İçerik değiştir



- - - - -

Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 13 yanıt verildi

#1 okan_yuksel

okan_yuksel

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 85 Mesaj
  • Konum:Memur

Gönderim zamanı 05.08.2005 - 20:28


mustafa kemal ve çanakkale denilince aklınıza neler geliyor, merak ediyorum. paylaşan olursa sevinirim, son zamanlarda bir şeyler okudum ve bir hayli şaşırdım!

okan yüksel
Dünyanın,bir öküzün boynuzları üzerinde durduğu bir yalandır ama buna inanan öküzlerin olduğu doğrudur!!!

#2 Elric

Elric

    Mel G.'nin Vârisi :)

  • Üyeler
  • 6.432 Mesaj
  • Konum:Mélnibone

Gönderim zamanı 06.08.2005 - 00:40

gidip görmek lazım... hatta mutlaka görülmeli çanakkale şehitlikleri..
Gönderilen Resim

#3 Roland

Roland

    I Love My Frog :)

  • Üyeler
  • 4.729 Mesaj
  • Konum:pelin

Gönderim zamanı 06.08.2005 - 01:41

Çanakkale ve Mustafa Kemal(niye Atatürk denilmiyor anlamadım) denilince, saçma sapan bir neden yüzünden ölen milyonlarca insan aklıma geliyor. Ayrıca Elric'e katılıyorum herkesin Şehitlikleri görmeli.
Kandırdım, kandırdıım, gemi memi yoktu

#4 Sanderland

Sanderland

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 675 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 06.08.2005 - 10:37

neyin uğruna savaştiğini bilmeyen binlerce insan.....
kimin icin, ne icin....

ateş kes zamanlarında Çanakkale de askerler birbiri arasinda sigara ve ekmek alış verişi yaparmış....



Çanakkale de sawaşta bacağı kopan bir İngiliz Subayı Atatürk ün naaşı Dolmabahceden Ankara ya doğru yola cıkarken yapılan törende hazir bulundu...

Düşünsenize bacağınızı kopartan ordunun komutanının cenaze törenine katılıyorsunuz... Naaşı karşısında hazırolda cephe selamı ile tek bacak ve bir koltuk değneği ile ayakta duruyorsunuz...

o okuduklarını sil kafandan... Atatürk her zaman doğru yu yapti, doğru yu gösterdi....

Savaş kötü birşey... OLmamalı.....
Return to İnnocence

#5 okan_yuksel

okan_yuksel

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 85 Mesaj
  • Konum:Memur

Gönderim zamanı 06.08.2005 - 17:10

ÇANAKKALE, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE YALÇIN KÜÇÜK

Çanakkale gezim sürecinde de son zamanlarda korsan kitapçılarda bolca görülen Yalçın KÜÇÜK’ÜN “İsyan 1” adlı kitabını okudum. Kitaptaki iddialar bir hayli ilginçti, bunların Çanakkale ve Mustafa Kemal ATATÜRK ile ilgili olan bölümlerini aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Ben şahsen şaşırdım ve yazanların bizim tarih kitaplarımızla ne kadar da farklı olduğunu görerek dehşete düştüm. Bunları sizlerle paylaşıyorum, bu iddialar eğer asılsız ise bir an önce çürütülmelidir; çünkü bu iddialar insanların resmi tarihe olan inancını sarsıyor. Şahsen ben, resmi tarih kitaplarımıza şüphe ile bakmaya başladım. Resmi tarihe koşulsuz inanıyorsanız, aşağıdaki iddiaları da çürütmek durumundasınız:

“Anlatımı herhangi bir tehlike içermemekle birlikte, Zübeyde Ana için, Mustafa Kemal’in eğitimini engelleyen bir anne imaj ve rivayetini desteklemektedir. Halbuki böyle bir rivayete ihtiyaç var; çünkü Mustafa Kemal, okullarda hiç parlak bir öğrenci değildi ve Harbiye’de ise dereceye girenler arasında adı geçmemektedir. Harbiye’de derece çok önemlidir ve mezuniyet sonrasında, bir süre için, atamaları etkiliyordu. Ayrıca, seçkin bir heyet tarafından yazılarak İslam Ansiklopedisi’nde yayımlanan biyografisinde, Manastır Askeri İdadisi’nde iken, “Fransızcadan geri” olduğu kaydedilmektedir. İyi yetişmemiş olması için bir günah keçisi arandığını ve Zübeyde Ana’nın seçildiğini düşünebiliyoruz.”

“Mustafa Kemal ise, üst kültüre özenmekle birlikte, incelmiş bir yaşamın davranış kalıplarını hiçbir zaman kazanamamıştı. En son zamana kadar, rakıyı beyaz leblebi ile içmek adetini korumuştu, içki masasında, bir kısmı sınıf arkadaşı büyük paşaları, güreş tutmaya davet ediyor ve bundan hoşlanıyordu. Büyük şair ya da komutanları, gecenin geç saatlerinde, çok nazik olsa da, çok zaman polis marifetiyle, Çankaya’daki masasına çağırtabiliyordu; bunlar için bir açıklamaya ihtiyaç olmalıdır. Resmi tarihte Zübeyde Ana, günah keçisidir.”

“Kurtuluş Savaşı öncesi kariyerinin çok ışıklı olmadığına bir işaret de Halide Edip’te var. Halide Hanım’ın, Kurtuluş Mücadelesi’ne, deyiş uygunsa, “gözü kara” gittiğini hep biliyoruz. Yola çıkarken yapmış olduğu bir tespiti var ki, buraya almak istiyorum. Şu şekildedir; “Benim ve herkesin Mustafa Kemal Paşa hakkındaki fikrimiz bu devrede şöyle ifade edilebilir: Çanakkale’de Anafartalar kahramanı, padişahın yaveri ve olağanüstü bir zeka ve ihtirası olan bir insan.” Diye tanımlıyordu. Çok ilginç değil mi, ne hareket ordusu kurmay başkanlığı, “Hürriyet” Partisi ve ne de bir başkası var. Vahdettin’in yaveri, zeki ve ihtiraslı bir asker olarak biliniyor ki, hiç tartışmasız doğrudur. Halide Hanım; bir de “Çanakkale’de Anafartalar Kahramanı” diyor, bu da “Çanakkale Kahramanı” olmaktan çok uzak.”

“Savunma, kurtuluş sayılmıştı ve yine Larcher’ye göre, o tarihte, “zafer” yalnızca, Cevat Paşa’ya atfediliyordu.”

“Çanakkale Savaşı, birbirinden tümüyle ayrı, iki sektörden ibarettir. Birisi, düşman donanmasının Çanakkale Boğazı’ndan geçişi ve engellenmesi ile ilgilidir, ilkokul öğrencilerinin sevdikleri, “Çanakkale geçilmez” oyunu buna dayanıyor ve her yılın Mart ayında, bir tür bayram olarak kutlanan da budur. Burada Mustafa Kemal Bey, hiç olmamıştır; bu bir deniz savaşıydı, boğaza mayın döşemek ve sırtlardan top atışı yapmaktır. Denizci ve topçu işi olup, Mustafa Kemal, karacı ve piyadedir ve bu tarihte Çanakkale ilgili hiçbir görevlendirmesi yoktu; Komutan Cevat Paşa olup kurmay başkanı Albay Selahattin Adil, daha sonra paşa, idi. Demek ki, her yıl kutlanan Çanakkale Zaferi ile Büyük Kurtarıcı arasında irtibat imkânsızdır…”

“Mustafa Kemal, 1918 yılı başında, Ruşen Eşref’e, daha sonra “Ünaydın”, verdiği mülakatta, Çanakkale Deniz Savaşı ve başarılarında hiçbir rolü olmadığını açıkça belirtmektedir. … Dolayısıyla, Büyük Kurtarıcıyı, daha sonra yapıldığı üzere, Arıburnu siperleriyle bağıntılı kılmak da, gerçeklere uymamaktadır. Başka bir söyleyişle, Anafartalar’ı, Arıburnu’ndan, Arıburnu’nu Gelibolu’dan ve Gelibolu’yu Çanakkale’den daha geniş ve daha büyük yapmak için bir neden ve dayanak bulamıyoruz. Büyük Kurtarıcı’nın buna ihtiyacı olmadığı nettir.”

“Çanakkale Savaşı’nda Esat Paşa’nın adı dünyaya tanındı.”

“Mustafa Kemal, 1919 Mayıs ayına kadar, dar çevrelerin, dışında tanınmıyordu.”

“Resmi tarih’te kazansa da, Mustafa Kemal, Gelibolu’da kazanmamıştı. Hiçbir terfii alamadı. Gelibolu’nun komutanı, Esat Paşa terfi almıştı.”

“İktidar güç’tür. Moğolların Gizili Tarihi, gücünü ispat etmiş ve pek çok sınamayı geçmiş, bir Cengiz anlatılmaktadır. Mısır’da Tanrı-Kral vardı ve Büyük Kurtarıcı’nın da zaferlerle güç toplama ihtiyacını normal karşılamak durumundayız.”

“Esat Paşa Hatıratı: Bu sırada Mustafa Kemal Bey, yanıma geldi. Tümenini, düşman donanması tarafından yapılan ve birçok kayıplara sebebiyet veren ateş yağmurundan kurtarmak için Eğertepe’ye geri almak düşüncesinde olduğunu söyledi. Yanımda Topçu Kumandanı Hasan Rıza Bey ve emir subayım Süvari Yüzbaşısı Selami Bey bulunuyordu. “Beyefendi, askerimiz eğitimi henüz noksan olduğundan tarihte birçok örnekleri görüldüğü gibi bu çelişki bozgun sayarak istediğiniz yerde durmayarak kaçmaya çalışacaktır. Bunun içindir ki tümeniniz yerinde kalarak gerekirse düşmana saldıracaktır. Ölmek var dönmek yok!” Dedim. Buradan öğreniyoruz ki, Çanakkale’deki ünlü söz “ölmek var dönmek yok”, Esat Paşa tarafından telaffuz edilmiştir.”

“Mustafa Kemal’in sürtüşmediği kimse ve bu arada komutan yoktu.”

“Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım’ın ikinci kez evlendiğini ve Büyük Kurtarıcı’nın bir üvey babası olduğunu, altmışlı yılların büyük uyanış ve araştırma döneminde, 1960 yıllarının başında, Şevket Süreyya Aydemir’den öğrenmiştik.”

OKAN YÜKSEL
Dünyanın,bir öküzün boynuzları üzerinde durduğu bir yalandır ama buna inanan öküzlerin olduğu doğrudur!!!

#6 aTMaCa

aTMaCa

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 384 Mesaj
  • Konum:DUMANALTI

Gönderim zamanı 10.08.2005 - 21:17

bize kitaplarda okutulanlar,Çanakkale de sanki bir "seyit onbaşı" bir de "anafartalar kumandanı Atatürk var" .
Gönderilen Resim

#7 muhalefet

muhalefet

    O'nun can kırıkları var!

  • Üyeler
  • 158 Mesaj

Gönderim zamanı 21.08.2005 - 15:31

Okan isimli arkadaş:
Saçmalamışsın
Benim kendimle ufak bi' sorunum var(!)

#8 rengim

rengim

    Reis-i Cumhur

  • Üyeler
  • 605 Mesaj

Gönderim zamanı 21.08.2005 - 15:54

Bazı kendini bilmezlerin Anıtkabir'e karşı Çanakkale şehitliğini sahiplenmeleri ve Atatürk'ün adını bile anmadan Çanakkale de rehberlik yapmalarını kınıyorum.
Kilometreler ayıramaz insanı inan
Birleştirir telefon telleri gibi
Ama milimetrelerse ayıran
Bağışlanmaz bir yazgıdır bu
Beterin beteri...

#9 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 21.08.2005 - 16:04

İnanmadan bilgi diye insanların hizmetine sunulmuş kitapların yazılmasına alıştım da. Her söylenene inanmanın saflığına alışamadım halen. Zaman bunu da ögretecek bana biliyorum.
Üniversite hayatımı Çanakkalede yaşayan biri olarak truva hakkında söylenen binlerce hikaye hakkında hangisine inanacağımı bilemeden,kesin bir yargıya ulaşmadan terk etmiş biri olarak. Çanakkale zaferi hakkında söylenenlerinde normal karşılıyorum.
En güzeli de kordon'un da yürümesidir. Ve lodos barın karşısına inatla dikilmiş camiden gelen ezan sesine kimsenin tepki vermemesi. Duyarsızlığyıla anacağım her daim çanakkale insanını..
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#10 aTMaCa

aTMaCa

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 384 Mesaj
  • Konum:DUMANALTI

Gönderim zamanı 21.08.2005 - 16:12

Resmi tarihe koşulsuz inanıyorsanız, aşağıdaki iddiaları da çürütmek durumundasınız

sizden bunu istiyor, dogru,yanlis,SACMALIK gibi cevaplar degil.
Gönderilen Resim

#11 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 21.08.2005 - 16:44

“Anlatımı herhangi bir tehlike içermemekle birlikte, Zübeyde Ana için, Mustafa Kemal’in eğitimini engelleyen bir anne imaj ve rivayetini desteklemektedir. Halbuki böyle bir rivayete ihtiyaç var; çünkü Mustafa Kemal, okullarda hiç parlak bir öğrenci değildi ve Harbiye’de ise dereceye girenler arasında adı geçmemektedir. Harbiye’de derece çok önemlidir ve mezuniyet sonrasında, bir süre için, atamaları etkiliyordu. Ayrıca, seçkin bir heyet tarafından yazılarak İslam Ansiklopedisi’nde yayımlanan biyografisinde, Manastır Askeri İdadisi’nde iken, “Fransızcadan geri” olduğu kaydedilmektedir. İyi yetişmemiş olması için bir günah keçisi arandığını ve Zübeyde Ana’nın seçildiğini düşünebiliyoruz.”


İlk parantez'e dair yorum 1: Yorumsuz ki Çanakkalede bir şahsın kahraman olması için Okul hayatında geri olmasının tutar bir yanı yok.

“Mustafa Kemal ise, üst kültüre özenmekle birlikte, incelmiş bir yaşamın davranış kalıplarını hiçbir zaman kazanamamıştı. En son zamana kadar, rakıyı beyaz leblebi ile içmek adetini korumuştu, içki masasında, bir kısmı sınıf arkadaşı büyük paşaları, güreş tutmaya davet ediyor ve bundan hoşlanıyordu. Büyük şair ya da komutanları, gecenin geç saatlerinde, çok nazik olsa da, çok zaman polis marifetiyle, Çankaya’daki masasına çağırtabiliyordu; bunlar için bir açıklamaya ihtiyaç olmalıdır. Resmi tarihte Zübeyde Ana, günah keçisidir.”

İkinci parantez'e dair yorum 2 : ''Çanakkale Kahramanı Mustafa Kemal'' Parantez içerisindeki bilginin konuyla alakasını kurmuş olamama birinci yorumla eş değer niteliğinde.

“Kurtuluş Savaşı öncesi kariyerinin çok ışıklı olmadığına bir işaret de Halide Edip’te var. Halide Hanım’ın, Kurtuluş Mücadelesi’ne, deyiş uygunsa, “gözü kara” gittiğini hep biliyoruz. Yola çıkarken yapmış olduğu bir tespiti var ki, buraya almak istiyorum. Şu şekildedir; “Benim ve herkesin Mustafa Kemal Paşa hakkındaki fikrimiz bu devrede şöyle ifade edilebilir: Çanakkale’de Anafartalar kahramanı, padişahın yaveri ve olağanüstü bir zeka ve ihtirası olan bir insan.” Diye tanımlıyordu. Çok ilginç değil mi, ne hareket ordusu kurmay başkanlığı, “Hürriyet” Partisi ve ne de bir başkası var. Vahdettin’in yaveri, zeki ve ihtiraslı bir asker olarak biliniyor ki, hiç tartışmasız doğrudur. Halide Hanım; bir de “Çanakkale’de Anafartalar Kahramanı” diyor, bu da “Çanakkale Kahramanı” olmaktan çok uzak.”

Üçüncü parantez'e dair yorum 3 : Halen Çanakkalede ki o şanlı tarih hakkında bir bilgi göremiyorum. Unutulmamalı ki 1. dünya savaşında hangi vasıf ile orda bulunduğunu söylemekle ile kahraman olma hakkının olmaması arasında bir sonuç çıkartamamanın gerçekten ama gerçekten acemiliğini çekiyorum.Ha bu arada savaşın en şiddetli olduğu yerler Anafatalar ve conkbayırıdır. Kumkale,beşike de hararet olmamıştır.Haliyle Ateşten gömlekten başka bir niteliği olmayan halidenin bu kasıtlı betimlemesi de bir bakıma doğrudur.

“Savunma, kurtuluş sayılmıştı ve yine Larcher’ye göre, o tarihte, “zafer” yalnızca, Cevat Paşa’ya atfediliyordu.”

“Çanakkale Savaşı, birbirinden tümüyle ayrı, iki sektörden ibarettir. Birisi, düşman donanmasının Çanakkale Boğazı’ndan geçişi ve engellenmesi ile ilgilidir, ilkokul öğrencilerinin sevdikleri, “Çanakkale geçilmez” oyunu buna dayanıyor ve her yılın Mart ayında, bir tür bayram olarak kutlanan da budur. Burada Mustafa Kemal Bey, hiç olmamıştır; bu bir deniz savaşıydı, boğaza mayın döşemek ve sırtlardan top atışı yapmaktır. Denizci ve topçu işi olup, Mustafa Kemal, karacı ve piyadedir ve bu tarihte Çanakkale ilgili hiçbir görevlendirmesi yoktu; Komutan Cevat Paşa olup kurmay başkanı Albay Selahattin Adil, daha sonra paşa, idi. Demek ki, her yıl kutlanan Çanakkale Zaferi ile Büyük Kurtarıcı arasında irtibat imkânsızdır…”

Dördüncü ve Beşinci Parantez'e dair yorum 4-5 : Ordular hedefiniz Akdenizdir diyen bir şahsın İhtilaf ordusunu izmir'e dökmesi,yahu izmir ege ye bağlı değilmiydi sorusunu sormak ve yok. yok. bunu da söylemiş olamaz demek gibi bir şey.


“Çanakkale Savaşı’nda Esat Paşa’nın adı dünyaya tanındı.”

“Mustafa Kemal, 1919 Mayıs ayına kadar, dar çevrelerin, dışında tanınmıyordu.”

Altıncı ve Yedinci Paranteze dair yorum 6-7 : Cephanesi biten askerlere süngü tak emrini veren. Daha sonra ; 'Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir. diyen bir şahsın sözüne itaat edenler de elbette kahramandır. Böylelikle Esat ve Cevdet Paşayı inkar etmiyorum. Lakin görmezden gelinen Mustafa kemal Kompleksliğidir.


“Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım’ın ikinci kez evlendiğini ve Büyük Kurtarıcı’nın bir üvey babası olduğunu, altmışlı yılların büyük uyanış ve araştırma döneminde, 1960 yıllarının başında, Şevket Süreyya Aydemir’den öğrenmiştik.”

Bilmem kaçıncı Paranteze dair yorum : Birinci,ve ikinci paranteze istinaden yapılan yorumla eş değer taşır..


Ya esasında tarihi saptırmak da üstümüze yok. Kabul edemedik gitti. Yeni tarih çizmek için didinip duran çürütülecek bir şey olması için ortaya atılan bir iddia olması niteliğiyle ben de bu yazar kadar birşeyler söyleme lüksünü kendimde gördüm.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#12 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 21.08.2005 - 16:49

Ya şimdi ben bu konuda birşey yazmadım varsayın. Hatta birşey de bilmiyorum. En sevmediğim şeyleri yapmaya başladım. İnkarın kabulü bu yüzyılda çok zordur. bu yüzden her söylenen işe geldiğince kabul görür.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#13 okan_yuksel

okan_yuksel

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 85 Mesaj
  • Konum:Memur

Gönderim zamanı 21.08.2005 - 17:07

Resmi tarihe koşulsuz inanıyorsanız, aşağıdaki iddiaları da çürütmek durumundasınız

sizden bunu istiyor, dogru,yanlis,SACMALIK gibi cevaplar degil.

İlk defa size sonuna kadar katılıyorum. Saygılar...

OKAN YÜKSEL
Dünyanın,bir öküzün boynuzları üzerinde durduğu bir yalandır ama buna inanan öküzlerin olduğu doğrudur!!!

#14 aTMaCa

aTMaCa

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 384 Mesaj
  • Konum:DUMANALTI

Gönderim zamanı 24.08.2005 - 14:26

Ben hala bir cevap göremedim,Olayi sadece Çanakkale ile alakalandirmaya çalismayalim ..mesela;"""İlk parantez'e dair yorum 1: Yorumsuz ki Çanakkalede bir şahsın kahraman olması için Okul hayatında geri olmasının tutar bir yanı yok.""" -
bunun yerine Atatürk'ün bizlere neden çaliskan bir ögrenci olarak gösterildigini aciklayabilirsin ..bizde isimize geldigince kabul ederiz.
Gönderilen Resim





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli