona istediğimi yapmaya fırsat verdi. Sabah olunca hepiniz onu görüp seyredesiniz diye mescidin direklerinden birine bağlamak istedim. Fakat Süleyman bin Davud (as)'ın: 'Ya Rab, beni mağfiret et ve benden sonra kimseye nasib olmayacak bir mülkü, bana bağışla' demiş olduğu hatırıma geldi de ifriti köpek gibi kovdum."

Bu husustaki açıklamalarının ilk kısmında, mahlukat nevilerinin sayılarını bilmenin ancak Allah'a mahsus olduğunu ifade eder ve hayat sahibi mahlukların, yalnız insan ve hayvanlar olmadığını belirtir. Bu iki taife dışında, melek ve cin gibi latif mahlukların da bulunduğunu, Peygamberimizin ihbarı yanında, asfiyanın da şehadetlerini delil göstererek beyan eder ve şu bilgilere yer verir: "Cinler, insanlar gibi yeryüzünde yaşarlar. Kafir ve mü'minleri vardır. Değişik şekil ve kılıklara girebilirler. Melek ve cinlerin varlıkları Kur'an'ın beyanı ve Peygamberimizin ihbarıyla sabittir."

Bu mesaj kılıç tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.01.2008 - 22:04

Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#12 kara

kara

    --giz----kara--

  • Üyeler
  • 11.365 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:HUZURUNUN YANINDA... ::

Gönderim zamanı 17.01.2008 - 15:42

Gizem gerçekten denediniz mi ya?! çok ilginç geldi bana yazdıkların... *zong

#13 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 17.01.2008 - 16:15

Evet anlattığım gibi denedik ve çok korkmuştum ben günlerce etkisinden kurtulamadım. :P
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#14 Arjantin Cad.-ANKARA

Arjantin Cad.-ANKARA

    Sırdan öte ne var ki

  • Üyeler
  • 18.713 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi
  • Konum:Edebi metin

Gönderim zamanı 17.01.2008 - 16:24

Bu ruh çağırmak cin çağırmak mı nedir benim de başımdan geçti lisedeyken oturuyoruz arkadaşlarla 3 kişiyiz dediler cin çağıralım bende güldüm hadi çağralım var mı teli falan dedim ama arkadaşım demez mi biz geçen çağırdık adile naşit geldi :P biz dalga falan geçmeye başladık durun deniyelim o zaman dedi işte harfleri bir kağıda yazdık masaya yuvarlak şekilde dizdik sonra fincan getirdim fincanın üstüne parmaklarımızı koyduk arkadaş bişeller dedi

kalpler diyarından şu gelsin tam hatırlamıyorum birini çağırdık ve ona sorular sorduk ::

Arkadaşım sordu benim sevdiğim kızın teyzesinin kızının adı ne diye biz de bilmiyoruz kızın adı ama tak tak harflere giderek yazdı şaşırdık sonra sorular sorduk falan bildi

ne oluyorz falan dedik korkmaya başladık *zong *zong

son soruyu hatırlıyorum evden çıkış da yemeğe gidecektik dşarda arkadaşım şunu sormuştu ben dışarı çıkınca ilk masa da elime ne alacam diye
o da ekmek demişti aynen öyle oldu ben hariç diğer arkadaşlar kaptırmışlardı kendilerine her şeyi bildi falan diye bunlar sonra karar verdi kemal sunalı çağaracaz diye ama sonra ne ruh geldi ne cin ::


Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...


#15 kara

kara

    --giz----kara--

  • Üyeler
  • 11.365 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:HUZURUNUN YANINDA... ::

Gönderim zamanı 17.01.2008 - 16:30

Ya çok merak ediyorum Gizem nasıl oluyor böle şeyler die yaaa... *zong :P şakka yapıom...

valla süper cesaretliymişsiniz, kutlarım gizem seni...

#16 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 17.01.2008 - 17:13

Korkmazmıyım kardeşimin cesareti o kandırdı beni :P
Kılıcın açıklaması güzel emeğine sağlık. *zong
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#17 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.01.2008 - 17:18

Bizde eskiden kibrit çöpleriyle bişeyler yapardık..Adı da KİKİ idi..Soru sorardık o cevaplardı ,kibrit çöpleri yer değiştirirdi falan..Ayy ne çok korkardık o Kikiden :P
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#18 sevoş

sevoş

    S&B

  • Dokunulmazlar
  • 3.934 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Şimdi Uzaklarda....

Gönderim zamanı 18.01.2008 - 18:37

anammm kiki'yi bende tanıyom.bizde çağırırdık..tüüüüüü reziliz ya

Gönderilen Resim








Mutfakta biri mi var ???

#19 kara

kara

    --giz----kara--

  • Üyeler
  • 11.365 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:HUZURUNUN YANINDA... ::

Gönderim zamanı 18.01.2008 - 18:39

Keyti Teyze o bi kere sevoş... :kihkih:

#20 elma

elma

    venus at her mirror

  • Kurucular
  • 6.785 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:bulutlarda

Gönderim zamanı 18.01.2008 - 18:44

kahve fincanı kendiliğinden hareket etti diyorsunu değil mi? Ben yanlış anlamıyorum yani :kihkih:
"This desert flower
No sweet perfume that would torture you more than this..."





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli