Gönderim zamanı 08.11.2007 - 21:18
-ANNEM-
Dumanlıdır başın ve solgun yüzün,
Akıp giden yıllara isyan eder gibisin annem…
Bilirim hafiflemez hiç, ağırlaşır hep yükün,
Varlığınla mesut, şefkatinle ihya eder gibisin annem!….
Bilirim… sen taa çocukluktan öksüz kalmışsın,
Hiç yılmadan yeni umutlara yelken açmışsın,
En mutlu anlarında bile hüzne dalarsın,
Akıp giden Yıllara isyan eder gibisin annem!…
Yetim çocukluktan genç kızlığa adım atarken,
Nişanında, düğününde bile yapayalnızmışsın,
Hep üstüne geldi felek bilirim her dem,
Akıp giden yıllara isyan eder gibisin annem!….
Senin kaderin;
En güzel çağlarda yardan ayrılık,
Ev işi, çayır işi, tarla, harman ve darlık,
Hiç desteğin olmadı, senin için yaşamın adı zorluk,
Akıp giden yıllara isyan eder gibisin annem!....
Sen hep çırpınıp durdun, hiç şikayet etmedin,
Derdini tasanı kalbine gömdün, asla belli etmedin,
Bizleri yetiştirmek, mutlu etmekti derdin,
Akıp giden yıllara isyan eder gibisin annem!….
Hiç istemeden, almadan, her daim sevdiklerine özveriliydin,
Hep güçsüzden zayıftan yana olup kanat gerdin,
Her halinle, her tavrınla insanlık dersi verirdin,
Akıp giden yıllara isyan eder gibisin annem!…..
Kanat gerdiğin leş kargaları gün geldi kanatlarını gagaladı,
Şefkatinle sevginle büyüyenler kendilerini nankörlüğe adadı,
Eskiden ağızlarından damlayan sanki birer damla baldı,
Akıp giden yıllara isyan eder gibisin annem!…..
Yetmişe dayandı yaşın, bakışlarında bir hüzün,
Kalmadı dizlerinde derman, derinleşti çizgileri soldu yüzün,
Ben senin hep ilkbaharına, yaz’ına alıştım bitanem, gelmesin güz’ün,
Akıp giden yıllara isyan eder gibisin annem!….
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT