Jump to content



- - - - -

Aynalar


  • Please log in to reply
3 replies to this topic

#1 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5,669 posts
  • Konum:AyaZ

Posted 20.10.2007 - 18:11


Uykudan yeni kalkmıştı gözlerini oğuşturarak banyoya ilerledi.Tekrar tekrar soğuk su çarptı yüzüne, ferahlar gibi oldu.Yüzünü soğuktan ve kullanılmaktan sertleşmiş havluya sildi.Yaşanmışlıkların verdiği yükten düşen omuzlarını,sırtını şöyle bir gerdi ve bezgin adımlarla hole adımını attı.Bir kaç lokma bir şey yese iyi olacaktı.Sahi en son ne zaman bir şeyler yemişti?anımsamaya çalıştı beceremedi,vazgeçti.Önemi var mıydı ki?
Tam mutfağa varmıştı ki gözleri ona takıldı.Çerçevesi eskimiş, ahşabının boyaları kalkmıştı.Belli belirsiz bir varlık gösteriyordu, sırları dökülmüştü tıpkı kendisi gibi.Kendisi gibi...
Uzun zamandır beri ilk defa bir şeyler dikkatini cezbediyordu:Ayna.
Tam yaklaşmaya başlamıştı ki "ne gerek var?" deyip arkasını döndü mutfağa yöneldi.Şöyle bir baktı dolaplara, tezgaha.Domates ekmek peynir...tamamdı işte daha ne olsundu! isteksizce bir ısırık aldı ekmeğinden.Hiçbir şeyinde tadı kalmamıştı.Holden gelen loş ışığa baktı aklı aynaya gitti.Derhal aklından uzaklaştırdı bu fikri.Derin bir nefes aldı .bu aralar ne çok iç çekiyordu...Midesinden gelen sese kulak vererek ekmekten bir ısırk daha aldı.Perdeler çekiliydi ama camdan hala daha ışık geliyordu.Daha kalın perdeler alsamıydı? bunun için hazırlanıp dışarı çıkması gerekiyordu.montu holde asılıydı belki giderdi.Gider miydi?mont,hol, ayna...Ayna.
Bu aralar ne takıntılı olmuştu ya ekmekten br ısırık daha aldı.Savruksun demişti geçen gelen...neydi onun adı?Ne ilgisi vardı? Bakıyordu işte kendine gayet iyiydi.Belirsiz bir hırsla ekmeğinden bir lokma kopardı.Hep abartırlardı zaten.İyiydi işte ekmeği falan vardı, domatesi,peyniri...bakıyordu kendine.iyiydi...iyi miydi?Ayna.yok yok gayet iyiydi.tamam görünüşü biraz yabanıllaşmış olabilirdi ama istese yine eskisi gibi olurdu.Kendi tercihiydi bu istemiyordu.Eskiden nasıl dikkat ederdin kendine demişti o şey...gelen işte!Eskiden nasıldı ki? Şimdi nasıldı? Ayna...Korkaksın demişti.Korkak!Ayna!Elindeki ekmeği tezgaha bıraktı.Ürkek adımlarla loş bir ışık veren hole çıktı.Ne korkağı? kendisi korkak değildi.Ne yani bir aynadan mı korkacaktı? sadece bakmak istememişti istese bakardı.İşte orada asılı duruyordu.Kedersiz kedersiz yansıyordu ışığı.
Yavaşça karşısına geçti, yutkundu.Aynada beliren cisme şöyle baktı bir ilgisizce.Amma panik yapmıştı ya! Altı üstü kendisiydi işte.Altı üstü...yaklaştı biraz daha,kendisiydi işte...bir adım daha.Kendisi...kendisi miydi?Aynadakine şöyle bir baktı.Bu kadın kimdi? Elleri, yıpranmış sarı kahkülüne gitti.Zayıf bir hareketle şöyle bir tarafa yatırmak istedi.Uzun zamandır taranmamış kıvırcık saçlar bu kadar kolay ikna olmuyordu yattışmaya.Saçlarına daha bir yakından bakmak için yüzünü aynaya iyice yaklaştırdı.Evet biraz tarasa eski haline dönerdi.Eski hali? Aklından hayal meyal uzun saçlı, hoş bir kadın geçti .Gözleri saçlarından alnına indi.İki derin çizgi alnını boydan boya kaplamıştı.Sahi ne zaman olmuştu bunlar? pürüzsüz bir cildi vardı eskiden.Eskiden?Hüzünün bir dost olamadığı zamanlarda...Hafifçe kaşlarını kaldırıp indirdi. Sanki Böyle yapınca biraz kayboluyor gibi oluyorlardu.Düzgün kaşları alnının sonuna doğru yayılıyordu."Asil başlıyor ama çocukça dağıtıyor kendini" dedi bir ses."tıpkı sen gibi".Elbette gerçek bir ses değildi.Geçmişin seslerine alışıktı kendini incelemeye devam etti.Başını hafifçe yukarı kaldırdı.Tamam işte o küçük yapısına ters bir inatla dik duran burnu,başını kaldırınca azametle ben burdayım diyordu.Memnun olmuştu.her şey aynıydı sadece iki çizgi vardı o kadar işte.İki acı iz...
Dudaklarına baktı.Küçük ve düzgün bir ağız.Hiç sevememişti dudaklarını.küçük tavşan dişleri yüzünden hafif açık duran bu ağız öpülmeyi bekler gibi duruyordu.Kendi yaratılışına ne kadar tersti! Hep şeftalimsi bir rengi olsun istemişti dudakları ama pespembeydi işte! üstelikte hiçbir ruj bu rengi kapatamıyordu.Hele yanağının yanındaki o beni yok muydu? Deli ederdi kendini o günde, bugünde...O gün de bu günde?"hayır" dedi o ses"dudaklarını seviyorum gülümsemek kimseye bu kadar yakışmadı!".Yalan söylüyor diye düşündü ama yine de hoşuna gitmişti.Keyiflenir gibi oldu.Ellerini dudaklarına değdirdi ve irkildi soğuktular.kendine geldi birden.ne yapıyordu burda? ne saçmalıyordu! "Yapacak bir sürü işim var" diye düşündü "burada vakit kaybediyorum".sonra durdu hiçbir işinin olmadığını farketti.O eskidendiÖnceden hep bir işi olurdu.Yaşamaya vakti kalmazdı.Oysa şimdi aynanın karşısından ayrılsa, gidip yatağına uzanacak ve yorgun düşüne kadar düşünüp ağlamayacak mıydı? Biraz daha kalabilirim dedi kendi kendine.Sesini ilk defa duyuyormuşçasına irkildi.Uzun zaman olmuştu kendi sesini duymayalı.Biraz tiz denebilecek ince ve yumuşak bir ses...ne kadar yabancı gelmişti kulağına.Sesi berraklığını kaybetmişti zaten ne kalmıştı ki?
Biraz geri çekildi ve tekrar baktı aynaya.Gözlerinin altındaki mavimsi halkalara takıldı birden bakışları.Yanaklarına doğru bir yol tutturmuş gidiyorlardı.Günlerdir uyuamamanın verdiği yorgunluğunda eklediği kızarıklıklarla garip bir tezat oluşturuyordu.Birden onları farketti! Bir çift kocaman kahverengi göz.Nemli bir masumluk ve hafif bir şaşkınlıkla kendisine bakıyordu.Sanki ilk defa görüyordu gözlerini.Hayır bu kendi gözleri olamazdı! Nefesi buhar izleri bırakana kadar yaklaştı aynaya.Siyah hareli gözlerinde, gri muzip parıltıları aradı bir süre.Nafile, bir zaman gözlerinde oynaşan pırıltılar yerlerini çizgilere bırakmıştı.Ruhunun ışıkları sönmüştü!Hayat geçerken izlerini bırakmıştı gözlerine.Bir an görüntü bulanıklaştı gölgeler kaynaştı sonra yeniden netleşti.Aynaya odaklandı yeniden.Nadasa bırakılmış toprak gibiydi gözleri,,. ince ve derin çizgilerle parçalanmıştı.Hayat parçalamıştı kendini!Her çizgi, ayrı bir bakış düşünce ve acı olup gözlerinde yerini almıştı.Neden böyle olmuştu?Neden yıllar geçerken o kalmıştı?O adam kimdi?O ses kime aitti? Kimdi kendisi giderken ardında gölgesini bırakan?Gözlerini kapatıp açtı.kulakları uğulduyor, karma karışık sesler duyuyordu. bir adam "memleket gözlüm" diyor,biri tiz kötücül bir kahkaha atıyor,kelimeler kafasını işgal ediyordu.Seslerde kurtulmak ister gibi başını salladı ve elleri arasına aldı."çıldırıyorum" diye düşündü.Dudakları kıpır kıpır bir şeyler söylüyordu kendinden habersiz."Yalvarırım al beni yanına, lütfen tahammülüm kalmadı al artık canımı lütfeennnn..."
Neden sonra kendine gelir gibi oldu.Dikkatini yeniden aynaya yoğunlaştırmaya çalıştı.Sırları dökülmüştü aynanın, bulanık gösteriyordu.Birden avuçlarına iki damla yaş düştü.Şaşırdı! ağlıyor muydu?Aynaya baktı, zavallı bir kadın baktı.Yüzü yaşa bulanmıştı,saçı başı karma karışık bir kadın.Ne zaman yere çökmüştü?Hiç farkında değildi.Holün o loş aydınlığı yerini alacakaranlığa bırakmış,kasları oturmaktan kaskatı kesilmişti.Ne zamandan beri buradaydı?Hatıramıyordu.Aynaya baktı.Aklı bu görüntüyü redetti.Ayna daha inatçı bir dürüstlükle yansıttı.O an insanların aynalardan neden nefret ettiğini anladı.Aslında aynalar insanları değil habersizce geçip giden zamanı gösteriyordu.Yaşamaya fırsat bulamadığın anları...Zamanın bekçisi aynalar...
Yavaşça doğruldu pencereye doğru yürüdü..Perdeyi açtı sonuna kadar, sonra camı.Günün son ışıklarının gözlerinde gezinmesine izin verdi bir süre.Aynanın sırları dökümüştü kendi gibi...Gülümsedi,derin bir nefes aldı ve bıraktı.Gülümsemek kimseye bu kadar yakışmamıştı...
Birileri bir şeyler söylüyordu.Gözlerini kırpıştırdı bir an nerede olduğunun ayrımına varamadı, seslerin geldiği yöne baktı.Hemşire serumu düzeltiyordu.Uyandığını farkedince gülümsedi "N...hastanesindesiniz.Bir kaç gün konuğumuz olacaksınız."Gözlerini yorgunca hemşireden pencereye çevirdi.Gün ışığı tüm kuvveti ile etrafı aydınlatıyordu.Yaşıyordu, oysa ölümü iliklerine kadar hissetmişti.Hemşire konuşmaya devam etti "sizi görmek isteyen bir genç adam var." sanki tepkisini ölçmek ister gibi" sizi buraya o getirdi, çok üzgündü zor sakinleştirdik.Gelecektim diye sayıklayıp durdu."Hemşire sustu.Demek gelmişti! Bunca zaman sonra gelmişti!Ölüme kavuşmak için bu kadar acele etmeseydim keşke diye geçirdi içinden.Ya ölseydim onu bir defa daha görme şansını yitirecekti tüm bunları kafasından uzaklaştırdı.Gelmişti önemli olan buydu.Acaba nasıl görünüyordu?Kendine çeki düzen vermeliydi Hemşireye cılız, reddedilme korkusu le karışık bir sesle sordu " bana bir ayna bulmanızı rica edebilir miyim?".Hemşire hastasındaki hayata ilk tutunma belirtisini kaçırmamak için hevesle " elbette!" dedi.İçi rahatlamıştı, başını güneşe çevirdi ve gülümsedi.Gülümsemek kimseye bu kadar yakışmamıştı...


VuSLaT

Posted Image

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#2 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10,820 posts

Posted 20.10.2007 - 20:10

Güzel bir anlatım Allah kimseyi yalnız bırakmasın hayatın her döneminde yaşanması gereken güzel şeyler var.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#3 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5,669 posts
  • Konum:AyaZ

Posted 20.10.2007 - 21:58

Teşekkür ederim.Amin.
Posted Image

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#4 kayıp kentin yakışıklısı

kayıp kentin yakışıklısı

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 402 posts
  • Konum:mutlulukga çıkmaz,acılara çıkar sokak no:25 Kayıp Kent

Posted 27.02.2008 - 00:53

çok hoş bir yazı :(
BENİ ÇEKEMEYEN ANTEN TAKSIN TATLIM...





Similar Topics Collapse

  Topic Forum Started By Stats Last Post Info

1 user(s) are reading this topic

0 members, 1 guests, 0 anonymous users