İstanbul TV'nin kapital böbürlüğü, FoxTürk'ün reyting ezikliğiTarih, 21 Mayıs 2007. Mekan, İstanbul TV adlı kanalın Seyrantepe'deki stüdyosu.
BBG evinden tanımaya başladığımız ve sonrasında çeşitli medya/magazin kurumlarının mendile dönüştürdüğü Caner ile sunucu Meral Konrad İstanbul TV'de düzenli (süreklilik anlamında) olarak program yapıyorlar(dı). Programın içeriği hakkında zerre bilgim olmadığı gibi, zerre araştırmaya da ihtiyaç duymadım. Çünkü, konu içeriğin hayli dışına mıçmış!
***
Hatırlıyorum... Caner, bazı özel kanallardaki röportajlarında sürekli programlarının gidişatından memnun kalmadığı havasını veriyor, fakat ufaktan tefekten farkındalığına vardıran ürkekliğinden kaçamakla; ''ehh işte'' ile yırtmayı da beceriyordu. Ancak daha fazlasını hissettirmeye de muhtedir görünmüyordu.
Oyuncunun, müzisyenin, program sunucusunun; hoşlanmadığım tabirle ve kısaca bir 'ünlünün' yapımcıları ve 'üst'leri ile sorunlarında tek neden olarak 'ücrette anlaşmazlık' sabitlemesini montalamada da üzerimize yok.
Oysa her ne kadar yaşam biçimlerine ve duruşlarına, fikir ve flu kişiliklerine yer yer yerleştirsek de, bu camianın da kendine 'değer' öcüleri var.
Yani, polisin ve devletin dahi 'eyvallah' çektiği, kapital hacmiyle çalışan, basküle oturttuğunuz da ibrenin ekonomiye bağlandığı bir muazzam çoklukta-boklukta mafyası mevcut, bu zümrenin.
Ve yani, Türk medyasının iktidar yalakaları haricinde bir de böylesine içiçeleşmiş-içipisleşmiş 'özgürleri' türemiş, türenin sittir bıraktığı havayla ferah.
***
Konunun Caner'li boyutuna döneyim...
Hayatında tek bir psikoloji ve insan gelişimi/değişimi üzerine 'satır' okumamışların ''Ayol bu çocuğun psikolojisi bozulmuş'' analizlerinden gınayla, ne kadar dayanabilirseniz işte.
Caner, program günü olduğundan 21 Mayıs'ta İstanbul TV'nin Seyrantepe'deki stüdyosuna gidiyor.
Az önce değindiğim (röportajlarındaki, programdan memnun kalmadığına ilişkin 'çaktırmayan' yanıtları...) sıkıntıları çok geçmeden bir teknik elemanla yaşadığı polemik başlangıcıyla tekrarlanıyor.
Programın henüz yayına hazır olmaması ve benzeri eksiklikler Caner'i geriyor ve 'olay öncesi' anında orada bulunan ses teknisyeni elamana haklı hesaplar sormasına neden oluyor.
Söz konusu ses teknisyeni ise Caner'e ''Daha erken gelseydin sorun yaşamazdık'' dayanaklı göndermelerde bulunuyor ve ikili arasındaki tartışma, ses teknisyeninin kanal sahibi Osman Güzelsu'nun oğlu olmasından yolla, Caner'in 'haksız'lığıyla sonuç buluyor.
Ancak, Caner'in haksız bulunması 'zenginin piçi haris' misali, 'pek teknisyen'i tatmin etmiyor.
Ve programa kısa bir süre kala da güvenlik görevlileri ile babasının korumalarına şikayette bulunarak, Caner'in kendisine vurduğunu vesaire iddia ediyor, haris beyimiz.
***
İktidar yalakaları...
Bir gazetedeki yalakalar Başbakan'ı yuhalayanları kovar, bir başka medya kuruluşundaki yalakalar da patron çocuğunun kıçına düşer.
Velhasıl, kanal sahibi Osman Güzelsu'nun korumaları şikayet (emir) üzerine Caner'e tekmeleyerek ve tokatlayarak yaklaşık 30 dakika süresince fiziksel şiddet uyguluyorlar. Hakaret ediyorlar, her türlü hükmetmişlik üzerinde zıplıyorlar... Caner'in ''Yemin ederim ben kimseye vurmadım, Allah canımı alsın ki vurmadım' yalvarışlarına da öyle bir tın geçen, şiddet sevdalı ülkemin şiddet aşıkları, saniye kayıpsız yaşanılanları kameramana kayda aldırmaktan da eksik kalmıyorlar.
Ardından da, gözlerinin içi kan toplamış, yüz hatları bir bakıma mutasyona uğramış hâle dönen Caner'i, zorla canlı yayına çıkaranlar da yine kendileri oluyor.
(Olayın kamu davasına dönüştürülerek şiddeti uygulayanların yargılanması ise umarım 'unutulmaz')
***
Ve en acısı ki, FoxTürk televizyonunun bu iğrençliği; olay anında çekilmiş video görüntüsünün tümünü sansürsüzce milyonların ekranına sunması.
Bir gencin yarınına, ömrü boyunca unutamayacağı, karşılaştığı her insana bakışında -maalesef ki insan doğasından kaynaklı, bu utancın gizinde yaşama sınırı getireninden güçte tabloyu asan, milyonlar eşliğinde bireyin gururunu pervasızca harcayan televizyon kanalının; insan hakları başta olmakla birlikte, basın-yayın ahlak ilkeleri esasında bu denli ihmal gücü bulmasındaki gerçek deşifre edilmeli, bu böbürlenmişlik dibe vurdurulmalıdır.
Ve en traji komiği de, görüntülerin yayına alındığı sırada ''Görüntülerimizi çalan kanallara dava açacağız'' alt yazısı ile ''Bu zevki sadece biz yaşarız'' genel anlamının, FoxTürk'ün etiğine hayli yakışmasıydı!
***
Bir ün merakıyla hayatını alt üst eden Caner, veya bir başkası...
Siyasi ya da cinsiyetçi...
İnançsal da olabilir binbir sebep kaynaklı da...
Şiddetin tadıldığı yerin ve yerdekilerinin kim olduklarına bakmadan; sorumlulara, sağlayıcılara ve pirim verenlerine hesap sorar aksiliğimiz devam etmelidir.
Bu ülkede siyasi, devlet odaklı ya da haberdarlı cinayetlerin, hesaplaşmaların gerçekliğinde, şiddetin türünü tanımayanların; alayına karşı tavır alanların yolu, epey uzak ve yokuşludur kuşkusuz.
Hemen tırmanmak, hemen aşmak temennileriyle...
Şiddete uğrayan bir insanın maruzluğunu ise izlerken çerezlerimiz eşliğinde, ona intiharı dayattıktan sonra da tek bir savunmamız kalabilir; ''Ayol bu çocuğun psikolojisi bozuktu zaten.''
Ali Barış KURT/Mozaik Haberhttp://www.mozaikhaber.com