İçerik değiştir



- - - - -

İl il Türkiye


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 22 yanıt verildi

#1 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 04.11.2007 - 23:42


Gönderilen Resim

GENEL BİLGİLER



Yüzölçümü: 5.520 Km²



Nüfus: 357.191 (1990)



İl Trafik No: 05



Orta Karadeniz'de, Yeşilırmak vadisi Harşena Dağı eteklerine kurulan Amasya, 7 bin yılın üzerindeki eski tarihi boyunca krallık başkentliği yapmış, bilim adamları, sanatkarlar, şairler yetiştirmiş, şehzadelerin eğitim gördüğü bir belde olmuştur.

Kurtuluş savaşının başlangıç temelleri de Amasya'da atılmıştır. Amasya, tarihi ve kültürel zenginlikleri yanı sıra, özellikle Yeşilırmak kıyısına yapılmış Yalıboyu evleri ile dikkat çekmektedir.

Dünyanın en güzel Misket elması, kirazı, şeftalisi ve bamyasının üretildiği, tarih ve doğanın birlikte bulunduğu ilginç bir antik kent görmek istiyorsanız sıcak kanlı ve misafirperver Amasya sizi bekliyor.



İLÇELER:



Amasya (merkez), Göynücek, Gümüşhacıköy, Hamamözü, Merzifon, Suluova, Taşova'dır.



Göynücek: Çekerek Irmağı Vadisi'nde kurulan ilçeye 8 km. uzaklıktaki Çekerek vadisine bakan kayalık üzerinde kurulmuş Gökçeli kalesi ilçenin önemli tarihi eseridir. Roma Döneminde garnizon olarak kullanılan Kalede 98 basamaklı merdiven ile gizli bir yol bulunmaktadır. İlçe merkezine 6 km. uzaklıkta bulunan Çamurlu köyü İlice mevkiinde çıkan kaynak suyunun böbrek taşlarına karşı tedavi edici özelliği olduğu söylenmektedir.



Gümüşhacıköy: İlçe merkezindeki Bedesten, Büyük hamam, Koyun pınarı ve Kabak çeşmesi; Gümüş beldesinde yer alan Haliliye Medresesi, Yörgüç Paşa Cami, Darphane Cami, Maden Cami (Eski Kilise) ilçenin Selçuklu ve Osmanlı dönemi mimari eserleridir. Şarlayuk beldesi ise yeşilin her tonunun bulunduğu, altyapısı olan bir mesire yeridir.



Hamamözü: İnegöl dağlarının doğu ve kuzey eteklerinde kurulmuştur. İlçe merkezinde bulunan Arkut Bey kaplıcası yörenin önemli dinlenme ve piknik yeridir. İlçe merkezine 1km. uzaklıkta olan Kahramanlar İçmesi bağırsak parazitlerine iyi geldiği bilinmektedir.



Merzifon: İl merkezine 49 km. uzaklıktadır. 7. yüzyıl sonlarında Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın Sadrazam olmasıyla Merzifon kök lü imar değişikliğine uğramıştır.



NASIL GİDİLİR



Amasya; komşu illerden Samsun, Çorum ve Tokat'a Devlet Karayolu ile bağlıdır. Aynı zamanda Avrupa -İran Uluslararası (E-5) Karayolu üzerindedir.

İle en yakın deniz ve havayolu limanları 130 km. uzaklıkta olan Samsun İlinde bulunmaktadır.

Karayolu Otogarın şehir merkezine uzaklığı 1,5 kilometredir. Ulaşım şehir içi minibüs ve firma servisleri ile yapılmaktadır.

Otogar Tel : (+90-358) 218 80 12



Demiryolu Amasya, Sivas-Samsun demiryolu üzerinde Sivas'a 261 km. Samsun'a ise 134 km. uzaklıktadır. İl hudutları içerisinde iki gar (Amasya-Hacıbayram) ve 6 istasyon (Kızılca, Kayabaşı, Eryatağı, Bovazköy, Suluova, Hacıbayram) bulunmaktadır.

İstasyon Tel : (+90-358) 218 12 39



GEZİLECEK YERLER



Konaklar



Hazeranlar Konağı : Yalı boyu evleri dizisindeki en güzel konak olan Hazeranlar Konağı Osmanlı döneminin en zarif sivil mimari örneklerinden birisidir. Konak Defterdar Hasan Talat Efendi tarafından kız kardeşi Hazeran Hanım adına 1872 yılında yaptırılmıştır. Diğer kapı Hatuniye Cami avlusu ile bağlantılıdır. Çift kanatlı selamlık kapısından alçak tavanlı bir mekana girilir. Dört köşede birer oda ve odaların arasında orta sofanın uzantıları eyvanlar yer alır. Batı eyvanlarını giriş kata bağlayan sade korkuluklu ahşap merdivenler işgal eder. Katlarda oturma ve yatak odaları, avlu, kahve odası, ocaklı oda, ebeveyn ve selamlık odaları ile hela sofa etrafında yer almaktadır.



Kaleler, Kaya Mezarları



Amasya Kalesi: Şehrin ve Yeşilırmağın kuzeyinde bulunan Harşane Dağı adlı dik kayalıklar üzerindedir. Kalenin Belkıs, Saray, Maydonos ve Meydan adlarına dört kapısı, kale içinde Cilanbolu adlı su kuyusu, sarnıç, zindan bulunmaktadır.

Kaleden 70 m. aşağıda Yeşilırmağa ve kral mezarlarına kadar uzanan M.Ö. III. yüzyıla ait merdivenli yer altı yolu, burç ve cami kalıntıları vardır.



Kral Kaya Mezarları: Amasya Kalesi eteklerinde düz bir duvar misali dikine uzanan kalker kayalara oyularak yapılmış olan 5 adet mezar, yapıları ve mevkileri itibariyle ilk bakışta dikkati çekmektedir.

Çevreleri oyularak ana blok kayadan tamamen ayrılmışlar ve kaya bloklarına merdivenlerle bağlanmışlardır.

Vadi içerisinde irili ufaklı toplam 18 adet kaya mezarı bulunmaktadır. Amasya'da doğan ünlü coğrafyacı Strabon'un (M.Ö. 63-M.S. 5) verdiği bilgiye göre kaya mezarları Pontus krallarına aittir.



Aynalı Mağara (Kaya Mezarı:: Çevre yolunun Samsun güzergahından sağa ayrılan Ziyaret beldesi yolu üzerinde, şehir merkezine yaklaşık üç kilometre uzaklıktadır. Kral Kaya Mezarlarının en iyi işlenmiş ve tamamlanmış olanıdır.

Tonoz kısmında 6'sı sağda, 6'sı solda olmak üzere 12 havari tasviri ile kuzey ve güney duvarlarında bir takım kadınlı erkekli figürler, doğu cephesinde ise İsa, Meryem ve Yoannes'ten oluşan bir kompozisyon bulunmaktadır.



Ferhat Su Kanalı: Kentin su ihtiyacını karşılamak için Helenistik dönemde yapılmış olan su kanalı yaklaşık 75 cm. genişliğinde 18 km. uzunluğundadır. Terazi sistemine göre kanallar oyularak, tünel açılarak bazı yerlerinde duvarlar örülerek inşa edilmiştir.



Medreseler



Bimarhane (Darüşşifa): İlhanlı döneminden günümüze ulaşan tek eserdir. İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytu ve hanımı Ilduz Hatun adına 1308 yılında yaptırılmıştır. Yapının özellikle ön cephesi sanat bakımından değerlidir. Sadece Amasya Bimarhanesine mahsus bir özellik olan kapı kilit taşında diz çökmüş vaziyette insan kabartması mevcuttur.



Sultan II. Bayezid Külliyesi:Sultan II. Bayezid adına 1485-86 yılında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret türbe ve şadırvandan oluşmaktadır. Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmektedir.



Haliliye Medresesi: Gümüşhacıköy İlçesi Gümüş Beldesi merkezinde bulunan eser, Çelebi Sultan Mehmed'in Beylerbeyi Halil Paşa tarafından 1413 de yaptırılmıştır. Kare planlı kapalı avlulu bir medresedir.



Kapı Ağa Medresesi:Sultan II. Bayezid'in Kapı Ağası Hüseyin Ağa tarafından 1488 yılında yaptırılmıştır. Ön Asya ve Selçuklu mezar anıtlarında görülen sekizgen plan şeması fonksiyon itibariyle ilk defa bu medresede tatbik edilmiştir.



Diğer Medreseler;



- Gökmedrese 1267)

- Çelebi Mehmed Medresesi (1415) Merzifon

- Büyük Ağa Medresesi (1488)

- Küçük Ağa Medresesi (1463- 1464)

- Hakala Yolpınar Köyü Kasım Bey Medresesi (1463- 1464)



Camiler



Burmalı Minare Cami, Gökmedrese Cami görülmeye değerdir.Amasya'nın diğer önemli camileri Gümüşlü Cami, Bayezid Paşa Cami, Yörgüç Paşa Cami, Sofular Abdullah Paşa Cami,Şirvanlı (Azeriler) Cami, Abide Hatun Cami ve Halifet Gazi Kümbetidir.



Amasya Camileri



Gök Medrese Cami (Merkez)



Selçuklu valilerinden Torumtay'ın (1267) Amasya'da yaptırdığı kabul edilen Gökmedrese Cami, belirli şekilde derinliğine uzanan, kubbe ve tonozlarla örtülü, üç nefli bir yapıdır. Kesme taş mimarisi, olgun nispetleri ve sade süslemeleriyle ağırbaşlı ciddi bir üsluptadır. Caminin çok uzun olan giriş bölümü medrese olarak kullanılmıştır.



Burmalı Minare Cami (Merkez)



Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Vezir Ferruh ve kardeşi Haznedar Yusuf tarafından 1237-1247 yıllarında yaptırılmıştır. Girişin sol tarafındaki cepheye bitişik sekizgen biçimli klasik Selçuklu kümbeti ve sonradan eklenmiş burmalı minaresi caminin belirgin özelliklerindendir.



Sultan II. Bayezıt Külliyesi (Merkez)



Sultan II. Bayezıt adına 1485-86 yılında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret türbe ve şadırvandan oluşmaktadır.

XV. yüzyılın son çeyreğinde yapılan, yan mekanlı (L planlı) cami mimarisinin gelişmiş son örneğidir. Caminin iki minaresi vardır. Batıda medrese, doğuda imaret ve konukevi vardır. Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmektedir.



Diğer Camiler;



- Fethiye Camii (Bizans- Danişmend 11. Yy.)

- Gümüşlü Camii (1326)

- Saraçhane Camii (1372)

- Çilehane Camii (1413)

- Medreseönü Camii (1427) Merzifon (II. Murad Camii)

- Yörgüç Camii (1428)

- Yörgüç Rüstem Paşa Camii (1429) Gümüş

- Hızırpaşa Camii (1466)

- Kilari Süleyman Ağa Camii (1489)

- II. Bayezid Külliyesi (1486)

- Mehmet Paşa Camii (1486)

- Şamlar Ayas Ağa Camii (1495)

- Sofular Abdullah Paşa Camii (1502)

- Hatuniye Camii (1510)

- Pir Mehmet Çelebi Camii (15. Yy.)

- Temenna Mescidi (1567)

- Sofular Camii (15- 16. Yy.) Merzifon

- Bozacı Camii (16- 17. Yy.) Merzifon

- Merzifonlu Kara Mustafa Paşa C. (1666)

- Darphane Camii (18. Yy.) Gümüş

- Maden Camii (1800) Gümüş

- Azeriler Camii (1876- 1895)

Ahşap Camiler

- Abide Hatun Camii (1680)

- Eyüp Çelebi Camii (1725) Merzifon

- Hacı Hasan Camii (1714) Merzifon

- Çay Camii(1774)

- Eski Kışlacık Köyü Camii (1865)

- Aşağı Baraklı Camii (1870)

- Kaleköy Camii (1870)

- Yukarı Baraklı Camii (1875)

- Ziyaret Camii (19. Yy.)

- Şıhlar Köyü Camii (1924)

- Eliktekke Köyü Camii (1928)

- Müftü Camii (20. Yy.) Gümüşhacıköy

- Kızılca İstasyon Camii (1956)



Han, Hamam ve Çarşılar



Ezine Han : Amasya - Tokat Karayolunun 35. km.sinde bulunan Ezinepazar beldesi içerisinde yolun sol yanındadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın hanımı Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır.



Taşhan: Merzifon ilçesinde, 17. yüzyıl mimarı üslubunda dikdörtgen planla yapılmıştır.



Bedesten : Merzifon ilçesinde, dikdörtgen planlı, kubbeli dış cephelerde dükkanlarla çevrilidir.



Eski Hamam: Merzifon ilçesindedir. Kitabesine göre 1678 yılında yaptırılmıştır.



Diğer Hamamlar;



- Karsavul Hamamı (Roma)

- Yıldız Hamamı (13. Yy.)

- Arkut Bey Hamamı (13. Yy.)

- Çifte Hamam- Merzifon (1388)

- Hızırpaşa Hamamı (15. Yy.)

- Mustafa Bey Hamamı (1436)

- Kumacık Hamamı (15. Yy.)

- Çukur Hamamı (15. Yy.)

- Sinan Paşa Hamamı- Uluköy (15. Yy.)

- Kızlar Sarayı Hamamı (15. Yy.)

- Gediksaray Hamamı (15. Yy.)

- Ziyaret Hamamı (15. Yy.)

- Çayüstü Köyü Hamamı- Suluova (15. Yy.)

- Maarif Hamamı- Merzifon (16. Yy.)

- Maarif Hamamı- G. Hacıköy (16. Yy.)

- Paşa Hamamı- Merzifon (1677)

- Tuz Pazarı Hamamı- Merzifon (1677)

- Ekin Pazarı Hamamı- G. Hacıköy (1658)

- Eski Hamam- Gümüş (19. Yy.)



Kaplıcalar



Terziköy Kaplıcası ilin önemli kaplıcasıdır. Gözlek Kaplıcası, Hamamözü (Arkut Bey) Kaplıcası ve Ilısu Kaplıcası diğer kaplıcalarıdır.



Terziköy Kaplıcası



Yeri : Amasya'nın güneyinde belediye ve mücavir saha dışındadır.

Ulaşım : Amasya il merkezine 30 km. uzaklıktadır

Suyun Isısı : 37oC

PH Değeri : 6,6

Özellikleri : Bikarbonatlı, Kalsiyumlu, kısmen Karbondioksitli bir bileşime sahiptir.

Yararlanma Şekilleri : İçme ve banyo kürleri

Tedavi Ettiği Hastalıklar : Romatizma, mide ve bağırsak, böbrek ve idrar yolları, beslenme bozukluğu gibi hastalıklarda olumlu etki yapar.

Konaklama :90 yataklı bir motel tesisi mevcuttur.



Mesire Yerleri



Yedi Kuğular Kuş Cenneti (Yedikır Barajı) Amasya -Suluova karayoluna 7 km. uzaklıkta bulunur. Baraj gölü çevresinde yer alan doğal güzelliği, yürüyüş parkuru, DSİ sosyal tesisleri ve balık üretim tesisleri ile amatör balık avcılığı nedeniyle bölgenin çekici piknik alanı durumundadır. Göl; kuğu, yabankazı, yaban ördeği, angut, karabatak ve balıkçıl vb. 34'den fazla kuş türünün barındığı bir kuş cenneti haline gelmiştir.



Borabay Gölü Amasya- Taşova karayolunun 44. km.sinden sola ayrıldıktan sonra Taşova-Samsun karayolunu 14. km.den tekrar sola ayrılarak ulaşılan, doğa harikası Borabay Gölü ve çevresi turizm merkezi ilan edilmiştir.

Ormanlık alan içerisinde her biri 3 yataklı 9 adet bungalov tipi evler, gazinosu kamp imkanı, piknik alanları, doğa yürüyüşü ve dinlenme imkanları nedeniyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak merkezi durumundadır.



Baraklı Şelalesi Taşova ilçesinde,Taşova İlçesine 30 km. uzaklıkta olan Özbaraklı beldesi sınırları içerisindedir.



Kuş Gözlem Alanı



Yedikır Barajı



Müzeler ve Örenleri



Müzeler



Amasya Müzesi

Adres: Atatürk Cad. Amasya

Tel: (358) 218 69 57

Hazeranlar Konağı Etnografya Müzesi



Alpaslan Müzesi



Örenyerleri



Kral Kaya Mezarları



COÐRAFYA



Amasya, doğuda Tokat, güneyde Yozgat, batıda Çorum, kuzeyde Samsun İlleri ile çevrilidir. Yeşilırmağın Orta Karadeniz Dağları (Canik) arasında oluşturduğu vadi üzerinde kurulmuştur.

Akdağ, Tavşan Dağı, İnegöl Dağı, Kocacık Tepesi, Kırklar Dağı, Ferhat Dağı önemli dağlarıdır. Sulama amaçlı gölet ve barajlar ile sulanan verimli ovalara sahiptir. Borabay Gölü en önemli gölüdür. Yeşilırmak ve göletlerde yayın, sazan, turna, levrek, pullu gibi balık türleri bulunmaktadır.

İlde Karadeniz iklimi - kara iklimi arasında bir geçiş iklimi hüküm sürer. Yazları kara iklimi kadar kurak, Karadeniz iklimi kadar yağışlı değildir. Kışları ise Karadeniz iklimi kadar ılıman, kara iklimi kadar sert değildir.



TARİHÇE



İlk yerleşimin MÖ. 5500 yıllarına kadar uzandığı belirlenen Amasya; Antik Çağdan günümüze kadar geçen zaman içerisinde Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. 1386 yılında Osmanlı topraklarına katılan Amasya, Osmanlı padişah ve şehzadelerinin gösterdikleri özel ilgi nedenleriyle "şehzadeler şehri" olarak da ün yapmıştır. Amasya, Kurtuluş Savaşı sırasında ön plana çıkmıştır. 19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan Milli Mücadelenin ilk adımı 12 Haziran 1919'da Mustafa Kemal'in Amasya'ya gelmesiyle devam etmiştir. Kurtuluş Mücadelesinin planları hazırlanmış, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin toplanmasına burada karar verilmiş, 22 Haziran 1919'da yayınlanan Amasya Tamimi ile "Milletin İstiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağı" Amasya'da ilan edilmiştir.



NE YENİR?



Amasya tarihi, köklü bir kültür düzeyi yanında ekolojik yapısı itibariyle zengin bir bitki örtüsüne, dolayısıyla da zengin mutfak kültürüne sahiptir. Yöreye özgün yemekler arasında, çatal çorba, cırıkda-cızlak (akıtma), helle çorbası, ekmekaşı (papara), kesme ibik çorbası, toyga çorbası, cilbir, bakla dolması, hengel (kıymasız mantı), pancar (pastırmalı), kabak kabuklu pilav, sirkeli ciğer, yuka tatlısı (yufka patlıcanlı pilav tatlısı), gömlek kadayıfı, halbur tatlısı, zerdali gallesi, vişneli ekmek (Amasya çöreği), sini su böreği (Amasya usulü) ve Yakasal böreği sayılabilir.



Amasya'dan yemek tarifleri:



Mumbar - İşkembe



Malzemeler:



2 su bardağı bulgur

1 demet maydanoz

1 yemek kaşığı salça

1 tatlı kaşığı karabiber

1 takım koyun işkembesi (mumbarı ile birlikte)

1 tatlı kaşığı tuz



Hazırlanışı: İşkembe kazınır, mumbarın içi temizlenir. İç kısmı dışa çevrilerek bulgurla birlikte hazırlanan harç mumbarın içine doldurulur, bakır kazanda işkembe ile birlikte 2 saat kadar pişirilir.



Hasuda (tatlı)



Malzemeler :



1 Bardak nişasta

5 Bardak su

1 Bardak toz şeker

3 Kaşık tereyağı

1/2 Bardak ceviz içi



Hazırlanışı: 4 bardak su kaynatılır, 1 bardak su ile nişasta karıştırılır, kaynar suya ilave edilir karıştırılarak pişirilir. Piştikten sonra bir tepsiye dökülerek üzerine kızdırılmış tereyağı gezdirilir. Ceviz serpilerek servise sunulur. Sıcak olarak yenir.



Kalbura Bastı



Malzemeler :



1 Paket margarin



Şerbet için:

1 paket vanilya

2 adet yumurta

1.5 kg. toz şeker

1 tutam tuz

1 litre su

2 kaşık yoğurt

1/2 limon suyu

1 su bardağı ceviz

1 paket kabartma tozu

Malzemelere yetecek kadar un



Hazırlanışı: Unun ortası havuz yapılır. Margarin, yumurta, tuz, yoğurt, vanilya ilave edilerek yoğrulur. Hamur kulak memesi yumuşaklığına getirilir, hamur yumurta büyüklüğünde parçalara ayrılır, her parçanın içerisine ceviz konularak kalbur üzerinde şekli verilir. Bir tepsiye dizilerek orta ısıda fırında 30-35 dakika pişirilir. Piştikten sonra üzerine soğuk şerbet dökülür. Servis yapılır.



NE ALINIR?



Amasya'dan El askısı yazma, yemeni, ev yapımı kuşburnu ezmesi, pirinç ve elma alınması önerilir.



LİNKLER



Amasya Valiliği http://www.amasya.gov.tr



YAPMADAN DÖNME



Amasya Müzesinin Mumyalar bölümünü ve Hitit Tanrı Heykelini (Teşup) görmeden,

Yeşilırmak Yalıboyu'nda Amasya Evlerini gezmeden,

Kral Kaya Mezarlarını ziyaret etmeden,

II. Bayezid Külliyesi, Bimarhaneyi gezmeden,

Borabay gölünü görmeden,

Amasya Misket elması yemeden,

...Dönmeyin

Burası benim doğduğum ve yaşadığım şehir konu bu şekilde varmıydı bilmiyorum isteyen kendi yaşadığı şehiri tanıtabilir

Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim

Bu mesaj gülün&gülü tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.11.2007 - 23:49

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#2 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 04.11.2007 - 23:45

Çok detaylı ve güzel olmuş...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#3 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.11.2007 - 23:54

http://www.harabe.ne...showtopic=11337

Ben burada İzmit'i resimlerle anlatmaya çalışmıştım..Tekrar resim eklemeyeyim diye inkini gönderiyorum :: İzmit doğup büyümediğim bi şehir değilse de ,ekmek paramı kazandığım bi şehir..O yüzden seviyorum bu şehri..
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#4 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 00:50

Ulan ne İzmitmiş beee ...

Anlat anlat bitmiyor . Duyanda San Francisco'dan bahsediyor sanacak :P

İzmit'te sadece bi Hereke'yi severim . *böö Diğer ilçeler ve içerisindekiler beni ilgilendirmiyor . :thumbsup:

gla hariç tabi :P

saygılar efem ::




#5 MaNoLYa

MaNoLYa

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 1.870 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Onun Hülyasında

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 00:51

paylaşımlar çok güzel.ellerinize sağlık.

кเ๓รєאє ๏l๔ยğยภ๔คภ Ŧคzlค ﻮüשєภ๓є,๒єאคz ﻮülüภ ๒เlє ﻮölﻮєรเ รเאคђtıг!!!



๓คภ๏lאค

#6 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 00:57

Ulan ne İzmitmiş beee ...

Anlat anlat bitmiyor . Duyanda San Francisco'dan bahsediyor sanacak :P

İzmit'te sadece bi Hereke'yi severim . *böö Diğer ilçeler ve içerisindekiler beni ilgilendirmiyor . :thumbsup:

gla hariç tabi :P

saygılar efem ::


Çok bilmiş seni..Dilin çok uzadı senin haaa,kopartıcam bi gün :P
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#7 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 00:57

ORdu
Ordu, kuzeyinde Karadeniz, doğusunda Giresun, batısında Samsun, güneyinde Sivas ve Tokat illeri ile çevrilidir. Konumu 40-41 derece kuzey paralelleri, 37-38 derece doğu meridyenleri arasındadır.
Orta ve Doğu Karadeniz bölümlerinde toprakları bulunan bir ildir. Yüzölçümü 5963 km2 dir.

Ordu ili genel olarak dağlıktır. Bunlar Canik ve Doğu Karadeniz Dağlarıdır. Kıyıya paralel uzanır. Batıdan doğuya doğru yükseklikleri artan bu dağlar, akarsular tarafından kesilerek derin vadiler veya yaylalar meydana getirmişlerdir. Bu yaylalarda yüksek tepeler bulunur. İlin en yüksek tepesi , 3038 m ile Kırkkızlar Tepesidir.
Yaylalar, akarsularla derin bir şekilde yarılmış, parçalanmış, fakat üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu yeryüzü biçimidir.
Ordu ilinin jeolojik yapısını, II. Zamanda oluşan lavlarla, kuzey batı ve güney doğu yönlerinde uzanan volkanik kütleler meydana getirmiştir.
Ordu ili toprakları, II. Ve III. Zamanda oluşmuştur. İl topraklarının jeolojik devirlerine ait izler, Aybastı ve Gölköy yöresindeki kömür yataklarında, ilin volkanik dağlarında, Gölköy`ün tektonik çöküntüsüyle sahilin IV. Zamanında oluşan alüvyonlu birikintili düzlük ve ovacıklarda açık olarak gözlenilebilmektedir.

İKLİM
Ordu`da tipik bir Karadeniz iklimi hakimdir. Kışlar serin, yazlar ılık geçer. Yılın hemen hemen bütün aylarında yağış vardır. Genelde ılıman bir iklim yapısına sahip olmakla, coğrafi yapısı itibarıyla, deniz ve kara olmak üzere iki farklı iklim karakteri gösterir. Kıyıya paralel bir duvar gibi uzanan dağlarla sahil arasında geçiş iklimi görülür. Ölçümlere göre, ensoğuk ay, ocak-şubat aylarıdır. Bu aylarda en düşük sıcaklık sıfırın altına inmekte, 6-7 derece dolaylarında gerçekleşmektedir. İç bölgelerde ensoğuk ay Ocaktır. Bu ayda en düşük sıcaklık -7 dereceye kadar inmektedir.
Kıyı bölümünde en sıcak ay Temmuz, Ağustostur. Burada kıştan bahara bilhassa yaza geçiş yavaş bir şekilde meydana gelir. Sonbahar ılık olup kış ortasına kadar sürer.İç kısımlarda sıcaklık düşer. Ocak, Şubat ayları sıcaklıkları, kıyı şeridinde sıfırın altına düşmez. Yükseldikçe ısı azalır:Ulubey`de 1 -2 dereceye,Gölköy ve Mesudiye`de 4 dereceye,Aybastı ve çevresinde -8 dereceye kadar düşer.
Yağışlara gelince,kıyı şeridi en yağışlı kesimdir.
Sonbaharda yağışlar daha fazladır.Temmuz ayında yağan yağmurlar, sağanak olduğu için,sel karakteri gösterir.Büyük akarsu yataklarından taşarak sahilde büyük hasara sebep olur.
Kar yağışı kıyılarda çok azdır ve kısa sürer.Ama iç kesimlerde kar yağışı hem yoğundur,hem de kış mevsimi uzun sürer.
Ordu`da en hakim rüzgar,güneyden esen lodostur.Meltem rüzgarları,yaz aylarında güney-doğu yönünde denizden karaya doğru,ikindiye kadar devam eder.İkindiden sonra aksi istikamette esmeye başlar ve gece boyunca sürer.
Bölgede ender de olsa,kıble,lodos,keşişleme isimleri verilen çok bir sıcak hava akımı meydana getiren rüzgarlarda eser.Yaz ortalarında estiklerinde fındık ürünü üzerinde büyük zararlar meydana getirirler.

BİTKİ ÖRTÜSÜ
Kıyı şeridinde yayvan yapraklı etek ormanları ve fundalar görülür.Bu şerit,Karadeniz kıyıları ile kenar dağlarının orta kısımlarıdır.Tarla tarımına en uygun alanlarda buradadır.
Orman etekleri ile yaylalar arasında kalan kesimde ise,yayvan yapraklı,karışık ve iğne yapraklı bitki örtüsü görülür.Bu alanlarda kızıl ağaç,gürgen,çam,ladin,orman gülü türleri bitki örtüsünü oluşturur.
Yayla kesimlerinde ise 1500-1800 metre yükseklikte çam,ladin,ince çalı öbekleri ve orman altı bitki türleri görülür.

GÖLLER
Ordu il sınırlarında dikkate değer iki göl vardır. Bunlardan biri Gölköy ilçesindeki Ulugöl`dür. Bu göl 80 dekarlık bir alanı kapsar. Fatsa ilçesindeki Gaga Gölü de 60 dekarlık bir alana yayılmıştır.

KAPLICALAR
Ordu ilinde en önemli kaplıca Fatsa`nın Sarmaşık Köyü`ndeki "Sarmaşık Kaplıcası`dır. 48 derece sıcaktaki suyun bileşiminde çelik ve kükürt bulunmaktadır. Bu suyun kadın hastalıkları , romatizma, böbrek taşı rahatsızlığı ile fizik tedavi konusunda yararlı olduğu bilinmektedir. Sarmaşık Kaplıcasının çevresindeki kalıntılardan anlaşıldığına göre , M.Ö. 1. yy`dan beri kullanılmaktadır.
Ordu ilindeki en önemli içime de Fatsa`nın Sazcılar Köyü`nde "Sazcılar Kaynak Suyu`dur
AKARSULAR
Ordu ilindeki akarsular, kaynaklarını sahile paralel uzanan dağlardan alarak, derin ve dik yamaçlı vadilerle kıyıya ulaşır. İl arazisinin jeolojik yapısı dolayısıyla fazla miktarda erozyona neden olurlar. Bu yüzden de sahile ulaştıkları yerlerde küçük düzlükler meydana gelir. Bu alanlar, akarsuların sürüklediği topraklarla örtülmüş, verimli tarım toprakları haline gelmiştir.
Akarsuların eğimleri fazla ve yatakların düzenlenmemiş olduğu için, sel karakteri gösterirler. Eriyen karlarla beslenen akarsular, devamlı yağışlarla büsbütün kabararak yatakları çevresindeki ekili-dikili topraklar üzerinde büyük hasar meydana getirirler.
İlin başlıca akarsuları, doğudan itibaren Turnasuyu, Melet, Civil, Akçaova, Ilıca, Bolaman, Elekçi, Cevizdere, Curi ve Akçay`dır. Bu akarsuların en uzunu 125 km ile Melet`tir. Bu akrsu aynı zamanda Orta Karadeniz ile Doğu Karadeniz`in birbirinden ayıran sınırdır.

SAHİLLER
İl sahilleri, yüksek ve alçak olarak iki görünüşe sahiptir. Ordu-Fatsa arasında yüksek, diğer bölümlerde ise alçak sahil tipi görülür.
Yüksek sahil bölgesi, kuzey ve kuzeybatı fırtına rüzgarlarına yer yer açıktır ve derin körfezler, ufak koylarla çevrilidir. Perşembe limanı büyük bir doğal barınaktır. İl balıkçılığının arzu edilen düzeyde gelişmemesinde de bu coğrafi konumun önemi büyüktür.
Alçak sahil kesimlerinde düzensiz akan suların getirdiği fazla miktardaki alüvyonlarla yer yer geniş alanlar oluşmuştur.
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Burasıda nüfüsta kayıtlı olduğum şehir eşimin şehri ama ben kendi doğduğum şehirden daha çok severim resim çok ama bu kadar ekleyebildim.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#8 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 00:59

Glamour izmit harika bir şehir resimler çok güzel katkıların için teşekkürler.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#9 ÇıLGıN_TüRK

ÇıLGıN_TüRK

    Burası ona huzur verir

  • Onaylanacaklar
  • PipPipPip
  • 317 Mesaj
  • Konum:Al bayrağım nerdeyse ben tam gölgesinde

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 13:28

ablası eline koluna sağlık en ince detaylarına kadar anlatmışın.
yalnız Amasya kalesinin önünde bi tane fotoğrafçı var onun ismini vermemişin
bi eksiğin o var başka bişi yoq
Gönderilen Resim

#10 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 13:33

Kim miş bu fotoğrafçı siz nereden biliyorsunuz yoksa Amasyalımısınız.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#11 ÇıLGıN_TüRK

ÇıLGıN_TüRK

    Burası ona huzur verir

  • Onaylanacaklar
  • PipPipPip
  • 317 Mesaj
  • Konum:Al bayrağım nerdeyse ben tam gölgesinde

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 14:14

yoq turistim ben amasyada o kaleye gitmiştim adam babamı kazıklamıştı da ordan aklımda kalmış ::
Gönderilen Resim

#12 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 15:26

Kazıklar hiç unutulmuyor...Dimi çılgın Türk kardeşim...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#13 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 16:30

Üzüldüm bak şimdi Amasyalı olarak iyi bir izlenin bırakmamış sizde.

Bu mesaj gülün&gülü tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 05.11.2007 - 19:59

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#14 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 07.11.2007 - 23:52

Terme :Samsun- Trabzon karayolu üstünde bütünüyle düz bir alanda ve kıyıdan 4 km içerde kurulmuştur. 1927 de 2.100 olan nüfusu, 1990 da 20.381 dir.
GENEL BİLGİLER
Antik dönemlere dek uzanan olağanüstü bir hikayesi olan, yinede bu tarihin izlerini ve kimliğini taşımakta güçlük çeken bir şehir. Şehir merkezindeki Atatürk heykeli 1932'de Avusturyalı Heinrich Krippel tarafından yapılmış.
Şimdi Samsun dediğimiz kentin ilkçağdaki adı Hellen ağzında Amisos ve Samisos şeklinde kullanılıyordu. Rumca'dan Türkçeye geçen bir çok yer isminde olduğu gibi ismin -e halinde "is" Amison olarak benimsenmiş. Samsun'u bir şehir olarak kuranların ve bu ismi ona layık görenlerin Hellenler olduğu üzerinde uzlaşılan bir nokta olmasına karşılık, Samsun'un yerli halkının kimler olduğu hep tartışma konusu olmuştur. Kimne göre "Gaska "adı verilen "proto Hititler" , kimine göre "Tzan (Can)" adı verilen Rize ile Bafra arasına yerleşmiş "Laz" ve Gürcü"lerle akraba bir Güney Kafkas kavmi (Canik dağları bu kavmin isminden geliyormuş).
SAMSUN TARİHİ
Amisos M.Ö. 3.yüzyılın ortalarında merkezi Amasya olan Pontus Devleti'nin sınırları içerisine girmiştir. Pontus kralllığı Anadolu ve Yunanistandaki Hellen birliğini kurmaya çalışmıştır. 2. Mithridat M.Ö. 245 tarihinde Samsun'u, yerine geçen 1. Farnas M.Ö. 183'de Sinop'u Pontos'a dahil etmiştir. 1.Farnas'tan sonra yerine geçen Mithridates Euapator zamanında Samsun'a saray ve tapınaklar yapılmış, kuvvetli bir ordu ve donanma meydana getirilmiş. O zamanın en büyük gücü olan Roma İmparatorluğuna karşı Pontos İmparatorluğu ölüm kalım savaşına girmiştir. Mithridates'in karısı Leodike bugün "Ladik "olarak anılan kasabayı kurmuştur. Roma İmparatorluğu Pontos krallığını yenebilmek amacıylaLukullus, Murena, Pompei, ve Julius Caesar gibi değerli kumandanlarını Anadolu'ya göndermiştir. M.Ö 1.yüzyılda İsa'nın havarilerinden Aziz Andre ve Piyer Samsun'a gelerek Yahudiler arasında hristiyanlığı yaymışlar. Önce hristiyanlar baskıya uğradılarsa da Amisos zamanla piskoposluk merkezi olmuştu. 868 yılında Malatya emiri Abdullah El Akda, Samsun'u ele geçirip yağma ettiyse de, Bizans imparatoru 3. Mihael'in kumandanı Petranos tarafından bozguna uğratıldı. 1071 yılında Anadolu'ya Türkmen akımlarının yolu açılınca Melik Danişment Gazi 1158 yılında tüm bölgeyi kontrol altına aldı. 1204 yılında İstanbul Latinler (4.Haçlı seferi) tarafından istila edilince hanedanın mirasçıssı Komnenoslar Trabzon'a sığınırlar. Trabzon'da kurulan yeni imparatorluk Latinlerin İstanbulda iş başına ggetirdiği despot ve yeni kurulup İstanbul'a bağlı kalan İznik tarafından tanınmayınca Trabzon İmparatoru ve Doğu Roma İmparatorluğunun yasal varisi David Komnenos Samsun'u 1206 yılında kuşatır. İznik İmparatoru ile Trabzon İmparatoru arasındaki savaşta Selçuklular (1.Gıyasettin Keyhüsrev) İstanbul- İznik tarafını tutar ve hep beraber Trabzon İmparatoreu David Komnenos'u yenilgiye uğratırlar. 14.yüzyılda Karadeniz ticareti Cenevizlilerin eline geçmişti, yüz yıl kadar bu ticari hakimiyet sürdü...
KÜLTÜR
A-MÜZELER
1- Gazi müzesi ; 22 Eylül 1931 tarihinde açılmış olan müzede Atatürk'ün çalışma odası, yatak odası ve bazı eşyaları yer almaktadır
2- Samsun Atatürk müzesi
B- TARİHİ ARKEOLOJİK YERLER
Samsun'un 15 km doğusundakiTekkeköy mağaraları paleolitik devre dayanır. 1940-41 yıllarında t.t.k tarafından Samsun'un Kılıçdede Mahallesindeki Dündartepe'de yapılan kazılardan Kalkolitik, Bakırçağ, Hitit kültürünün kalıntılarına rastlanmıştır. Kavak ilçesinin kaledoruğunda, Vezirköprü ilçesinin Oymaağaç köyünde Bakırçağ ve Hitit yerleşimleri; Bafra Alaçam arasındaki İkiztepe, Hoşkademtepe, Dedepe ve Gökçeboğaz höyüklerinde Bronz, Hitit kültürünün mevcutiyeti ile Hititlerin Karadeniz sahiline indikleri, Samsun'un 18 km güneybatısında Akalan kalesine Alman arkeoloğu Markidi'nin yaptığı kazıda Firik'lerin Karadeniz'e indikleri görülmüştü. Bafra'ya 35 km. uzaktaki Paflagonya kaya mezarları(m.ö.7.yy) dikkat çekicidir. Burada Roma, Bizans, Osmanlı devrine ait kalıntıları ile Asar kalesi de mevcuttur.
İlin sosyolojik yapısını folkloründen izlemek mümkündür.
1- Yerli Karadeniz halkının folklorü : Bafra'dan Batum'a kadar sahil şeridinde gözlenen kemençe ve horonla özdeşleşen,Trabzon ağırlıklı kadınları peştemal erkeklerin zipka giydiği kültürün en batıdaki ucudur.
2- Samsun'un kentleşme sürecinde çeşitli illerden gelipte geldiği bölgenin kültür ve folklorünü getirenler.
3- Samsuna , Balkanlardan mübadele döneminde gelen mübadil halkın kültür ve folklorü.
BAZI KELİMELER
Boduç : Ağaçtan yapılmış su taşımaya yarıyan kap
Şinavak : Nişasta yapımında, meyva suyu çıkarılmasında kullanılan ağaçtan yapılan bir nevi sıkıştırma aleti
Çömçü : Topraktan yapılmış bir su kabı
Neşlek : Ceket
Kolçak : Fındık ağacından yapılmış sepet
Fırahti : Tarla ve bahçelerin korunması için etrafını çevreleyen çitler
SAMSUN HALK OYUNLARI
Camdallı kadın oyunu
Sallama
Neynam
Kabacagöz
Çarşamba çiftetellisi
İkiayak
Dörtayak
Dik horon
Pıtık
Karadeniz horonu
Karşılama
MAYIS 7'Sİ GELENEÐİ
Halk 7 Mayıs sabahı kırlarave mesire yerlerine giderek eğlenir. O günün sabahı erkenden kalkarak en yakın akarsuya bir taşı bir takım dilek ve isteklerde bulunarak atarlar ( Bu gelenek Ordu, Giresun ve Trabzon'da da yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Ordu ve Giresunda dereye, denize, yaylaya v.s taş atarak dilek tutma, Trabzon'da denize açılıp suyla yıkanarak dilek tutma)
BÖLGE ŞİVESİ
Diğer illerden gelenler bölge özelliklerini koruyamamışlar, yerlilerin ve mübadillerin etkisi altında kalmışlardır.Mübadil halk gittikleri yerlere (mesela Çarşamba ovasına) topluca yerleştiklerinden yerlilerle aralarında pek bir şive ve kültür alışverişi olmamıştır. Yerli oyunlarında eşlik çalgısı çift davul ile tek zurna iken, mübadiller çift zurna tek davul kullanırlar.Ayrıca mübadiller kemençeyi tanımazlar. ">
Tanıtım SAMSUN
Nüfusu : 1.158.400 (1990)
Yüzölçümü : 9.579 km2
Başlıca dağlar : Canik Dağları
Başlıca Ovalar : Bafra Ovası, Çarşamba Ovası
Başlıca Akarsular : Kızılırmak, Yeşilırmak
Başlıca Göller : Ladik Gölü, Semenlik Gölü, Karaboğaz Gölü
İlçeleri : Merkez, Alaçam, Asarcık, Ayvacık, Bafra, Çarşamba, Havza, Kavak, Ladik, 19 Mayıs, Salıpazarı, Tekkeköy, Vezirköprü, Terme, Yakakent
Köy Sayısı : 882
İLÇELER
Bafra: İlin ikinci büyük kenti olan Bafra Kızılırmağın sağ kıyısında, bu ırmağın üstündeki Çetinkaya Köprüsünün yaklaşık 3 km doğusunda kurulmuştur. Samsun - Sinop karayolunun geçtiği Bafra, önemli bir tütün alım satım merkezidir. Nüfusu 1927'de 8.200 iken 1990 da 65.600 ü bulmuştur.
Çarşamba :Samsun'un doğusunda Yeşilırmağın her iki yakasında kurulmuştur. Tarımsal bir ticaret merkezi olan Çarşamba'nın 1927'de 6.200 iken 1990 da 38.863 tür.
Vezirköprü : Samsun'un güneybatısında bir tepede kurulmuştur. Osmanlı döneminden kalan önemli mimari eserlerin bulunduğu kentin, 1935 de 5.624 olan nüfusu 1990 da 20.633 dür. Eskiden sadece "Köprü" olarak adlandırılan kente, ünlü vezir Köprülü Mehmet Paşa yerleştiği için "Vezirköprü" denilmiştir.
Terme :Samsun- Trabzon karayolu üstünde bütünüyle düz bir alanda ve kıyıdan 4 km içerde kurulmuştur. 1927 de 2.100 olan nüfusu, 1990 da 20.381 dir.
GENEL BİLGİLER
Antik dönemlere dek uzanan olağanüstü bir hikayesi olan, yinede bu tarihin izlerini ve kimliğini taşımakta güçlük çeken bir şehir. Şehir merkezindeki Atatürk heykeli 1932'de Avusturyalı Heinrich Krippel tarafından yapılmış.
Şimdi Samsun dediğimiz kentin ilkçağdaki adı Hellen ağzında Amisos ve Samisos şeklinde kullanılıyordu. Rumca'dan Türkçeye geçen bir çok yer isminde olduğu gibi ismin -e halinde "is" Amison olarak benimsenmiş. Samsun'u bir şehir olarak kuranların ve bu ismi ona layık görenlerin Hellenler olduğu üzerinde uzlaşılan bir nokta olmasına karşılık, Samsun'un yerli halkının kimler olduğu hep tartışma konusu olmuştur. Kimne göre "Gaska "adı verilen "proto Hititler" , kimine göre "Tzan (Can)" adı verilen Rize ile Bafra arasına yerleşmiş "Laz" ve Gürcü"lerle akraba bir Güney Kafkas kavmi (Canik dağları bu kavmin isminden geliyormuş).
SAMSUN TARİHİ
Amisos M.Ö. 3.yüzyılın ortalarında merkezi Amasya olan Pontus Devleti'nin sınırları içerisine girmiştir. Pontus kralllığı Anadolu ve Yunanistandaki Hellen birliğini kurmaya çalışmıştır. 2. Mithridat M.Ö. 245 tarihinde Samsun'u, yerine geçen 1. Farnas M.Ö. 183'de Sinop'u Pontos'a dahil etmiştir. 1.Farnas'tan sonra yerine geçen Mithridates Euapator zamanında Samsun'a saray ve tapınaklar yapılmış, kuvvetli bir ordu ve donanma meydana getirilmiş. O zamanın en büyük gücü olan Roma İmparatorluğuna karşı Pontos İmparatorluğu ölüm kalım savaşına girmiştir. Mithridates'in karısı Leodike bugün "Ladik "olarak anılan kasabayı kurmuştur. Roma İmparatorluğu Pontos krallığını yenebilmek amacıylaLukullus, Murena, Pompei, ve Julius Caesar gibi değerli kumandanlarını Anadolu'ya göndermiştir. M.Ö 1.yüzyılda İsa'nın havarilerinden Aziz Andre ve Piyer Samsun'a gelerek Yahudiler arasında hristiyanlığı yaymışlar. Önce hristiyanlar baskıya uğradılarsa da Amisos zamanla piskoposluk merkezi olmuştu. 868 yılında Malatya emiri Abdullah El Akda, Samsun'u ele geçirip yağma ettiyse de, Bizans imparatoru 3. Mihael'in kumandanı Petranos tarafından bozguna uğratıldı. 1071 yılında Anadolu'ya Türkmen akımlarının yolu açılınca Melik Danişment Gazi 1158 yılında tüm bölgeyi kontrol altına aldı. 1204 yılında İstanbul Latinler (4.Haçlı seferi) tarafından istila edilince hanedanın mirasçıssı Komnenoslar Trabzon'a sığınırlar. Trabzon'da kurulan yeni imparatorluk Latinlerin İstanbulda iş başına ggetirdiği despot ve yeni kurulup İstanbul'a bağlı kalan İznik tarafından tanınmayınca Trabzon İmparatoru ve Doğu Roma İmparatorluğunun yasal varisi David Komnenos Samsun'u 1206 yılında kuşatır. İznik İmparatoru ile Trabzon İmparatoru arasındaki savaşta Selçuklular (1.Gıyasettin Keyhüsrev) İstanbul- İznik tarafını tutar ve hep beraber Trabzon İmparatoreu David Komnenos'u yenilgiye uğratırlar. 14.yüzyılda Karadeniz ticareti Cenevizlilerin eline geçmişti, yüz yıl kadar bu ticari hakimiyet sürdü...
KÜLTÜR
A-MÜZELER
1- Gazi müzesi ; 22 Eylül 1931 tarihinde açılmış olan müzede Atatürk'ün çalışma odası, yatak odası ve bazı eşyaları yer almaktadır
2- Samsun Atatürk müzesi
B- TARİHİ ARKEOLOJİK YERLER
Samsun'un 15 km doğusundakiTekkeköy mağaraları paleolitik devre dayanır. 1940-41 yıllarında t.t.k tarafından Samsun'un Kılıçdede Mahallesindeki Dündartepe'de yapılan kazılardan Kalkolitik, Bakırçağ, Hitit kültürünün kalıntılarına rastlanmıştır. Kavak ilçesinin kaledoruğunda, Vezirköprü ilçesinin Oymaağaç köyünde Bakırçağ ve Hitit yerleşimleri; Bafra Alaçam arasındaki İkiztepe, Hoşkademtepe, Dedepe ve Gökçeboğaz höyüklerinde Bronz, Hitit kültürünün mevcutiyeti ile Hititlerin Karadeniz sahiline indikleri, Samsun'un 18 km güneybatısında Akalan kalesine Alman arkeoloğu Markidi'nin yaptığı kazıda Firik'lerin Karadeniz'e indikleri görülmüştü. Bafra'ya 35 km. uzaktaki Paflagonya kaya mezarları(m.ö.7.yy) dikkat çekicidir. Burada Roma, Bizans, Osmanlı devrine ait kalıntıları ile Asar kalesi de mevcuttur.
İlin sosyolojik yapısını folkloründen izlemek mümkündür.
1- Yerli Karadeniz halkının folklorü : Bafra'dan Batum'a kadar sahil şeridinde gözlenen kemençe ve horonla özdeşleşen,Trabzon ağırlıklı kadınları peştemal erkeklerin zipka giydiği kültürün en batıdaki ucudur.
2- Samsun'un kentleşme sürecinde çeşitli illerden gelipte geldiği bölgenin kültür ve folklorünü getirenler.
3- Samsuna , Balkanlardan mübadele döneminde gelen mübadil halkın kültür ve folklorü.
BAZI KELİMELER
Boduç : Ağaçtan yapılmış su taşımaya yarıyan kap
Şinavak : Nişasta yapımında, meyva suyu çıkarılmasında kullanılan ağaçtan yapılan bir nevi sıkıştırma aleti
Çömçü : Topraktan yapılmış bir su kabı
Neşlek : Ceket
Kolçak : Fındık ağacından yapılmış sepet
Fırahti : Tarla ve bahçelerin korunması için etrafını çevreleyen çitler
SAMSUN HALK OYUNLARI
Camdallı kadın oyunu
Sallama
Neynam
Kabacagöz
Çarşamba çiftetellisi
İkiayak
Dörtayak
Dik horon
Pıtık
Karadeniz horonu
Karşılama
MAYIS 7'Sİ GELENEÐİ
Halk 7 Mayıs sabahı kırlarave mesire yerlerine giderek eğlenir. O günün sabahı erkenden kalkarak en yakın akarsuya bir taşı bir takım dilek ve isteklerde bulunarak atarlar ( Bu gelenek Ordu, Giresun ve Trabzon'da da yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Ordu ve Giresunda dereye, denize, yaylaya v.s taş atarak dilek tutma, Trabzon'da denize açılıp suyla yıkanarak dilek tutma)
BÖLGE ŞİVESİ
Diğer illerden gelenler bölge özelliklerini koruyamamışlar, yerlilerin ve mübadillerin etkisi altında kalmışlardır.Mübadil halk gittikleri yerlere (mesela Çarşamba ovasına) topluca yerleştiklerinden yerlilerle aralarında pek bir şive ve kültür alışverişi olmamıştır. Yerli oyunlarında eşlik çalgısı çift davul ile tek zurna iken, mübadiller çift zurna tek davul kullanırlar.Ayrıca mübadiller kemençeyi tanımazlar.
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#15 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 04.12.2007 - 22:04

Ankaralı Olmak...

Eger Akün Sineması'nda zar zor yer bulup en önden film seyrettiyseniz..
Şimdilerde Gazi Hastanesi'nin olduğu yerdeki ormanlik arazide futbol oynadıysanız....
Amerikan pasajından taklit kot, parfüm, şampuan aldıysanız..
Levis, McDonald's açıldığında (Atatürk Bulvarı) kapılarındaki kuyruğu gördüyseniz ve hatta girdiyseniz....
Zafer Carşısı'nın altından elden düşme kitap, dergi aldıysanız...
Kurtuluş Parkı'nda bir buz pateni sahasi olduğunu biliyorsaniz ve oraya kaymaya gitmişseniz....
Kızılay'da, tüp geçidin orda ufacık pul gibi bir şeyle kuş gibi öten adamı biliyorsaniz....
Vişneli-çikolatalı pasta, boza deyince aklınıza Akman Pastanesi geliyorsa...
Koprülü kavsağı, metro durağı olmayan bir Ankara size normal geliyorsa....
Bahçeli yediye sadece o civarda oturan bir arkadaşı ziyaret etmek için gittiyseniz...
Ilk kumpiri Tunali'da Kıtır'da yediyseniz....
Döneri, Sakarya'da Hosta'da yemeyi seviyorsaniz ...
Margharita Pizza'yi, Körfez Pastanesi'ni biliyorsaniz...
Eskişehir Yolu'nun 2 şeritli ve boş halini biliyorsanız... Arkadaşlarinizi en az 10 yıldır tanıyorsanız...
Hala 9'da karar verip 9 çeyrek seansına yetişiyorsanız... Bunu zavallı Istanbullulara anlatırken büyük keyif alıyorsanız...
Airport Disco'nun açıldığını hatırlıyorsanız....
Nüans Bar'da, A Bar'da canlı müzik dinlediyseniz...
Ziya Gökalp Caddesi'nin orta şeridinin sadece otobüsler için olduğu
ve lastik izinde dalga dalga göçtüğnü görmüşseniz...
Kuğulu Park'taki salıncaklarda sallanıp, balon ve kağıt helva
aldıysanız...
Karum'un icinde piyasa yaptıysanız, Çoook Şeker açıldığında koşa
koşa gidip bir torba şeker aldıysanız...
Yılbaşında Vakkorama'yı hep gezdiyseniz...
Vakko'nun, Gima'nin, YKM'nin önünde birileri ile buluştuysanız...
Seğmenler haftasonu aile eğlenceniz olmuşsa...
Serender Pastanesi'nde 'kanyaklı' yediyseniz...
Eskişehir Yolu'nda Söğutözü Köprüsü'nün sadece bir ufak kavşak
olduğunu hatırlıyorsanız...
Bilkentsiz bir Ankara düşünebiliyorsanız....
Oran'a giderken, "Ulan buralar da ne şehir dışı be.." dediyseniz....
Hava kirliliğinden dolayi okullarınız tatil edildiyse ve siz o gün hiç eve girmediyseniz...
Eski Deutz servis otobüsleriyle okula gittiyseniz....
Anadolu Lisesi sınavına girerken sadece iki lise tercihi
yapabildiyseniz....
Gölbaşı'na yemeğe değil, pikniğe gittiyseniz...
Turizm Bakanliığı binasının yerinde tarla olduğunu hatırlıyorsanız...
Otobüse Ulus'taki gardan binmişliğiniz varsa...
Gençlik Parkı'nda birilerinin nikahına gidip, havuzunda bisiklete binip, akşam da lunaparkta uçan sandalyelere, galaksiye, çarpışan arabalara binmişseniz...
Okul gezilerinde mütemadiyen Anitkabir'e, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne, Resim Heykel Müzesi'ne, Atatürk'ün evine, Meclis'e gitmişseniz...
AOÇ'de içindeki kafeteryadan fındık fıstık alıp maymunlara verdiyseniz, filin o çitleri atlayıp atlayamayacağını hesap ettiyseniz...
Çıkışta köfte ekmek, üzerine de AOÇ dondurması, pamuk şeker yediyseniz...
AOÇ'deki tren yolunda tren geçerken beklediyseniz...
Kuğulu Pasajı'ndan alişveriş yapıp, Aynalı Çarşı'daki pet shopları gezmeyi adet haline getirip, ordan poster alıp siyah çerçeve ile çerçevelettiyseniz...
Metro inşaatı sırasında Kızılay'ın trafiğe kapatılıp koskoca Atatürk Bulvarına eski banliyö trenlerinin vagonlarının yerleştirilip onların Cafe & Pastahane yapıldiğını hatırlıyorsanız ve hatta soğuk kış günlerinde orda bir fincan çay veya sahlep içip simit, tost ve sandiviçinizi yediyseniz...
Atakule'nin inşaat halini görüp, açıldığında koşa koşa her hafta sonu oraya gidip Dreamland jetonları biriktirip hediye almaya çalıştıysanız...
Meram Pastanesi'nden, Sim'den dondurma yediyseniz...
Kolej - Yükseliş çekişmesini hep yaşadıysanız...
Devlet okulunda okuduysaniz "Siz paralı biz beleş ..... kolej.." diye bağırdıysanız....
Ankara dışında hiç bir yerde simit yemekten zevk alamıyorsanız ve simide en yakışan içeceğin ayran olduğunu biliyorsanız...
Yolda para saymaktan korkmuyor, çantanızı nasil takacağınızı hesap etmiyorsanız...
TRT 23 Nisan Çocuk Şenlikleri'ni canlı seyrettiyseniz, hatta ekipteyseniz, yurtdiışından size arkadaş geldiyse...
ODTU' ye -özellikle şenlik zamanı- kimliksiz girme numaralarını biliyorsaniz...
Meclis kavsağını arabada ya da otobüste yaklaşık 45 dakikada geçmenin ne demek olduğunu biliyorsaniz...
Anıttepe size Anitkabir'i olduğu kadar yüzmeyi de ifade ediyorsa...
'Batıkent'in, şehrin dışında, sosyal olanaklarıyla tasarlanan bir site-kent projesi olduğunu hatırlıyorsanız...
Aylik kartla otobüse sınırsız binmenin tadını biliyorsaniz...
Evinizin bir yerlerinde Dost kartı duruyorsa ve o kartı almak için senet imzaladıysan...
Bu saydiklarımız içinizi sızlattıysa ve son cümleyi tahmin ediyorsanız...

Ankaralısınız demektir. Otuzunu geçmiş....

ANKARA

Yüzölçümü: 30.715 km²
Nüfusu: Yaklaşık 4.5 milyon
İl Trafik No: 06
Gönderilen Resim
Gece görünümü Ankara

Ankara'nın adının nereden geldiğine dair çeşitli söylentiler olmakla birlikte, tarihe geçmiş adı Eskiçağdan zamanımıza kadar hemen hemen hiç değişmemiş gibidir: Ankyra (Ancyra), Angora, Engürü ve şimdi Ankara.

Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti Ankara, Orta Anadolu'nun merkezi bir noktasında kurulmuştur. Bu merkezi konumu itibariyle tarih boyunca özellikle Selçuklular ve Osmanlılar devrinde, Ankara keçilerinin tüylerinden yapılan sof kumaşlarının yurt dışına satılması Ankara'yı kervansarayların güzergahı ve bir ticaret merkezi haline getirmiştir.

Ankara, Birinci Dünya Savaşı sonrası Atatürk liderliğindeki ulusal direnişte belirgin bir konum üstlenmiş ve Ulusal Kurtuluş Savaşı ile Türk yurdunun yabancı işgalinden kurtarılmasıyla 13 Ekim 1923'de yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ilan edilmiştir.

Ankara'nın en belirgin noktasında yer alan yapı, Ulu Önder Atatürk için yaptırılan ihtişamlı Anıtkabir'dir. 1953 yılında tamamlanan bu antik ve modern mimari sentezi yapı Türk mimarisinin gücünü ve zarafetini kanıtlamaktadır.
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Şehrin en eski bölümleri tarihi Kaleyi çevrelemektedir. Duvarlar içinde 12. yüzyıla ait Alaaddin Cami her ne kadar Osmanlılar tarafından elden geçirilmişse de hala Selçuklu ahşap işçiliği ve sanatının güzel örneklerini sergiler. Pek çok sayıda ilginç eski Türk evi restore edilmiş ve sanat galerileri ya da geleneksel Türk mutfağından örneklerin sergilendiği lokantalar olarak yeniden hayat bulmuştur.

Hisar Kapısı'nın yakınlarında güzel bir şekilde restore edilmiş olan Bedestendeki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde Paleolitik, Neolitik dönemlere ve Hatti, Hitit, Frigya, Urartu ve Roma Uygarlıklarına ait paha biçilmez eserler yer almaktadır.

Kalenin dışında 13. yüzyıldan kalma Arslanhane Cami ve 14. yüzyıla ait Ahi Elvan Cami görünmeye değer eserlerdendir. Roma döneminin şatafatını M.S. üçüncü yüzyıldan kalma hamamlar, dördüncü yüzyıla ait Julian Sütunu ve ikinci yüzyıldan kalma korint stiline inşa edilmiş olan Agustus Tapınağı Ulus Meydanı'na yakın bir biçimde kalenin çevresindedir. İmparator Augustus'un ''Politik Emirleri'' nden biri olan ve kendisinin başarılarını ayrıntılı olarak veren yazıt, Ankara'daki Augustus Tapınağı'nın duvarlarıdır.

Kale yakınlarında, bir Roma Tiyatrosu ve aynı bölgede 15. yüzyıldan kalma Hacı Bayram Cami ve türbesi yer almaktadır.

Selçuklu tahta kapı oymacılığının şaheserlerinin ve diğer günlük kullanım araçlarının sergilendiği Etnografya Müzesinin hemen yanında yer alan Resim ve Heykel Müzesi Türk güzel sanatlarından kesitler içerir. Ankara'daki en büyük camii olan Kocatepe cami 1976 ile 1987 arasında Osmanlı mimarisine uygun olarak inşa edilmiştir.

Ankara, seçkin bale, tiyatro, opera ve halk dansları düzenlemeleri ile hareketli bir sanatsal ve kültürel yaşama sahne olmaktadır. Şehir, özellikle dinleyici sayısı hiç düşmeyen Flarmoni Orkestrası ile ünlüdür.

İLÇELER:
Ankara ilinin ilçeleri; Altındağ, Çankaya, Etimesgut, Keçiören, Mamak, Sincan, Yenimahalle, Akyurt, Ayaş, Bala, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Elmadağ, Evren, Gölbaşı, Güdül, Haymana, Kalecik, Kazan, Kızılcahamam, Nallıhan, Polatlı ve Şereflikoçhisar' dır.

Akyurt : Kent merkezine 33 km. uzaklıktadır. İlçeye bağlı Balıkhisar Köyüne 1 km uzaklıkta, M.Ö. 3000 yılı ortalarından itibaren yerleşime sahne olmuş, Eski Tunç Çağına ve sonrasına ait büyük bir höyük bulunmuştur.

Altındağ : Kent merkezine 1 km. uzaklıkta, Selçuklular , Osmanlılar ve daha eski medeniyetleri kapsayan ilçede; Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı, Julianus Sütunu, Roma Hamamı, Cumhuriyet Anıtı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi, Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Cumhuriyet Müzesi bulunmaktadır. Ayrıca Karacabey, Ahi Şerafettin, Hacı Bayram Veli Efendi, Karyağdı, Gülbaba ve İzzettin Baba Türbeleri ile Hacı Bayram, Aslanhane, Ahi Elvan, Alaaddin, Zincirli ve Kurşunlu camileri de ilçe sınırları içerisindedir.

Ayaş : Kent merkezine 58 km. uzaklıktaki Ayaş İlçesi kaplıcaları ile ünlüdür. Karakaya Kaplıcası ile 23 km. batısındaki Ayaş içmelerinin mineralli ve radyoaktifli suların sağlık açısından önemli bir zenginlik kaynağıdır. Karadere Bağlan, Ova Bağları, Arıklar Bağları, Kirazdibi Bağları ilçenin diğer tabiat varlıklarıdır.

Bala : Ankara'nın güneyinde yer alan Bala ilçesi sınırlarındaki, ilçeye 35 km uzaklıktaki Beynam Ormanları Balâ ilçesinin olduğu kadar Ankara'nın da önemli mesire yerlerindendir. Burası genellikle çam ormanlarıyla kaplıdır.

Beypazarı : Ankara'ya 99 km. mesafede olan Beypazarı ilçesinin tarihi Hitit ve Friglere kadar uzanmaktadır. Beypazarı'nın bir piskoposluk merkezi olduğu, adının önceleri Lagania Anastasıopolıs olarak değiştirildiği tarihi eser ve haritalardan anlaşılmaktadır.

Beypazarı, tarihi evleri, gümüş işçiliği ve havucu ile ünlü şirin bir ilçedir. Boğazkesen Kümbeti, Suluhan, Eski Hamam, Sultan Alaaddin Cami, Akşemseddin Cami, Kurşunlu Cami, Rüstem Paşa Hamamı, Gazi Gündüzalp Türbesi (Hırkatepe), Kara Davut Türbesi (Kuyumcutekke), Karaca Ahmet Türbesi, ilçe sınırları içerisinde olup görülmeye değer tarihi mekanlardır.

İlçeye 10 km. uzaklıkta bulunan Tekke Yaylası, 44 km uzaklıktaki Karaşar beldesinde bulunan Eğriova Yaylası ve Gölü, Dereli köyü civarında peri bacalarını andıran yapılar ilçenin ilgi çekici yerleridir.

Çamlıdere : Ankara'nın kuzeybatısında yer alan Çamlıdere ilçesinin şehir merkezinden uzaklığı 108 km. dir. İlçede Selçuklu dönemine ait Peçenek Beldesinde bir Camii bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Bizans Dönemine ait mezar ve yerleşim yerleri kalıntılarına da rastlanılmaktadır.

Çankaya : Çankaya İlçesi, şehir merkezine 9 km. uzaklıktadır. Ankara'nın önemli ilçelerinden olan Çankaya İlçesi, ili merkezine yakın pek çok semti içine alır. Atatürk Orman Çiftliği, Eymir Gölü, Elmadağ Kayak Tesisleri, Ahlatlıbel Spor ve Eğlence Merkezi ilçe sınırlarındadır.

*Çankaya/Atakule

Anıtkabir, Atatürk Müzesi, Atatürk Anıtı (Zafer Anıtı-Sıhhiye), MTA Genel Müdürlüğü Tabiat Tarihi Müzesi, Güvenlik Anıtı, Etnografya Atatürk Anıtı, Doğa Tarihi Müzesi, ODTÜ Arkeoloji Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Sergi Salonu, Anıt Park, Botanik Bahçesi, Abdi İpekçi Parkı, Güven Park, Kurtuluş Parkı, Kuğulu Park, Milli Egemenlik Parkı, Ahmet Arif Parkı, 100. Yıl Kapalı Yüzme Havuzu, Belediye Buz Paten Sahası gibi spor alanları, Oyuncak Müzesi (Cebeci-Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi), Hitit Anıtı, Atakule, TBMM ilçenin başlıca turistik yerlerindendir.

*Anıtkabir

*Anıtkabir gece görünümü

Çubuk : Çubuk, Ankara şehir merkezine 39 km uzaklıktadır. Aktepe' de bulunan bir kale harabesi ve Karadana Köyünde Oyulu Kaya Mezarı Hitit kalıntılarıdır.
Çubuk II. Barajı drenaj alanında bulunan ormanlık ile Karagöl mevkiinde bulunan ormanlık alanlar önemli mesire yerleridir.

Elmadağ : Kent merkezine 41 km. uzaklığındadır. Kökü Selçuklulara kadar uzanan halıcılık, el dokuması, kilim, heybe ve çantalar kültür zenginliklerini günümüze kadar getirmiştir.

Etimesgut : Etimesgut ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 20 km. dir. Gazi Tren istasyonu ve Atatürk'ün İstanbul'a gidiş gelişlerinde uğurlandığı Etimesgut Tren İstasyonu tarihi yapı özellikleriyle dikkat çekicidir. Etimesgut'a adını veren Ahi Mes'ud, Ahi Elvan gibi Türk büyüklerinden, Ahi Elvan Hazretlerinin Türbesi Elvanköy' de Elvanköy Cami avlusunda bulunmaktadır.

Evren : İl merkezine 178 km. uzaklığındadır. Çevrede rastlanan höyük ve kilise, kale kalıntıları bu yörenin İslamiyetten çok önceleri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. İlçe sınırları içerisinde Evren-Sarıyahşi yolu üzerinde Evren' e 2 km. uzaklıkta bir höyükte bin yıla ait seramik kalıntılarına rastlanmıştır. Çatalpınar Köyünün 2 km güneybatısında bulunan Sığırcık Kalesi Geç Bizans ve Osmanlı Dönemine aittir.

Gölbaşı : Ankara'ya 20 Km. uzaklıktaki Gölbaşı ve çevresi Ankara'nın mesire, sayfiye, turizm ve sanayi bölgesi durumundadır. Mogan ve Eymir Gölleri, doğal güzelliği, temiz havası ve balık üretimi ile ilçeye turistik bir değer kazandırmaktadır.

İlçe sınırlarında, İncek, Hacılar ve Tulumtaş köyleri arasındaki Karayatak Tepe Mevkiinde yer alan Tulumtaş Mağarasında görülmeye değer dikit, sarkıt ve sütunlar bulunmaktadır.

Haymana :Kent merkezine uzaklığı 73 km. olan Haymana kaplıcalarıyla dünyaca ünlüdür. Kaplıcaların tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır. Hititlerden sonra Romalılar devrinde kaplıca tesisleri yeniden onarılmış, ayrıca kaplıcanın 1-1.5 km doğusunda halen harabeleri bulunan bir şehir kurularak, bu bölge bir su tedavi merkezi haline getirilmiştir.

Kalecik : Kent merkezine 71 km. uzaklıktaki Kalecik ve civarının ilk defa M.Ö. 3500-4000 yıllarında erken Kalkolitik Devirde iskan edilmiş olduğu tahmin edilmektedir. Hasbey, Saray, Tabakhane Camileri, Kazancıbaba, Alişoğlu Türbesi ile Kızılırmak üzerindeki Develioğlu Köprüsü ve Kalecik Kalesi belli başlı tarihi eserleridir.

Kazan : Kazan' ın şehir merkezinden uzaklığı 45 km. dir. İlçenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yapılan kazılar sonucu çıkan birçok tarihi eser, çok değişik medeniyetler zamanında ilçe ve köylerinde yerleşim olduğunu göstermektedir.

Keçiören : Keçiören ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 3 km. dir. Ankara'nın Merkez ilçelerinden biridir. Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşına hazırlandığı ve karargah olarak kullandığı Ankara Eski Tarım Okulu bugün müze olarak Keçiören sınırları içerisindedir.

Kızılcahamam : İl merkezine 83 km. uzaklıkta bulunan Kızılcahamam Ankara'nın en yoğun orman örtüsüne sahip olan yerleşim yeridir. Maden suyu bakımından oldukça zengin olan Kızılcahamam'a 16 km uzaklıktaki Şey Hamamı Kaplıcası ülkenin önemli kaplıcaları arasındadır.

Mamak : Mamak ilçesinin şehir merkezine uzaklıgı 7 km. dir. İlçede kültür hizmetlerini yerine getirmek için şimdiki Belediye Başkanlık Binasının yer aldığı Konservatuar Binası bulunmaktadır. Ayrıca 75. Yıl Cumhuriyet Anfi Tiyatrosu, kültürel faaliyet varlıklarından sayılabilir.Tabiat varlıkları olarak Hatip Çayı, Bayındır Barajı ve önemli 4 mesire yerlerindendir.

Nallıhan : Nallıhan'ın şehir merkezine uzaklığı 161 km. dir.İlçe merkezi 1599'da Vezir Nasuhpaşa' nın burada bir han yaptırmasıyla teşekkül etmiş, adını bu Han'dan almıştır. Halen çatısı yıkık olan Han ile birlikte cami ve hamam da yapılmıştır. İlçede, Uluhan (Köstebek) Köyünde 17. Yüzyılda inşa edilmiş olan Uluhan Cami de diğer önemli bir eserdir.

Polatlı : Polatlı ilçesinin şehir merkezine uzaklığı 78 km. dir. Bugünkü Polatlı'nın 20 m. kuzeybatısına düşen Yassıhöyük Köyü ve çevresi bölgede gerçek bir tarih başlangıcı sayılabilir. Bu çevrede 86 adet tümülüs ve kral mezarları ve kalıntıları ilçe merkezinde de tümülüs ve şehir kalıntıları bulunmaktadır.

Şereflikoçhisar : Şehir merkezine 148 km. uzaklıktadır. İlçede, Türkiye'nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü bulunmaktadır. Kuzeyinde bulunan Hirfanlı Baraj Gölünde balıkçılık yapılmaktadır. Tuz Gölü, Kurşunlu Camii, Koçhisar Kalesi ve Parlasan Kalesi, ilçenin tarihi ve turistik zenginliklerini oluşturur.

Yenimahalle : Yenimahalle'nin şehir merkezine uzaklığı 5 km. dir. Kent Merkezinde yeralan Yenimahalle'nin tarihini vurgulayan eserler arasında Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından 1222 yılında eski Bağdat Ticaret yolunun geçtiği Ankara Çayı üzerinde yaptırılan Akköprü sayılabilir. Tarihi özelliğini hala korumakta olan Köprü, 4 büyük, 3 küçük olmak üzere 7 kemerden oluşmuştur.

NASIL GİDİLİR

Karayolu : Ankara'dan Türkiye'nin her tarafına otobüsle ulaşım olanağı vardır.

*Aşti (Otobüs terminali)

Havayolu : Uluslararası Ankara Esenboğa Havalimanı, şehir merkezine 25 km. mesafededir. Ulaşım HAVAŞ servisleriyle sağlanmaktadır.

Demiryolu : Ankara-İstanbul, Ankara-İzmir, Ankara-Balıkesir, Ankara-Isparta-Burdur, Ankara-Zonguldak, Ankara-Adana, Ankara-Elazığ-Diyarbakır ve daha bir çok güzergahlarda trenle ulaşım mevcuttur.

GEZİLECEK YERLER

Anıtkabir
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, inkılâpların yaratıcısı, kahraman asker, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedî istirahatgâhının bulunduğu Anıtkabir, Rasattepe' de inşa edilmiştir.

Mimarları Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda'dır. 1944 yılında yapımına başlanan anıt, 1953'te tamamlanmıştır. Aynı yıl Ata, Etnografya Müzesindeki geçici kabrinden büyük bir törenle buraya nakledilmiştir.

Anıtkabir kompleksi içindeki üniteler ;İstiklâl Kulesi, Hürriyet Kulesi, Aslanlı Yol, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Mehmetçik Kulesi, Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Milli Kulesi, İnkılâp Kulesi, Zafer Kabartmaları, Mozole - Şeref Holüdür.

Müzeler

Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Adres: Hisar Cad. Ulus - Ankara

Etnografya Müzesi
Adres: Talatpaşa Bulvarı Opera - Ankara

Ankara'da Atatürk Evi

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ''Oyuncak Müzesi''

Atatürk'ün Mekanı Müze Köşk

Beypazarı Kültür ve Tarih Müzesi

Eğit-Der Eğitim Özel Müzesi

Gordion Müzesi

Mehmet Akif Ersoy Evi

MTA Tabiat Tarihi Müzesi

ODTÜ'de Arkeoloji ve Müze

Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Müzesi

TRT Müzesi ve Ulusal Kurtuluş Sergisi

100. Yıl Kız Teknik Öğretim Müzesi

Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi

T.C. Ziraat Bankası Müzesi

Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzesi
Adres: Cumhuriyet Cad. Ulus - Ankara

Örenyerleri

Gordion - Polatlı/Yassıhöyük: Frigya Krallığı'nın başkenti, ünlü Gordion şehrinin kalıntıları; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı'nın 21 km. kuzeybatısında, Ankara'dan 90 km. uzaklıkta, Yassıhöyük köyündedir.

Gordion' un tarihi M.Ö. 3000 yılma (Eski Tunç Çağı) kadar dayanmaktadır. Asur, Hitit (M.Ö. 1950 - M.Ö. 1180) ve Frigya (M.Ö. 900 -M.Ö.620) nın önemli bir yerleşme yeri idi. Frigya Devletine başkentlik yapmıştır. Gordios adlı (Frig başkenti kurucusu) kralın adını almıştır. Kral Gordios tarafından bağlanan ünlü düğüm, Büyük İskender tarafından M.Ö. 333 yılında kışı geçirdiği Gordion'da kesilmiştir. Gordion'da, bu tarihten sonra Büyük İskender Dönemi (M.Ö. 300-100) başlamış, sonra Roma Dönemi (M.Ö. 1.- M.S.4. yy.), daha sonra Selçuklu (M.S.11.-13. yy.) dönemi sürmüştür.

Roma Hamamı - Ankara/Merkez: Ulus Meydanından Yıldırım Bayazıt Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 2.5 metreye kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır. Hamamın bulunduğu yüksek platformun höyük olduğu bilinmektedir.
Hamam, Caracalla (M.S. 212-217) devrine tarihlenir. Caracalla Hamamının Çankırı Caddesindeki girişi, sütunlu bir revak kalıntısının çevrelediği geniş bir alana, palaestraya yani bir güreş sahasına açılır. Bu revaklı avlunun bir kenarında 32 sütun olmak üzere bütün yüzünde 128 mermer sütun bulunmaktadır. Hamam binaları paleastra kısmının hemen arkasında yer alır. Bu yapılar ender rastlanan bir büyüklükte olup, her zaman olduğu gibi Apoditerium (soyunma kısmı), Frigidarium (soğukluk kısmı), Tepidarium (ılık kısım) ve Caldarium (sıcak Kısım) bölümlerinden oluşur.

Gavurkale Örenyeri - Ankara/Haymana: Ankara'nın 60 kilometre güneybatısındadır. Yanında akmakta olan Babayakup Deresinin tabanından 60 metre yüksekte olan tepe, uzun süren bir yerleşmeye sahne olmuştur. Tepeye buradaki eski yıkık duvarlar nedeniyle Gavurkale adı verilmiştir.
Gavurkale, bir tepe üzerindeki dik kayaların güneye bakan yüzünde yer alan; birbiri ardına yürüyen iki tanrı, karşılarında oturan bir tanrıça kabartması ve bu kayalığın çevresindeki iri bloklardan oluşan duvarlar ile dikkati çekmiştir. Söz konusu kaya kabartmaları Hititlere özgü eserlerden olup, Anadolu'nun değişik yerlerinde bulunan benzer anıtlardan sadece birisidir.
Yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda buranın surlarla çevrili önemli bir merkez olduğu anlaşılmıştır. Önceleri yalnızca Hititlerin ibadet yeri olarak bilinen Gavurkale' de önemli Frig yerleşiminin olduğu da anlaşılmış, burası 1930 yılındaki çalışmalar sırasında bizzat Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir. Daha sonraki yıllarda çevresinde çeşitli yüzey araştırmaları yapılmış olan Gavurkale'de 1998 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi Başkanlığında kazı çalışmalarına da başlanmıştır.



Karalar Köyü Örenyeri - Ankara/Kazan

Karahöyük Harabesi - Hacıtuğrul Köyü

Etnografya Müzesi

Ogüst Mabedi - Ankara/Altındağ

Ahlatlıbel : Ahlatlıbel, Ankara'nın 14 kilometre güneybatısında Taşpınar Köyü - Gavurkale -Haymana eski yolu üzerindedir. Ankara'ya çok yakın olan bu Eski Tunç Çağı istasyonu Anadolu için önemli bir düz yerleşme birimidir.

Bitik : Bitik Höyüğü Ankara'nın 42 kilometre kuzeybatısındadır. Yukarıdan aşağıya doğru M.Ö. V. yüzyılda başlayan bir Klasik Çağ iskânı ile kalın bir Eski Tunç Çağ iskânı meydana çıkarılmıştır. Bitik' teki Eski Tunç Çağı kalıntıları bölgenin Doğu ve Batı Anadolu ile ilgisini belgeler.

Etiyokuşu : Ankara'nın 5 kilometre kuzeyinde, Çubuk Çayı kıyısındadır. Buradaki kazı Prof. Şevket Aziz Kansu tarafından 1937 yılında Türk Tarih Kurumu adına yapılmıştır. En alt katta Eski Taş Devri tipte aletler ele geçmiştir. Onun üstündeki Eski Tunç Çağı kültürü Ahlatlıbel kültürü ile benzerlik gösterir. En üstte ise çeşitli devirlere ait büyük bir sarayın kalıntılarına rastlanmıştır.

Augustus Tapınağı : Ulus'ta Hacı Bayram Cami bitişiğindedir. M.Ö. II. yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos'un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır.
Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirilmiştir. Etrafı dört sütunla kuşatılmış dört duvar halindedir. Etrafını çevreleyen uzunluğuna on beşer, enine altışar adet kırk iki, tapınağın kapısı önünde dört, arkada iki adet sütunun yerleri bulunmaktadır. Yalnız iki yan duvarı ile kenarları işlemeli olan kapı kısmı eski hali ile ayakta durmaktadır. Aslı Roma Tapınağında bulunan ve Augustus'un başardığı işleri gösteren vasiyetnamesi bir yazıt ile bu tapınağın türbeye bitişik duvarına konulmuştur.

Julianus Sütunu : Defterdarlık ve valilik binası arasındaki havuzun kenarında bulunmaktadır. Hiçbir yazıtı yoktur. Gövdesinde birçok halka olup, yüksekliği on beş metre kadardır. Sütunun İmparator Julianus' un (M.S. 361)

Ankara Roma Tiyatrosu : Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alır. İlk defa 1982 yılı sonunda bulunmuş, kurtarma kazılarına 15 Mart 1983'te Müzeler Genel Müdürlüğünce başlanmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü de kazılan 1986 yılı sonuna kadar sürdürmüştür. Sonuçta M.S. II. asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır. Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odası (scene)'ndan artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçalan bulunmuştur.

Akköprü : Varlık Mahallesi önünde ve Ankara Çayı üzerinde olup, Ankara'nın en eski köprüsüdür. 1222 yılında Selçuklu Hükümdarı I. Alaaddin Keykubat tarafından Ankara Valisi Kızılbey zamanında yaptırılmıştır.

Höyük ve Tümülüsler

Beştepeler Tümülüsü : Anıtkabir alanındaki tümülüslerde ilk kazı 1926 yılında Makridi tarafından yapılmıştır. 1945 yılında Anıtkabir alanında yapılan toprak düzeltmesi sırasında birkaç tümülüsün kaldırılması gerekmiş, iki tümülüs açılmış ve burada Friglere ait birçok çanak çömlek ile beraber aletler de ele geçmiştir. Uzmanlar bu tümülüslerin Gordion Frig mezarlarıyla çağdaş olduğunu meydana çıkarmışlardır.

Yumurtatepe (Demetevler) Tümülüsü: Çiftlik - Demetevler Kavşağında Demetevlere giden yolun sol tarafında yer alır. 1986 ve 1987 kazı mevsimlerinde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğünce kazılmıştır. Yapılan kazılar sonucunda, tümülüsün tepesinde Eski Tunç Çağına ait küçük ve yuvarlak tek bir yapı ve içinde pişmiş toprak eserler ele geçirilmiştir.

Kül Höyük : Oyaca Kasabası sınırları içerisinde olup, Ankara-Haymana karayolunun yaklaşık 50. kilometresinde sola ayrılan Boyalık, Culuk, Çalış ve Durupınar yolundan 1.5 km gittikten sonra yolun sağında ve 150 metre mesafededir. Orta büyüklükte höyüklerden olan Külhöyük'te, Anadolu Medeniyetleri Müdürlüğü Başkanlığında kazı çalışmaları yapılmaktadır.

Karaoğlan : Karaoğlan, Ankara'nın 25 km. güneyinde ve Ankara-Konya yolu üzerindedir. Höyükte Kalkolitikten itibaren tüm uygarlık katları görülmektedir. Ankara Gölbaşı bölgesinde Hitit ve Frig katlarına sahip en önemli istasyonlardan birisidir.

Kaleler

Ankara Kalesi: Asırlardır kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi kentin sembolü olmuştur. Ankara Kalesi'nin tarihi, kentin tarihi kadar eskidir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber ilk kez Romalılar tarafından yapıldığı fikri yaygındır.
Selçuklular tarafından onartılıp genişletilmiştir. Kurulduğu tepe yanında akan (Hatip Çayı) Bentderesinden 110 metre yüksektedir.
Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdır. Yirmiden fazla kulesi vardır. Dış kale eski Ankara şehrini yürek biçiminde çevirir. Dört katlı olan iç kale kısmen Ankara taşından kısmen de toplama (spoliyen) taşlarla yapılmıştır. İç kalenin iki büyük kapısı olup, birisi dış kapı, diğeri hisar kapı adını taşır. İç kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ile 16 m. arasında değişmektedir. Bugün kale içinde Osmanlı Ankara'sının XVII. Yüzyıldan itibaren ayakta kalmış bir çok Ankara evi bulunmaktadır.


*Ankara Kalesi

Kalecik Kalesi : Kalecik Kalesi, Çankırı'ya giden yol üzerinde Ankara'dan 78 km. uzaklıktadır. Modern kasabaya hakim olan simetrik koni biçimli bir tepenin üzerine kurulmuştur. Güneybatısındaki dağlara bir sırtla bağlanır ve Kızılırmak' a doğru uzanan ovada tek başına yükselir.

Camiler

Şehrin bazı önemli camileri, Ağaç Ayak Cami, Ahi Elvan Cami, Ahi Yakup Cami, Aslanhane (Ahi Şerafettin) Cami, Cenab-ı Ahmet Paşa Cami, Alaaddin Camii ,Çiçekçioğlu Camii, Direkli Cami, Eskicioğlu Camii, Hacettepe Camii, Hacı Arap Camii, Hacı Bayram Camii, İbadullah Cami Karacabey Camii, Kocatepe Camii, Kurşunlu Camii, Tabakhane Camii, Tacettin Camii ve Zincirli Cami'dir.


*Kocatepe camii (Ankara merkez camisi)


*Kocatepe Camisinden bir görünüm

Türbeler

Ankara'da, Ahi Şerafettin Türbesi,Azimi (İsmail Paşazade Hacı Esad) Türbesi, Cenab-ı Ahmet Paşa Türbesi, Hacıbayram Veli Türbesi, İsmail Fazıl Paşa Türbesi, Karacabey Türbesi, Karyağdı Türbesi, Kesikbaş Türbesi, Yörük Dede (Doğan Bey) Türbesi bulunmaktadır.
[font=Verdana][size=2]
Hanlar

Çengel Han: Kale altında ve Atpazarı Meydanı Sefa Sokakta bulunmaktadır. Kitabesinin 1522 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Kurşunlu Han: Ankara Kalesine giden yol üzerinde bulunan ve Fatih'in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından 1421 yılında yaptırılmış olan eser, tipik Osmanlı şehir içi hanlarındandır.

Mahmut Paşa Bedesteni: Kale yolu üzerinde ve Kurşunlu Hanın bitişiğindedir. 1421 - 1459 yılları arasında han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Doğu - Batı istikametinde boyuna uzanan büyük ve muntazam dikdörtgen plânda olup, on adet büyük kubbe ile örtülü bedesten ve bedesten dışında meydana gelmiş olan arasta ile birlikte iki kısımdan ibarettir. Anılan bedesten bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi teşhir salonu olarak kullanılmaktadır.

Sulu Han: Hacı Doğan Mahallesi Tekneciler Sokağı ile Sulu Han Sokağı arasında bulunmaktadır. 1685 tarihinde Şeyhülislâm Cevvar Zade Mehmet Emin Bey tarafından Zincirli Camiye vakıf olarak yaptırılmış olduğu ileri sürülen Sulu Hana Hasan Paşa Hanı da denilmektedir. Fakat 1141 tarihli vakfiyede, Hanın Abdülkerimzade Mehmet Emin Bey tarafından vakfedildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır.

Zağfiran (Safran) Hanı: At Pazarındadır. Aslen Kayserili olup, Ankara'ya yerleşen Hacı İbrahim Bin Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyesi 1512 tarihlerinde düzenlendiğine göre bu tarihlerde yapılmış olmalıdır. Hanın yarısı mülk, yansı vakıfın ruhuna cüz-i şerif okumak, Lütfi Han kapısındaki musluğa bakmak için vakfedilmiştir. İçinde bir mescit yer almaktadır.

Hamamlar

Eski Hamam: Eski Hamam, Gazi Lisesinin tam karşısında yer almaktadır. Oldukça harap durumda olan hamamın soyunmalığı tamamen yıkılmış olmasına mukabil, soğukluk ve sıcaklık, külhan dahil olmak üzere ayakta durmaktadır. Eserin mimari yapısı ve tekniği itibariyle XV. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir.

Karacabey Hamamı: Karacabey Hamamı Talat Paşa Bulvarı üzerinde olup 1444 tarihinde yapılmıştır. Çifte hamam olarak teşkil olunmuş Karacabey Hamamı batı kısmında birbirine bitişik soyunmalıkları, doğu kısmında ise batıdakilere göre daha değişik inşa tarzı gösteren sıcaklık ve halvetleriyle birlikte bütünü kareye yakın büyük bir dikdörtgen meydana getirmektedir, birleşmektedir.

Şengül Hamamı: İstiklâl Mahallesi Acı Çeşme sokakta bulunmaktadır. Kadınlar ve erkekler kısmı olmak üzere çifte hamam halinde yapılmış olan Şengül Hamamının bugün İstiklâl Caddesi üzerindeki erkekler kısmı evvelce kadınlara ait idi. Yan yana olan iki kısmın da soyunmalıklarının inşa tekniği ve malzemesinden, XIX. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Anıtlar

Mimar Sinan Anıtı: Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin önündedir. 1956 yılında Türkiye Emlâk Kredi Bankası tarafından heykeltıraş Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır. En büyük mimarımız Mimar Sinan (1409-1588)'ın ayakta duran, kendine has giysileriyle mermer heykeli bulunmaktadır.

Güvenlik Anıtı: Kızılay'da Güven Park içerisindedir. 1935 yılında Ankara taşından yapılmıştır. Türk Ulusunun polis ve jandarmaya bir armağanı olduğundan dolayı Emniyet Anıtı da denilmektedir.

Mithat Paşa Anıtı: Ulus'ta T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü binasının yanındadır. 1966 yılında T.C. Ziraat Bankası tarafından İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyelerinden Heykeltıraş Prof. Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır.

Ulus Cumhuriyet Anıtı: Ulus Meydanındadır. Anıt, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Türk Ulusu' nun bir armağanı olarak 1927 yılında dikilmiştir.

*Ulus meydanı/Cumhuriyet Anıtı

Zafer Anıtı: Yenişehir'de Atatürk Bulvarı üzerinde, Ordu Evi önündedir. Atatürk'ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir.

Zübeyde Hanım Büstü: İsmet Paşa Kız Enstitüsü binasının önündedir. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım' ın büstü Türk Kadınlar Birliği Merkezi tarafından Türk analarının en büyüğüne armağan olmak üzere 31 Mart 1964 tarihinde dikilmiştir.

Gezi ve Mesire Yerleri

Altınpark: Altınpark, İrfan Baştuğ Caddesi Aydınlıkevler'de, 640 bin m2'lik alanda hizmet vermektedir. Park alanında Uluslararası Fuar Merkezi, Bilim Merkezi, Kültür Merkezi, Kapalı ve Açık Spor Alanları, Açık ve Yan Açık Gösteri Anfileri, Türk, İtalyan ve Çin Lokantaları, Türk Sokağı ve Tepe hanından oluşan bölüm, Gölet ve bahçeler, Üretim seraları, Olimpik Yüzme Havuzu, Mini Golf Sahası ve At Tavlası halkın ziyaretine sunulmuştur.

*Altınpark

Atakule: Atakule, varlığı ile modern Ankara görünümüne önemli bir katkıda bulunmaktadır. Yüksekliği 125 metre olan kulenin tepe rakımı 118.2 metredir. 115.6 metredeki görsel ve işitsel cihazların kullanımına uygun çok amaçlı kokteyl salonu (nikâh töreni, seminer, konferans vb.) 600 metrekarelik bir alana sahiptir. Saatte bir tur atan döner lokanta 111.8 metrededir. Her gün 09.30 - 23.00 arası açık olan seyir terası, 103.8 metrededir. 99.8 metrede ise cafe - bar bulunmaktadır.

Atatürk Orman Çiftliği: Atatürk tarafından kurulan çiftlik, günümüzde gazinoları, parkları, piknik yerleri, hayvanat bahçesi, çeşitli ürünleri ve doğası ile Ankaralılar tarafından çok ziyaret edilen bir gezi ve mesire yeridir. Ulaşım belediye otobüsleri, dolmuş ve banliyö treni ile mümkündür.
l
Gençlik Parkı: İstasyon - Opera binaları arasında yer alır. Lunaparkı, çay bahçeleri, gazinoları, yaz aylarında faaliyet gösteren tiyatroları, kayık ve su bisikletiyle içinde dolaşılan büyük havuzuyla, restoran ve çeşitli eğlence yerleriyle halkın yazın rağbet ettiği önemli bir gezi ve eğlence merkezidir.

Bayındır Barajı: Ankara'ya 12 kilometre uzaklıkta, Samsun Yolu üzerindedir. Tabii güzelliği, gazinosu, kamp yeri ve bir de yüzme havuzu olan baraj, yabancıların da beğenisini toplayan bir gezi ve mesire yeridir. Ulaşım, otobüs ve minibüsle mümkündür.

Çankaya Sırtları: Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Atatürk Müzesinin bulunduğu yerdir. Yaz aylarının sıcak günlerinde nispeten serin olan Çankaya'da pastaneler ve geniş park alanı içinde kır kahveleri de mevcut olup, Ankara'nın bir tablo gibi seyredilebileceği en güzel yerdir.

Çubuk Barajı: Ankara'ya 12 kilometre uzaklıktadır. Baraj çevresindeki ormanlık alan içinde gazinolar, piknik yerleri, yürüyüş alanları ve kır kahveleri vardır. Motor gezileri içinde elverişli olan baraja belediye otobüsü ile gitmek mümkündür.

Gölbaşı: Ankara'nın 25 kilometre güneybatısında ve Konya Yolu üzerinde olan Mogan Gölü'nün kıyısında plaj ve gazinoların yanı sıra restoran ve kahveler vardır. Sıcak yaz aylarında deniz özlemini bir parça da olsa gideren bir gezi ve mesire yeridir. Kıyısında bir yüzme havuzu olan göl, kayık gezileri için elverişlidir. Ulaşım, belediye otobüsü ile sağlanmaktadır.

Diğer Mesire yerleri: MTA Gül Bahçesi, Kurtboğazı arajı, Sarıyar Barajı, Beynam Orman İçi Dinlenme Yeri, Çamkoru Orman İçi Dinlenme Yeri, Güven - Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri, Hoşebe Orman İçi Dinlenme Yeri, Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri , Sorgun Orman İçi Dinlenme Yeri, Söğütözü Orman İçi Dinlenme Yeri , Tekkedağı Orman İçi Dinlenme Yeri , Uluhan Orman İçi Dinlenme Yeridir.

Milli Parklar

Soğuksu Millî Parkı

Mağaralar

Ankara ili Güdül ilçesinde Bizans döneminden kalma mağaralar bulunmaktadır.

Ankara Mağaraları(Mağara Turizmi)

Kaplıcalar
İlin önemli kaplıcaları Kızılcahamam-Sey Hamamı Kaplıcası( link ), Ayaş İçmesi ve Kaplıcası, Ayaş Karakaya Kaplıcası, Beypazarı-Dutlu-Tahtalı Kaplıca ve İçmeleri, Kapullu Kaplıcası, Çubuk Melikşah Kaplıcası ve Haymana Kaplıcasıdır.
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim

Gönderilen Resim
Gönderilen Resim

Ankara Kaplıcaları (Sağlık Turizmi)
Kuş Gözlem Alanı

Çöl Gölü Kuş Alanı, Mogan Gölü Kuş Alanı,Kızılcahamam Ormanları Kuş Alanı,Kavaklı Dağı Kuş Alanı,İnözü Vadisi Kuş Alanı ve Sarıyar Barajı Kuş Alanı Ankara ili sınırları içinde bulunmaktadır. Ayrıca Beynam Ormanı Kuş Alanı ve Tuz gölü Kuş Alanı da Ankara da bulunmaktadır.

Sakarya Havzası
Kızılırmak Havzası
Konya Kapalı Havzası

Sportif Etkinlikler

Kış Sporları: Ankara'ya 26 Km. uzaklıktaki Elmadağ Kayak Merkezinde , Kar kalınlığı 30-40 cm' yi bulan kış aylarında kayak yapma imkanı mevcuttur. Elmadağ Kayak Merkezinde bulunan tesisler hizmet vermektedir. Ayrıca, Ankara'da biri kurtuluş Parkı içinde, diğeri Bahçelievler Sondurakta olmak üzere iki adet buz pateni sahası bulunmaktadır.

Elmadağ Kayak Merkezi (Kış Turizmi)

Hava Sporları: Gölbaşı, Ankara'daki Hava sporlarının yapıldığı alanlardan biridir.

Yamaç Paraşütü Yapılan Yerler

Avcılık: Ankara İli, çok çeşitli av hayvanları barındırmaktadır. Bunların başında, keklik, çil keklik, tavşan yaban ördekleri ve yaban kazları gelmektedir. Nallıhan, Beypazarı, Kızılcahamam , Çamlıdere, Çubuk ve Güdül ilçeleri ormanlık alanlarında ayı, vaşak, yaban domuzu, geyik bulunmaktadır.

Olta Balıkçılığı: Ankara İl sınırı dahilinde yapılmakta olan balıkçılık akarsu, göl, baraj gölü ve gölet balıkçılığı olmak üzere dört grupta toplanabilir.
Akarsu balıkçılığı, Kızılırmak, Sakarya nehirleri ile bunların kolları ve Kirmir Çayında yapılmaktadır. Göl balıkçılığı, Mogan Gölü, Eymir Gölü ve Karagöl' de yapılmaktadır. Baraj gölü balıkçılığı, Ankara çevresinde bulunan çeşitli baraj göllerinde yapılmaktadır.

Gençlik Kampları: Ankara'nın çeşitli bölgelerinde, gençlerin faydalanabilecekleri Orman Bakanlığı Orman Kampları bulunmaktadır.

Gençlik Turizmi

Sanat, Kültür ve Eğlence
Ankara siyasal açıdan olduğu gibi kültürel ve sanatsal açıdan da Türkiye'nin başkenti durumundadır. Devlet Tiyatroları, özel ve amatör tiyatrolar, Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, çok sayıda resim galerisi, amatör müzik grupları, kültür merkezleri başkentlilerin yararlandıkları etkinliklerdir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yarım yüzyılı aşan Devlet Tiyatrosu, Ankara'da en güzel oyunları sergilemekle kalmamış, bilinçli ve son derece ince zevkli bir tiyatro seyircisi de yetiştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 40 yılı aşan balesi Ankara'da filizlenmiştir. Bu sanat dalı da, tıpkı tiyatro gibi seyircisini de birlikte yaratmış ve geliştirmiştir. Her yıl ekim ayında perdelerini açan tiyatro, opera ve bale sahneleri mayıs sonuna kadar yerli ve yabancı eserlerin seçkin örneklerini sunar. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da konserleri ile Ankara kültür sanat yaşamına renk katar.
1988'de başlayan "Ankara Uluslararası Film Festivali", 1984'ten bu yana süregelen ''Uluslararası Ankara Sanat Festivali'', Ankara'da yapılan önemli etkinliklerdendir. Ayrıca, Ankara Uluslararası Çizgi Film Festivali, Ankara Uluslararası Müzik Festivali ve Asya - Avrupa Sanat Bienali ilgi çekici sanatsal etkinliklerdir.

Bu mesaj gülün&gülü tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.12.2007 - 22:17

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#16 stifler88

stifler88

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 8 Mesaj

Gönderim zamanı 04.02.2008 - 16:35

İZMİRİM GÜZEL KIZLARI GÜZEL GÖZTEPEMİZ HEPSİNDEN GÜZEL *gla :D :P :P

#17 guide

guide

    Follow me! If you can...

  • Üyeler
  • 3.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir
  • İlgi Alanları:Tenis , Body Building , Kick Boxing , Müzik dinlemek , Gaz'lamak .

Gönderim zamanı 04.02.2008 - 16:52

İstanbul'un kızları süper bence ya *gla istiklalde dolanırken düz bakamıyorum hiç mesela :D :P :P
<!--aimg-->Gönderilen Resim<!--Resize_Images_Hint_Text--><!--/aimg-->

#18 deryadeniz

deryadeniz

    çözmeye çalışma beni...

  • Dokunulmazlar
  • 4.502 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:bedeni AnKaRa'da ruhu nerde Allah bilir!!!

Gönderim zamanı 04.02.2008 - 16:57

üstteki iki arkdaşın il yorumuna bayıldım :(
DeRyOş.!!

#19 şirin

şirin

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 4.117 Mesaj

Gönderim zamanı 17.03.2008 - 13:41

hımmm...bak burayı yeni keşfettim...bende bi çalışma hazırlayayım..bakalım ortaya nasıl bişey çıkacak...tabi resim eklemeyi öğrenebilirsem :)

#20 altuntas

altuntas

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.066 Mesaj
  • Konum:trabzon
  • İlgi Alanları:edebiyat şiir oyun müzik futbol

Gönderim zamanı 06.05.2008 - 15:11

Gönderilen Resim
Gönderilen Resim

Gönderilen Resim

Gönderilen ResimGönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Gönderilen Resim





BAYBURT TARİHİ


BAYBURT
GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 3.652 km²
Nüfus: 107.330 (1990)
İl Trafik No: 69
Bayburt Doğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan Erzurum-Trabzon tarihi İpek Yolu üzerindedir. Marco Polo ve Türk seyyah Evliya Çelebi bu yoldan geçmişlerdir. Çoruh nehrinin kıyısında bulunan şehrin tarihi M.Ö. 3000'lere kadar uzanır.
İLÇELER
Bayburt ilinin ilçeleri Aydıntepe ve Demirözü 'dür.
Aydıntepe: Bayburt il merkezinin 24 km. kuzey batısında kendi adı ile anılan ovanın kuzeyindedir. Türk İslam döneminden kalma en önemli eserler, Gümüşdamla köyünde bulunan tarihi kemer köprü ve ilçe merkezinde bulunan medrese kalıntıları ve merkez camidir.
Demirözü: Tarihi savaşın yapıldığı Otlukbeli tepesi bu ilçededir. Demirözü merkezinde klasik dönemden kaldığı sanılan yapı kalıntıları, ilçeye bağlı Bayrampaşa köyü civarındaki (Evcikler) Tepesi Höyüğü ve Gökçedere kasabasında (Pulur) Höyüğü ilk tunç çağına ait çanak çömlek bulunması ile önem kazanmaktadır.
M.Ö.2 Y.Y. dan itibaren Pontus krallığına bağlı olan Bayburt M.Ö. 40’lı yıllarda Roma hakimiyetine girmiştir. bu tahribatını anlatmaktadır. Bu işgalin acısı Bayburt’lu Zihni’ nin ünlü koşmasında dile getirilmektedir.


Bayburt


Eski çağlarda halcilerin yaşadığı sahada yer alan Bayburt'un bir müddet Roma İmparatorluğu hakimiyetine girdiği ve bu imparatorluğun ikiye ayrılması üzerine Doğu Roma toprakları içinde kaldığı bilinmektedir. Bizans İmparatorluğu teşkilatına göre ülke, bugünkü eyaletlere benzer bir takım temalara ayrılmıştı. Bayburt Heldia temasına bağlıydı ve bu eyaleti meydana getiren yedi piskoposluğun dördüncüsünü meydana getiriyordu. İmparator Justinianus tarafından kalesinin tahkim ve tamir edildiği bilinen Bayburt, Arap fetihleri sırasında Bagrat sülalesinin hakimiyeti altında bulunmaktaydı.

Bayburt ve yöresi, Türklerini Anadolu'da ilk yerleştikleri bölgelerdendir. Tuğrul Bey'in Anadolu seferi (1054) sırasında Bayburt, Çoruh nehri ve Karadeniz dağlarına (Parhar) uzanan sahalara akınlarda bulunan Selçuklu kuvvetlerinin hücumlarına maruz kaldı ise de fethedilemedi. Kesin Türk hakimiyeti Malazgirt zaferinden sonra gerçekleşti. Şehir 1072'den 1202'ye kadar bazen Erzurum yöresinde hüküm süren Saltuklar'ın bazen de Danişmendiler'in hakimiyetinde kaldı. Bir ara Trabzon imparatoru I.Alexis Comnen'in kumandanı Theodore Gabras tarafından işgal edildiyse de, kısa süre sonra yeniden Danişmendli hakimiyetine girdi. (1098) Selçuklular 1202'de Saltuklu Devletine son verince Bayburt'u da ele geçirdiler.

Bayburt'un asıl gelişmesi, Süleyman Şah'ın kardeşi Erzurum Meliki Mugisuddin Tuğrul Şah ve oğlu Cihan Şah (1020-1230) döneminde oldu. Tuğrul Şah Bayburt kalesini yeniden inşa ve tahkim ettirdi. I:Alaeddin Keykubad tarafından Moğollara karşı sınırlar kuvvetlendirilirken Bayburt da Erzurum ile birlikte Konya'ya bağlandı. 1243 Kösedağ savaşının ardından Moğolların Anadolu'yu istilası esnasında yapılan anlaşma gereği Baybırt Selçukluların kontrolünde kaldı. Bu durum 1291'de burada Giyaseddin Mesud tarafından para bastırılmasından anlaşılmaktadır.

İlhanlılar devrinde Tebriz-Trabzon yolu üzerinde bulunması sebebiyle daha da gelişen Bayburt, Ceneviz ve Venedik kervanlarının konakladığı bir yerdi. Moğolistan'a giderken buraya uğrayan Marko Polo şehirde zengin Gümüş madenlerinin bulunduğunu belirtir. Hatta İlhanlılar buradan yüklü bir vergi geliri temin ediyorlardı. Bu dönemde Darül Celal adı ile anılan ve iktisadi bakımdan canlılık kazanan şehir aynı zamanda bir kültür merkezi durumundaydı. Burada Mahmudiye ve Yakutiye medreseleri kurulmuş, Mevlevilik gelişme göstermiş, ayrıca ahilik teşkilatı da yayılmıştı.

Son İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han'ın ölümünden sonra (1334) Bayburt, Eretnaoğulları'nın eline geçti. Zaman zaman Erzincan Beylerinin hücumlarına uğrayan şehir, bir ara Mutahharten'in idaresine girdi. Fakat çok geçmeden Kadı Burhaneddin zamanında Akkoyunlu beylerinden Kutlu Bey oğlu Ahmet Bey'in yardımı ile alındı ve Ahmet Bey'e ikta olarak verildi. Bir ara Karakoyunluların da eline geçen şehir sonra tekrar Akkoyunluların eline geçti ve uzun süre öyle kaldı.

Bayburt yöresi 1501'de bir ara Safeviler tarafından alındı. Bu dönemde Trabzon valisi olan Yavuz tarafından bun bölgeye akınlar yapıldı (1507). Yavuz tahta çıktıktan sonra da çıktığı İran seferinde bir kısım kuvvetlerini Bayburt üzerine gönderdi. Ekim 1514'te Bayburt Şah İsmail'in elinden alındı. Bundan sonra Bayburt Erzincan ile birlikte Trabzon Beyi Bıyıklı Mehmet Paşa'ya verildi ve Sancak merkezi ilan edildi.

Kanuni'nin İran seferi sırasında önemi daha da artan Bayburt kalesi 1541'de esaslı bir tamir gördü. 1553'te Şah Tahmasb'ın akınlarına şahit olunduysa da, bundan sonra XIX. Yüzyıla kadar önemli bir olay yaşanmadı. 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı esnasında Rus birliklerinin işgaline uğradı. 1878 ve 1916'da Ruslar tarafından yeniden işgal edilen Bayburt bu işgaller sırasında önemli oranda tahrip edildi.

1927'ye kadar Erzurum'a bağlı olan Bayburt bu tarihte Gümüşhane'ye bağlandı. 21.06.1989 tarihinde 3578 sayılı yasa ile il statüsüne kavuştu.






DemirDemirözü İlçesi Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan ve Karadeniz ikliminden çok karasal ilim özellikleri gösteren, denizden 1680 MTA. yükseklikte bir yerleşim birimidir. Demir özü Bayburt merkez, Gümüşhane, Köse ve Kelkit ile Erzincan Çayırlı ve Otluk beli ilçeleri ile sinirlidir. En yüksek tepeleri Otluk beli tepesi (2485 mt.) dır. Pulum Dağı (2185 MTA.) yüksekliktedir. Demir özü İlçesi iklim acısından Doğu Anadolu ile Doğu Karadeniz bölgesi arasında bir geçim bölgesi durumundadır. Kıslar çok soğuk ve sert, yazlar ise kurak gedmektedir. Yağışlar genellikle kar seklinde olmakta, ayrıca yüksek yerlerde yayla iklimi yaşanmaktadır.
Tarihi Yapısı :
Yörenin bilinen en eski halkı I.Ö. 1500’lerde yasayan Aziziler ve Ayyaslar’dir. Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgiler I.Ö.2000-3000 arasında tarihlenen ilk Tunç Çağı’nın ilçeye bağlı Bayrampaşa Köyü’nün batısında bulunan evcikler tepesi höyüğü ve Gökçelere Kasabası içinde bulunan (Pulum) Höyüğü Tunç Çağına ait çanak, çömlek buluntuları ile önem kazanmıştır. Yörenin Urartu, Kimler, İskitler, Meç, Pers, Pontus, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu ve Osmanli idaresi altina girdiği ve ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Osmanlı döneminde yöre de Müslüman, ermeni ve Rum halklarının yasadığı Osmanlı kayıtlarından anlaşılmıştır. Yörenin 1410’da Karakoyunlular’in, 1476’da Akkoyunlular’in egemenligi altina girdigi ve Fatih Sultan Mehmet’in Otlukbeli savasinda Akkoyunlular’i yenmesi ile Osmanli egemenligine girdigi bilinmektedir. Otlukbeli Savasi’nin geçtigi mekan Demir özü İlçesi sınırları içerisindedir. İlçeye bağlı Gökçelere Kasabası (Pulum) Akkoyunlular’in Ana doludaki ilk yerleşim merkezlerindendir. Gökçe dere’de bulunan camii, medrese, imaret ve hamamdan oluşan Akkoyunlu eserleri bir külliyeyi olusturmaktadir. Demirözü Bayburt Ilçesine bagli bir bucak merkezi iken, 1987 yilinda 3392 sayili yasa ile Gümüshane Iline bagli ilçe yapilmis, 1989 yilinda Bayburt’un il yapilmasi ile birlikte Bayburt ili’ne bagli duruma getirilmistir.


Nufus Durumu:
1997 yili nüfus sayimi sonuçlarina göre ilçede yasayan nüfus 12 535’e düsmüstür. Bu nüfusun 2 436’si merkez ilçede 10 099’u köylerde yasamaktadir. Belediyelik olan Gökçedere köyünde 2 590 ve Bespinar Belediyesi’nde ise 2 028 kisi yasamaktadir. Sehirde yasayan nüfus %40, köyde yasayan nüfus ise %60 dir. Ilçemizde büyük oranda göç olayi mevcuttur. Ortalama olarak Ilçemizin genel nüfusunda her bes yilda bir Demirözü merkezi kadar insanlar göç etmektedir. Yillik göç miktari yaklasik olarak %4 gibi bir rakamdır. Yöre nüfusunun tümü müslümandir. Başka din ve mezhebe mensup insanlar bulunmamaktadır.
İdari Durumu:
Demir özü İlçesi Bayburt İli’ne bağlı 19/06/1987 tarihli 3392 şayili kanunla kurulmuş, merkeze bağlı 27 köyü bulunan yeni bir ilçedir. Merkez, Gökçelere ve Bespinar’da belediye teşkilatı bulunmaktadır. Merkezde 2, Gökçe dere’de 3, Bespinar’da 2 olmak üzere 7 mahalle, 27 köy muhtarlığı bulunmaktadır. Genellikle köylerde toplu yerleşim söz konusudur. Akyaka Köyü’ne bağlı 1, Kalecik Köyü’ne bağlı 1, Petekli Köyü’ne bağlı 1 olmak üzere 3 adet mezra(koç) bulunmaktadır. Bu köylere bağlı mezraların ilçe merkezi ile bağlantıları mevcuttur. İlçede Kaymakamlık birimleri dışında, İlçe Nüfus Müdürlüğü, İlçe Özel İdare Müdürlüğü, Tapu Sicil Müdürlüğü, Mal Müdürlüğü, Tarım İlçe Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü (İlçe Milli Eğitim bünyesinde hizmet vermektedir), İlçe Emniyet Amirliği, İlçe Jandarma Komutanlığı, Tarım Kredi Kooperatifi bulunmaktadır. Kaymakamlık hizmetleri yazı isleri bünyesinde yürütülmektedir. 1 hizmetli, 1 sivil savunma memurluğu kadrosu münhaldır, 1 şoför görev yapmaktadır. Ayrıca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Köylere Hizmet Götürme Birliği Kaymakamlık bünyesinde hizmet vermektedir. Sağlık hizmetleri ilçe merkezi ile Gökçelere ve Bespinar belediyelerinde bulunan 3 sağlık ocağı; Yelpinar, Isikova, Kalecik, Yakup abdal, Çatalçesme, Serenli, Petekli, Güneşli ve Çakirözü köylerinde bulunan 9 sağlık evi ile yürütülmektedir. PTT hizmetleri ilçe merkezinde kendi hizmet binasında, Gökçelere, Bespinar ve Kalecik’te bulunan 250 ser hat kapasiteli otomatik santraller ile yürütülmektedir. Kaymakamlık ve diğer dairelerde araç yetersizliği söz konusudur. Kaymakamlık makamının aracı dışında, Tarım İlçe Müdürlüğü’ne ait 1 adet hizmet otomobili, sağlık ocağına ait 2 ambulans ve 1 adet binek aracı bulunmaktadır. Emniyet Amirliğine ait Toros marka 1 otomobil ve 1 münübüs bulunmaktadır.


Sosyal Durumu:

İlçe halkının sosyal alandaki ihtiyaçlarını karşılayacak müesseseler oldukça kısıtlıdır. İlçede sinema, tiyatro vs. bulunmamaktadır. 1 adet kütüphane mevcuttur. İlçe halkının issiz olması ve başka bir sosyal faaliyetinin bulunmaması, özellikle erkekleri kahvelerde oturmaya mahkum etmektedir. İlçe halkının tek eğlence kaynağı TV programları ve kişiler arasında geleneklere dayanan güzel beşeri ilişkilerdir. Toplumsal yapıda yaşanan dejerasyon ilçe halkının fakir olmasına ve aşırı göçe rağmen toplumsal dayanışma ilçe halkının en güzel özelliğidir. Yeni yapılan spor salonunun faaliyete gedmesi ile gençlere azda olsa spor yapma imkanı sağlamıştır. İlçede 2 adet spor kulübü mevcuttur. Faaliyet alanları sadece futbol ile sinirlidir. Spor salonunun faaliyete gedmesi ile bu faaliyet alanı daha da genişlemiştir. İlçede yaşanan diğer sıkıntıda, çalışan kesimin oturabileceği konutların yeterli ve istenilen standartta olmamasıdır. İlçede kamuya ait lojmanlar mevcuttur. İlçe Milli Eğitim müdürlüğüne ait 18 daire mevcut olup, tahsisi yapılmıştır. İlçe merkezi ve köylerinde halkın oturduğu konutların büyük çoğunluğu sağlık koşullarına uymayan, halkın kendi imkanları ile yaptırdığı toprak yapılardır. Göç nedeni ile yeni yapılaşma çok azdır. Betonarme yapılar genelin içerisinde önemsiz oranda kalmaktadır. İlçe merkezinde ilçe olmanın gerektiği oranda yapılaşma söz konusu değildir. Memurların bir kısmi ev bulamama nedeni ile il merkezinde ikamet etmekte ve ilçeye her gün gidip gelmektedir.




AYDINTEPE
Tarihi
İlçenin tarihini incelerken, Bayburt tarihi ile beraber ele alınır. Eldeki tüm kaynakların gösterdiğine göre ilçenin yerleşme merkezi olarak kurulusu Bayburt’un tarihi kadar eskidir. Onun için ilçe tarihini Bayburt tarihinden ayrı olarak ifade etmek mümkün olmamaktadır. Yörenin sakinleri hakkında kesin bir bilgi yoktur. Hitit kaynaklarında, Bayburt’tan Dukkamma adi ile bahsedilmiş olması, yörenin Hitit egemenliğinde de bulunmuş olduğunu göstermektedir. Bu sebeple Aydintepe ve çevresinde yerleşmenin Hititler döneminde de var olduğunu ispatlamaktadır. Bunu M.M. 3000-2500 yılları ile tarihleşmek mümkündür. Cumhuriyetin kurulusundan sonra bucak merkezi olmuş 1957 yılında da nüfusu göz önünün alınarak belediye teşkilatı kurulmuş adi Aydintepe olarak değiştirilmiştir. 4 Temmuz 1987 gün ve 19507 şayili Resmi Gazete’de yayınlanan 3392 şayili Kanunla da ilçe olmuş, önce Gümüşhane iline, daha sonra 3578 şayili kanunla il olan Bayburt’a bağlanmıştır.
Coğrafi Yapısı
Aydintepe 40° 24° kuzey enlemi, 40° 10° doğu boylamında olup, doğu ve güneyden il merkezi, kuzeyden Trabzon, batıdan Gümüşhane illeri ile çevrimdir. Bayburt il merkezinin 24 km. Kuzey batısında kendi adi ile anılan ovanın kuzeyinde kuzey Anadolu sıra dağlarının bir bölümünü oluşturan ve Trabzon-Bayburt illerinin tabii sınırlarını çizen Soğanlı dağlarının ovala birleştiği etekte kurulmuştur. Denizden 1650 m. yükseklikte kurulmuş olan Aydintepe ilçesi 864 km2 alana sahiptir. İlçenin en önemiş dağları olan Soğanlı dağları, kara ikliminin etkisi ve tahripler sonunda orman alanlarından hemen hemen mahrumdur. Bu dağların en önemli özelliği yaylacılık ve av turizmine elverişli olması geniş otlaklarının bulunmasıdır. İlçenin tabii bitki örtüsü geç kuruyan meralar, çaylar ve bozkır alanlarıdır. İlçe arazisinin 110.000 dekar ekilebilir, 50.000 dekar çayır ve 10.000 dekar orman , 300.000 dekar mera ve yayla 380.000 dekar kayalık ve dağlardır.



İklimi
Doğu Anadolu yayla ikliminin etkisi altında bulunan ilçede kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazları aşırı olmayacak şekilde sıcak ve kurak geçer. Kuzey yamaçlarında Karadeniz ikliminin etkisi görülür. Rüzgarlar ilçede Soğanlı dağlarından Çoruh ırmağı vadisine doğru eser ve yörede "Balkar" adi verilen rüzgarların etkisi altındadır. Ayrıca Aydintepe ovası doğudan esen rüzgarlara da açıktır.
Sosyal-Ekonomik Yapı:
Tarihi Aydintepe ilçesi, il merkezi Bayburt’a has gelenek ve göreneklerin aynen yaşatıldığı tipik bir Anadolu kasabasıdır. Yıllardan beri birlik ve beraberliğin devamı sağlanmış, acı ve sevinçli günler birlikte paylaşılmıştır. Düğün ve cenaze törenlerinde köy ve mahalle halkı bir araya toplanır, yardımlaşma ve beraberliğin en güzel örneklerini verirler ilçe merkezi ve köylerinde klasik ve yöreye has konut tipinden vazgeçilip modern tarzda dayanıklı inşaat malzemeleri kullanılarak konut yapımına son yıllarda hız verilmiştir. Geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanan ilçeden hemen her aile bu islerle uğraşacak kadar hayvan ve araziye sahip değilse de genel geçim kaynağı budur. İlçe merkezi ve köylerinde hayvan alimi satımı seklinde küçük ticari çalışmalar ile küçük çaplı yük ve yolcu taşımacılığı dışında ailelerin geçimine yönelik gurbetçilik önemli yer tutmaktadır. Kapalı bir toplum olma özelliği gösteren ilçede sosyal tesisler olmamasına rağmen özellikle yaz aylarında Soğanlı dağlarında bulunan yaylalara ve Çoruh çayı kenarları ile yöredeki maden suları çevresine ilgi gösterecek günü birlik geziler yaparlar.








Ulaşım:
Aydintepe ilçesi, il merkezine 24 km.lik asfalt yola bağlı olup, her gün ilçeden karşılıklı belediye otobüs seferleri mevcuttur. Tarihi ve Kültürel Değerler 1. Türk İslam Devri Öncesi Tarihi Kalıntılar: Aydintepe M.M 3000-2500 yıllarına varan tarihe sahiptir. İlçenin imarı sonunda ortaya çıkarılan Yeraltı Şehri ve Roma mezarlıklarından anlaşıldığına göre ilçede yerleşmenin Roma İmparatorluğu döneminde de var olduğu görülür. 2. Türk İslam Devri Eserleri: Türk-İslam döneminden kalma en önemli eserler, Gümüsdamla köyünde bulunan tarihi kemer köprü ve ilçe merkezinde bulunan medrese kalıntıları ve merkez camiidir. A.Kirci köyünde sekizgen plan üzerine yapılan Ekmelüddin-i Baberti türbesi diğer önemli Türk eseridir. Aydintepe camiinde bulunan minber ve vaaz kürsüsü ile ayni camiinin yanında bulunan H.Osman Efendi türbesi ve tarihi çeşme diğer önemli tarihi eserleridir.
GELİYOR MU O?





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli