İçerik değiştir



Yavuz Bülent Bakiler


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 3 yanıt verildi

#1 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 24.10.2007 - 01:22


ANADOLU GERÇEÐİ

Yalınayaklarınla koştun mu tarla tarla...
Duydun mu çıplak toprağın,çıplak insanın yasını?
Ağlayan kadınlarla,ihtiyarlarla
Yaşadın mı bir yağmur duasını?

Bozbulanık ırmaklarda çimdin mi?
Kulak verdin mi yürekten kavala saza?
Bir ipek seccade üstünde gibi, huzurla...
Durdun mu topraktan namaza?

Bilir misin köylerde akşam olunca
Çekilir el-ayak ortalıktan...
Bir hüzünlü ay doğar karanlığa sapsarı.
Başlar bir ağıt gibi sulardan, kapılardan:
Kurbağa feryatları, köpek ulumaları...

Geceleri süt kokan, gübre kokan evlerin
Topraktır damları,duvarlarıysa kerpiç.
Seferberlik yıllarını dinlerken ürpererek
Tandır başlarında uyudun mu hiç?

Kış günlerinde trenlerle geçtin mi uzak köylerden
Gördün mü dehşetini tipinin,karın?
Çektin mi hiç acısını istasyonlarda
Tandır ekmeği satan, yumurta satan
Yarı çıplak çocukların?

Kılığın kıyafetin sarmadı beni
Söylediğin türküler bizim türkümüz değil.
Başka çeşmelerden doldurmuşsun tasını
Yüreğinde nakış yok,acı yok bizden
Bulutlar rahmetini kesmeden yavaş yavaş
İnsanlar selamını esirgemeden
Savuş,git içimizden!

Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#2 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 24.10.2007 - 01:30

SİVAS'TA YOKSUL ÇOCUKLAR

Sivas'ta Ulu Cami avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka,emmilerim sadaka!

Hükümet konağının yanında biri
Bir kemik kalmış,bir deri
"Boya-cila yimbeş,boya-cila yimbeş!" diye ağlıyor
Ve daha fırça bile tutmuyor elleri.

Garipler pazarında körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al
Öldüren bir çığlık dudaklarında:
-Boş hamal, boş hamal!!!

Nane satan, su satan yetim çocuklar
Şarkı söyleyemediler güneşe, aya
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...

Bezirci'de,Yüceyurt'ta,Altıntabak'ta...
Çocuklar var yüzleri incecik nurdan.
Ama toz toprak içinde elleri ayakları
Oyuncakları çamurdan.

Ve günahkar çocuklar,suçlu çocuklar
Mahkeme salonlarında bakarım dizi dizi.
Bu suç bizim suçumuz,bu günah bizim
Affedin bizi.

Gökteki yıldızlar kadar sayısız
Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocukları
Anladım farkınız yok koparılmış başaktan!
Alın bu gözleri benden,alın bu yüreği artık
Utanıyorum yaşamaktan.

Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#3 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 27.11.2007 - 21:58

HAYATI
Sivas'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Sivas'ta yaptı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Bir ara Ankara Radyosu'nda çalıştı. Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görevlendirildi.

Geleneksel şiirimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eriterek kişiliğine kavuştu. Şiirlerinde, Anadolu'ya, Anadolu insanına eğilmiş, onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirmiştir. Sade ve rahat bir dili, aydınlık bir üslubu vardır. Milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır. Bu tarafı ile, Arif Nihat Asya'nın milli havası, mistik şiirine yakın görünmektedir.


Buda hayatından bir parça

Gözlerin İstanbul Oluyor Birden

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.

Yavuz Bülent Bakiler

Bu mesaj gülün&gülü tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.11.2007 - 22:02

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#4 Selametlik

Selametlik

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 1.976 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:uzaklarda bir kıyıda
  • İlgi Alanları:Futbol

Gönderim zamanı 01.03.2008 - 00:38




Şaşırdım Kaldım İşte

Sözde, senden kaçıyorum dolu dizgin atlarla..
Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla..

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla..
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla..

Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla..
Yüreğimin başına noktalarla.. Hatlarla..

Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla..
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla.

Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle..
Öldür bendeki beni..
..Sonra dirilt kendinle!

Çarpsan karasevdayı en azından yüzbinle..
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle..
Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle..
Ama her defasında geri döndüm SENİNLE..

Hangi düğüm çözülür.. Nazla.. Sitemle.. Kinle..
Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle..

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n'emsin..?
Bazen kızkardeşimsin.. Bazen öpöz annemsin..
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin..
Eksilmeyen çilemsin..
Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin..
Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin..

Çâresizim.. Çâremsin..

Şaşırdım kaldım işte bilmem ki neyimsin...

Yavuz Bülent Bakiler



Koş saraylarima bulabilirsen beni
Konuş ve dertleş eskisi gibi
Bul seni getir bana hediyem ol
Aklımın odaları senle doldu taştı





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli