İçerik değiştir



- - - - -

Issızlığın ortasında


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 26 yanıt verildi

#1 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 08.01.2008 - 23:48


Bu sayfa Issızımın olsun


Sen olmadan sen varmış gibi yaşamak

Sen olmadan hiç ayrılmayacak gibi hayaline sarılmak…

Ne kadar zor değil mi sensiz yaşamak?

Ama sen bilemezsin ki bu acıyı…

Kelimeler anlatabilir mi sence?

Ama sen o kelimeleri de bilemezsin.

En son söylediğin elveda değil miydi?

Benle beraber kelimelerle de vedalaşmamış mıydın?

Seni anlatıyorum sensizliğe…

Duymuyor musun?

Yoksa yine kulaklarını mı tıkadın aşka?

Yoksa yine bırakıp gidiyor musun hayallerimi…

Peki, o zaman…

Bende gözlerimi kapadım aşka,

Gidişini görmek istemediğimden…

Ama kulaklarım hala seni dinliyor,

Son defa elveda diyişini…



Sevim Özge

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#2 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 00:04

aplaaammmm! yaşı en minicik, kalbi en kocaman aplam...

ben de hediyeler getirdim sana...


Aşk sunuldu Tanrı olanın elleriyle..

alabildiğine serin, alabildiğine renksizdi...karanlık gecenin içinde hayali renkler topluyorduk demet demet..renkler her seferinde uçuyor, elimizde hayaller kalıyordu..şikayet etmiyorduk...

baştan başlıyorduk her gece..hayallerimize renkten elbiseler biçiyorduk..hep bol geliyordu kırmızılar..yeşiller asla huzurlu kalmıyor, maviler dürüst olmuyordu hiç..beyazlarsa fazla temizdi..


bir gece...Aşk sıkıyorken boğazımı...siyahı kuşandım ben...doldurdum tüm karabasanlarımı beyaz bir torbaya, ve bilemediğim kadar uzağa fırlattım...gururun kementini atıverdim renklerin nazik boynuna, ilmek ilmek...olmadı...kaçıştı, uçuştu, saklandı tüm renkler...ellerimde ''hazır'' yağlı bir ilmek kaldı, hayallerin tozu dindiğinde...ve terketmeyenim...Siyahım...


Ben Siyah'ım Şimdi...







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#3 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 00:06

Uzaklaştıkça gençliğimden, üstelik daha aklarla tanışmamışken saçlarım...şimdi korkuyorum...ruhum bastonlu, ruhumun elleri titrek, ürkek...oysa ne zor, ne emekle öğrendim ben dik durmayı, korkmamayı...

hani çocukken yalanlar söylerdik, yalan olduğunu bilmeden...metrelerce kalınlıktaki dev yılanlar artık korkutamıyorken kardeşlerimi, ben hala yorganı başıma çekip uyurdum kendi yalan-masalıma esir olarak...o zaman anladım ki, beni benden başkası, beynimin ürettiklerinden başkası korkutamaz, yenik düşüremez...ve ben bir daha korkmadım kendimden başkasından ! dostum da düşmanım da yine bendim...iyi tanıdım dostumu-düşmanımı...

pencereleri demir parmaklıklı o yıkıntı depoda yaşadığına inandığım o dev zenci köle...ırmağın dibinde çocukları içine çekmek için bekleyen çamurdan canavar...geceleri dışarıda dolaşıp uyumamış çocukları yiyen dişleri kanlı adamlar...hiçbiri hayal gücüm kadar tehlikeli değildi...hiçbiri benim kadar güçlü değildi...


korktuğumu belli etmezsem...bilemezler...







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#4 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 00:10

Ferfecir Yalnızlık
Ay batarken gözlerinin içine,
Ferfecir yalnızlıklara hapsolur
İsimsiz, suretsiz kentler...
Siyahı kaybolur,
Kızıl ve soğuk bir sabahı hazırlar gökyüzü.
Şehrin arka sokaklarında unutulmuştur gülümsemeler
Umut,
İkrar verip akmayan gözyaşı gibi...
Ve deniz süt liman,
Hüzün kovar martıların çığlıkları.
İşte böyle doğar buralara güneş.
Gürültüsü yayılır kalabalığın
Ve ince bir telaş başlar,
Yaşamak için,
Yaşatmak için...
Günün tüm yorgunluğu,
Dökülüverir ufuk çizgisinde.
Artık siyahtır,
Artık karanlıktır insanların yüzleri...
Benim yorgunluğum bu saatlerde başlar...
Düşlerimle yorarım geceyi,
Senli düşlerimle...
Sonra alır getirir seni bana ağır bir melodi
Ferfecir...
Saatlerce gözlerinin içinde boğduğun,
Susuşumuza anlam katan şarkı...
Ferfecir...
Dizlerinden suretini seyrettiğim,
Saçlarımı okşayan şarkı...
Ferfecir...
Acı bir hatıra...
Ferfecir...
En fazla senin kızıllığın,
Düş kırığı bir yalnızlık portresi...
Dodish

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#5 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 00:15

binimkiler bana ait, söz-beste; ben *secret

yaşamdan ölüme giden bir yoldan geçmiştim bir düşümde..baharlar arkamda kalmıştı da dönememiştim bir adım geriye..ayaklarım dikenden bir halının üzerinde, yürümüştüm ölümden öteye...

ömür bir bitmez kışın ayazında geçince, artık umursamıyorsun hangi mevsimin sevda, hangisinin ölüm getirdiğini..bir kış başında dirildim sanıp bir ilkbaharda ölürsün yazı göremeden..

gördüm aşkın her halini..hiçbiri tek başına ayakta duramadı ama..yıkılıp gittiler devrik cümleler misali..sonları başa alıp, anlamaya çalışmayı sona attık çünkü..şimdi sen; aşkın en yalın hali..mevsimler gözlerinin büyüsünde değişiyor..affet beni, ne zaman kışa dönsen sebebi benim..kadirbilmezliğime ver, bağışla, üşütme kalbimi..


aç pencereni, bir kuş kanadına sar saçlarının kokusunu..nefes alayım, son olsun...rüzgara ellerini ver..o bilir ellerimin yerini..kapat gözlerini, gülümse...sensizlikten ölen ruhuma zemzem olsun...







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#6 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 00:18

sabaha kaç kaldı ? kaç ölüm kaldı hayata ?!

cehennemi başka yerde aramaya gerek yok; içinizi yakarken ateşten bir hasret, uzayıp giden saatlere bakmalı..
ya da tam bulmuşken huzuru, dört nala koşan vahşi saatlere..

zaman mahkum ettikçe beni beklemeye, ve delirten saat tiktakları kurdukça darağacımı,
ve bir de sorular çektikçe ayağımın altından sehpayı..

senden hediye bir inatçı sabır okşuyor başımı..sayıyorum bir bir ölümleri..sonra suskunca pazarlık yapıyorum tefeci zamanla; O'nsuzken nasıl dönüşüyorsan acelesi olmayan bir kaplumbağaya, O varken de hiç değilse az yavaşla, nefes al, nasılsa geçemez seni hiçbir dua !







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#7 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 00:19

Yüreğine sağlık nerde bende o yürek *secret

her zerremde seni yaşarken
her damlada
her gözde
her özde
yüreğime düşersin kara geceden
git demelerin bir balyoz gibi iner ruhuma
ben seni yaşamalıyım derken
sen başka gönüllerde gözlerini sürgün edersin
evet aşkı tanıyamaz kimse seni sevmeden
seni sevmeden kimse aşk nedir bilemez
ve ben biliyorum
çünkü her gece seni seviyorum
dokunuyorum yüreğine
saçlarını okşuyorum
gözlerinin içine giriyorum geceye inat
karanlığa inat
yar
sensizlik bir sancı
gel dindir artık

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#8 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 00:22

Bu sayfayı boş bırakmayacağım sende gel olurmu özletme *zong *secret
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#9 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 11:15

Bahar, alıp başını gitmelerin mevsimidir. Sebepsiz yere bazen... Önünü ardını hesaplamadan... Hesapsız, kitapsız çekip gitmelerin mevsimidir bahar...

Bir bakarsınız kekik kokulu bir nisan sabahı koparıp alıverir sizi hayattan... Çiçek açmış bir kiraz ağacının hayaliyle yollara düşersiniz.

Demir alır gönlünüzün limanındaki gemiler... Açılır gidersiniz...

Aradığınız belki yüzülmemiş denizlerdir, belki keşfedilmemiş sevdalar, belki hiç yazılmamış satırlar...

Yüzmenin, sevmenin, yazmanın heyecanıyla coşarsınız.

Dünyaya sırtınızı dönüp yürürken, o yaşanmamışlıkların izini sürersiniz kuytularda... Ve çoğu zaman kendinizle karşılaşırsınız umulmadık bir köşebaşında...

Elele tutuşur yürürsünüz içindeki çocukla...

O'nu büyütmekten korkarak...


Önünde bir nisan sağanağı varsa, geriye dönüp bakası gelmez insanın...

Oysa fotoğrafları henüz tazedir dünün ayazlı gecelerinin... Kışı birlikte aştığınız dostluklar sımsıcak durur yüreğinizde... Sadakatin ve yerleşikliğin güvenli kolları huzur vaadeder ardınız sıra...

Gel gör ki baharın kokusu dayanılmazdır. Ilık bir rüzgar ruhunuzdaki isyanı okşar. "Hadi sokağa" diye bağıran sirenler çalar içinizden... Derinliklerinizde tutuşturulmayı bekleyen alevler kı vılcımlanır. Kalbinizden havalanan güvercinlere şaşakalırsınız.

Sanki gitmek sadakattir: kalmaksa ihanet...

100 günü aşkındır bu köşede Yeni Yüzyıl haftasonlarında birlikte olduk sizlerle...

Güldük çoğu zaman ya da kızdık öfke dolu sözcüklerde... Mahzunlaştığımız da oldu, çocuklaştığımız kadar...

Yeni sözler söyleme derdine düştük, eskiye sırtımızı dönmeden...

Zorlu bir kışı, kırık dökük satırları ufalayıp ateşleyerek geçirdik.

Yeni bir yüzyılın silueti gülümsedi siz sayfaları çevirdikçe... "Ha doğdu, ha doğacak" denilen gazete, yeni kızlar, yeni oğlanlar doğurdu yeni doğacak bir yüzyıl için...

Sonra nisan geldi...

Sokakta direnilmesi imkansız bir çimen kokusu... içinin bir yerinde yuvadan erken ayrılmanın, sokakta hırpalanmanın korkusu...

Lakin bahara söz geçirmek ne mümkün...

Bir kez çiy düşmeye görsün kış mahmuru bedenlere...

...Coşkuları dizginleyebilene aşkolsun...



Bu yüzden izin istiyorum sizlerden... Bu köşe (kış köşesi) baharla buharlaşıyor.

Geriye bakınca hüzünleniyorum elbet...

Çünkü geride güzel bir doğuma ortak olmanın tatlı heyecanı var. Ve paylaşılmış köşelerde benzer duyarlılıklar... Ve sımsıcak dostluklar...

Ama önümsıra yüzülmemiş denizlerden iyot kokuları çarpıyor burnuma... Yeni Yüzyıl'ın ilham verdiği baharlar çağırıyor.

Şimdi gitmek sadakattir, kalmaksa ihanet...

O yüzden bir an önce kanatları takıp, uçmakta yarar var... Yeni baharlarda, yepyeni bahar şarkıları söyleyebilmek için...

Hep beraber...


Can DÜNDAR

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#10 GökceN

GökceN

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.389 Mesaj

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 18:14

Gönderilen Resim
Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.
Bernard Shaw

#11 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 09.01.2008 - 19:55

Çok güzel anladım *zong
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#12 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 10.01.2008 - 20:41

ÖZLEDİM SENİ..


özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek.
Can YÜCEL

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#13 harabe_s46

harabe_s46

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 51 Mesaj
  • Konum:L
  • İlgi Alanları:elektrik elektronik motosiklet hız tutkunluğu

Gönderim zamanı 10.01.2008 - 23:28

sensizde yaşamayı öğretin bana alıştım gülüm alıştım...

#14 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 18.02.2008 - 16:37

Küçüktüm sonra büyüdüm.
Küçüktüm, hem de çok küçük.
Hamurdan evlerim,
Tertemiz yüreğimle beslediğim umutlarım
Bir de o küçücük bedenimde
Annem ve babam için er açtığım
Kocaman yüreğim vardı.

Sonra büyüdüm, hem de çok büyük.
Betondan evlerim,
Kirlenmiş yüreğim de sürgüne sürülen umutlarım
Bir de o kocaman bedenim de
Kimseyi alamayacak kadar küçülmüş yüreğim var.

Küçüktüm, hem de çok küçük.
Çamurdan oyuncaklarım,
Oyuncaklarımı paylaşacağım arkadaşlarım,
Kirli yüzüm ve ellerim olmasına rağmen
Hayatın mide bulandırıcı gerçeğini
Görmeyecek kadar sevgi dolu bakan gözlerim vardı.

Sonra büyüdüm, hem de çok büyük.
Ne, çamurdan da olsa oyuncaklarım
Ne de, oyuncaklarımı paylaşabileceğim arkadaşlarım.
Ama hayatın mide bulandırıcı gerçeğini
Tüm çıplaklığıyla gösterecek kadar
Perdeler inmiş gözlerim var, etrafa orgunca bakan.

Küçüktüm, hem de çok küçük.
Aşkın kavramını bilmeyen ve duymayan,
Acısına şahit olup, tatmayan,
Her daim akmaya hazır olan gözyaşlarına sahip olan
Bir ben vardı içimde, bir ben…

Sonra büyüdüm ben, hem de çok büyük.
Aşkı tadacak kadar,
Acısını hem çekip, hem de çektirecek kadar,
Giden yanık sevdaların arkalarından gözyaşı akıtacak kadar.

Küçüktüm, hem de çok küçük.
Gözümü ilk açtığım da gördüğüm erkeğe
Yani babama aşık olan ben,
Yine gözümü ilk açtığımda da
Annemi gören bu gözler
Ondan da hiç ayrılmayacağımı,
Her yaramazlık yaptığım da
Mahallenin çocuklarından koruyacağını sanacak kadar.

Sonra büyüdüm, hem de çok büyük.
Babamdan hariç başka bir erkeğe aşık olacak kadar,
Annemi ölümsüzleştirsem de,
Gözyaşlarımla mezara sokacak kadar.

Küçüktüm, hem de çok küçük.
Hep çocuk kalacağımı,
Hiç yorulmak bilmeyen bünyemin böyle gideceğini,
Ve hep başkalarının torunu olacağımı düşünecek kadar
Küçüktüm işte, küçüktüm…



Oysa ki küçükken ne çok isterdim büyümeyi
Ama şimdi bakıyorum da şöyle bir hayata
Keşke hep küçük kalsaydım,
Ve hep küçük kalıp, hayatın gerçek yüzünü görmeseydim,
Her baktığım yer mavimsi, pembemsi ve yeşilimsi kalsaydı,
Siyahlarla, grilerle boğulmuş hayatta ben de boğulmasaydım.
Her şey gözüme tozpembe görünseydi
Gözyaşlarım olmadık şeyler için aksaydı
Canımı acıtmayan türden yani...
Ama hayat bu ya, herkes gibi bende
Küçüktüm, sonra büyüdüm işte…

Alıntı
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#15 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 19.02.2008 - 16:42

yalnızlığı en iyi ben bilirim,
sensiz,yoksul kalmış geceleride.
umutla köşe kapmaca halinde geçen yılları ben bilirim,
her yağmurda yüreğimle ağlamayıda.
acıyı ben bilirim,
tükenmeyide,diri diri ölmeyide.
benim hiç oyuncağım olmadıki sarılabileceğim,
bildim bileli oyuncağım hayatın tekmelediği.
sevmeyi en iyi ben bilirim,
sevilmeyi beklemeksizin karşılıksızca.
ÖÐRENEMEDİÐİM tek şey UNUTMAK,
bana unutmayı öğretirmisin...?

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#16 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 21.02.2008 - 11:24

Ey deniz
bir eylül edasıyla sana baksa da gözlerim
umuda kanat çırpar haykırış tadında sözlerim
geceler dem vururken uçuşan yapraklara
güneş uğramayan penceremde yollarını gözlerim

kırık bir ayna misali yüzümde yılların çizikleri
yalnızlığın gönlümde bıraktığı ağır sevda ezikleri
kum tanesi olup da saçlarına dolsaydım rüzgarla
esen poyrazın kulağıma fısıldadığı ayrılık müzikleri

bir şiir kıvamında yudumladım sana olan hasretimi
kenarı yırtık bir resmine anlattım içimdeki kasvetimi
hırçın olmam gerekirken sahilini arayan dalga gibi
oysa çocuk kadar masumdum, kimler almıştı misketimi

kapımın her feryat edişinde yüreğimde kopan fırtına
sana ulaşmasa da, vebali yüklenecektir elbet sırtına
vurduğum her sahilde kendimi kurşunlatırken sigarama
ey deniz! bırak dert yanayım dalgana ve sırdaş martına...

sword

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#17 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 26.02.2008 - 14:41

Suskuların cezalarındayım

Kayboluşlarının beklemelerinde,
Suskularının cezalarındayım…
Bir duvara yasladım kendimi,
Soğuk, nemli bir geceye…
Dudağımda maviden bozma bir ıslık,
Zihnimde karmakarışık hatıra bozguları
Ve olanca gayretiyle yaklaşan,
Aslında yakamı hiç bırakmayan yalnızlığım…
Gittikçe dibe çöküyorum…
Mum ışığına hasret gölge oyunu gibi her şey;
Ne kadar yaklaşırsam, bir o kadar puslu…


Anlaşılması güç hayaller koydum yanıbaşıma,
Mısra tortusu umutlar…
Ve dalıp gittim öylece.
Üzerime yıkılacağını bile bile
Sarıldım gecenin siyahına.
Asi değildim, hırçın değildim
Asaldım sadece…
Ya kendime bölünecektim,
Ya da kendine bölecektim geceyi…


Yüreğime kefen diktim kağıtlardan…
Kalemi yatırıp yüzükoyun,
Alnımı bıraktım avuçlarıma…
Duyumsamak istedim varlığını,
Hissetmek istedim…
Ve ne yazık ki,
Sessizlik bile dilsiz değildi senin kadar.


Şimdi karalanmaya çalışılan her satır,
Geçmişi anımsatmaktan öte değil…
Ve zamana bırakılan her cümle,
Paslanmaya mahkum bir demir parçası gibi soğuktur bilirim.
Bilirim ama;
Ben hala kayboluşlarının beklemelerinde,
Suskularının cezalarındayım…


Dodish

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#18 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 28.02.2008 - 11:49

Bunca zaman bana anlatmaya çalistigini, kendimi buldugumda
anladim.

Herkesin mutlu olmak için baska bir yolu varmis,
Kendi yolumu çizdigimde anladim...

Bir tek yasanarak ögrenilirmis hayat, okuyarak, dinleyerek
degil...
Bildiklerini bana neden anlatmadigini, anladim...

Yüreginde ask olmadan geçen hergün kayipmis,
Ask pesinden neden yalinayak kostugunu anladim...

Aci doruga ulastiginda gözyasi gelmezmis gözlerden,
Neden hiç aglamadigini anladim...
Aglayani güldürebilmek, aglayanla aglamaktan daha degerliymis,
Gözyasimi kahkaya çevirdiginde anladim...

Bir insani herhangi biri kirabilir, ama bir tek en çok sevdigi
acitabilirmis,
Çok acittiginda anladim...
Fakat, hakedermis sevilen onun için dökülen her damla gözyasini,
Gözyaslariyla birlikte sevinçler terkettiginde anladim...

Yalan söylememek degil, gerçegi gizlememekmis marifet,
Yüregini elime koydugunda anladim...

''Sana ihtiyacim var, gel ! '' diyebilmekmis güçlü olmak,
Sana ''git'' dedigimde anladim...

Biri sana ''git'' dediginde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmis
sevmek,
Git dediklerinde gittigimde anladim...

Sana sevgim simarik bir çocukmus, her düstügünde ziril ziril
aglayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarildiginda anladim...

Özür dilemek degil, ''affet beni'' diye haykirmak istemekmis
pisman
olmak,
Gerçekten pisman oldugumda anladim...

Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymis, sevgi dolu
yüreklerin gururu olmazmis,
Yüregimde sevgi buldugumda anladim...

Ölürcesine isteyen beklemez, sadece umut edermis bir gün
affedilmeyi,
Beni afetmeni ölürcesine istedigimde anladim...

Sevgi emekmis,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür birakacak kadar
sevmekmis...
Alıntı ama yazar belli değil.

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#19 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 29.02.2008 - 12:11

Gönderilen Resim
Bizim de dünyamızda sabah olacak gülüm
Düşmezse düşmesin yakamızdan ölüm
Umuduma bin kurşun sıksa da ölüm
Unutma, umuduma kursun işlemez "gül"üm..


EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#20 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 11.03.2008 - 22:56

Bu gece sessiz kalmalıyım belki…
Her şeyden uzak olmalı şarkılar,
Kendime gömülmeliyim sadece…
Sessiz sessiz ağlamalıyım,
Sessiz sessiz mırıldanmalıyım,
İçimde birikmeli bütün satırlar,
Tırnağımla kazımalıyım duvara…
Konuşmamalı gözlerimin içi
Ve dilimin döndüğü kadar susmalıyım…


Belki de yankılanmalı sesim duvarlarda,
Nefesim tükenene kadar haykırmalıyım.
Son çığlığımı gözlerinde atmalıyım
Kaybolmalıyım umanında,
Bir daha kurtarılmamak üzere
Bir daha kendime gelmemek üzere…


Biliyorsun ki…
Arkamda bıraktığım darmadağın bir hayat
Şahidi yalnızca bu beden,
Bu yarım kalan kalp ağrısı…
Duygulara esir bir mahkum yalnızlığını oynar
Gözlerine hasret binmiş,
Prangalı gökyüzünü seyreder ufukta…
Gemiler çoktan demir almıştır oysa
Son yolcularını uğurlamıştır bu liman.
Dönüp arkaya bakmak,
Bir batığı yüzdürebilmektir beklide…



Şimdi uzayan yollar görüyorum düşlerimde
Zayi olan kimlikleri bir kenara atıp,
Koşmak istiyorum sadece.
Yorulmak istiyorum,
Bitmesin diyorum,
Bitmesin aydınlığın…
Işık ol geçtiğim yollara,
Sabahıma tan yeri,
Gözlerime çiğ tanesi…



Bir sahne üzeri oyundur hayat,
Sadece geçersin üzerinden.
Bir sürü saçmalık bekler seni
Tesadüftür her adım,
Her kaçışın bir tesadüf.
Oysa milyonların içinden
Gülümseyen bir çift göz değil misin
Ve sen değil misin ki
Tesadüflerin en utangacı…



Yaşanabilesi ne kadar rüyan varsa al gel
Al gel bütün kırgınlıklarını, küskünlüklerini,
Hiç bir zerrenden mahrum etme,
Her halin özlemdir bana
Her halin karanlığımın mavisi...
Tutuşan bir orman gibi bedenim
Lodosuna verdim geceyi
Hadi körükle gücünün yettiği kadar.
Körükle ki sönmesin ateşim…
Ve hadi kanat şu yüreği sil baştan…

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli