İçerik değiştir



- - - - -

Tartışma adabı!...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 4 yanıt verildi

#1 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 16.08.2007 - 22:27


Martin Heidegger’in sık sık andığı (özellikle Kastner ile olan yazışmalarında) bir söz vardır. Paul Valéry’nin bir sözüdür bu: ’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. (’Qui ne peut attaquer le raisonnement‚ attaque le raisonneur.’)


Valéry’nin kullandığı ’attaquer’ fiilini‚ ben ’üstesinden gelmek’ diye çevirdim- kuşkusuz‚ doğrusu‚ ’saldırmak’ ya da ’hücum etmek’ olmalıydı. Ama‚ ’üstesinden gelmek’i yeğlememin bir nedeni var: Düşünceye saldırmanın amacı‚ onu yanlışlamak‚ çürütmek‚ geçersizliğini göstermektir. Saldıran kişinin entelektüel donanımı ve düzeyi‚ düşünceyi yanlışlayacak‚ çürütecek ya da tutarsızlığını gösterip geçersiz kılacak‚ kısaca onun üstesinden gelebilecek çapta değilse‚ işte o zaman‚ düşünceye değil‚ o düşüncelerin sahibine‚ düşünen’e yöneltir saldırısını onun üstesinden gelmeye kalkışır… Şimdi burada önemle vurgulamak istediğim bir şey var:

Ben‚ tartışmanın‚ tıpkı mektup‚ anı‚ gezi vb.‚ gibi bir edebi tür olduğunu düşünüyorum. Onun için‚ tıpkı öteki edebi türlerden söz edilirken söylendiği gibi (’Gezi Edebiyatı’ vb.) ’Tartışma Edebiyatı’ diye bir edebi türün var olduğu kanısındayım.

Hiç kuşkusuz‚ bu türün de kendine göre kuralları ve incelikleri olmak gerekir: Bu kuralların başında da elbette‚ Valéry’nin sözünden yola çıkarak söylersek‚ tartışmanın ’düşünce’ düzeyinde yapılması gelir- ’düşünen’in kişiliği düzeyinde değil! Eskilerin ’şahsiyat’ yapmak dedikleri düzeysizlikten kesinlikle kaçınmak! Ama‚ tartışma üslubunu kim tayin ediyorsa‚ tartışmanın o üslupta yürümesini de olağan karşılamak gerekir. Babamın Sadi’den alıntıladığı ’edebsizlere edebsizlikle karşılık vermek edebdir’‚ sözünü de hiç unutmadım. ’Şahsiyat yapma’ya‚ benimle ilgili‚ (ama fevkalade tipik!) bir örnek vermek istiyorum. Bundan birkaç yıl önce Hakkı Devrim‚ ’Radikal’ gazetesindeki ’Cihannüma’ sütununda Türkçe ve dil yanlışları üzerine yazmaya başladığında‚ onun bazı dil yanlışlarını bulup sergilemiştim.

Bu durumda Hakkı Devrim’den beklediğim‚ ya efendice yanlışlarını kabul etmesi ya da‚ tam tersine‚ benim yanıldığımı‚ kendisinin yanlış yapmadığını kanıtlamaya çalışmasıydı. Ama böyle olmadı: Ne hatalı olduğunu kabul etti Hakkı Devrim‚ ne de asıl yanlışı benim yaptığımı söyledi! Başka bir şey yaptı:

Benim ’Meydan Larousse Ansiklopedisi’nde çalıştığım yıllarda‚ ’kışın çorap giymediğimi’ yazdı! Evet‚ aynen böyle yazdı: ’O zaten kış aylarında çorap giymez!’…

Peki de‚ şimdi siz ’kel alaka?’ diye düşünmez misiniz? Aklısıra‚ benim kışın çorap giymediğimi yazarak‚ kaçığın biri olduğumu ima edecek! Türk tartışma edebiyatı‚ maalesef‚ bu tür incelik yoksunu‚ ’şahsiyat’ örnekleriyle doludur. Cumhuriyet döneminin en hırçın ve kavgacı kimliklerinden biri‚ belki de en başta geleni‚ Peyami Safa’dır. Ahmet Haşim’e söylemediğini bırakmayan Peyami’den başkası değildir. Hoş‚ Haşim’in de‚ ’şahsiyet yapma’da‚ Peyami’den aşağı kalır yanı yoktur ya! Burhan Felek’e ’dar pantolonlu kart züppe’ diyen Haşim’dir. Peyami’ye ’çolak’ diyen de! Beşir Ayvazoğlu‚ Peyami Safa üzerine yazdığı monografide‚ Peyami’nin bir yazısını alıntılamıştır:

Bu yazısında Peyami Safa ’Babıali köşelerinde pusuya yatarak genç ve masum yazarların üzerlerine çullanmak için fırsat bekleyen üç beş yazarın’ on yıldan beri birbirleri için ettikleri küfürlerin‚ yazılsa bir kitap olacağını belirtmektedir: Peyami bu küfürlerden hatırladıklarını da kaydetmiştir: ’Mahalle piçi‚ lağım ağızlı‚ Şengül Hamamı’nın sermayesi‚ cife‚ iğrenç cibilliyet‚ sefil‚ hergele…’ Düşünün:

Bu küfürleri edenler‚ 1928 yılında Türkiye’nin önde gelen‚ muteber yazarlarıdır. Koca koca adamların‚ birbirlerini bu sözcüklerle aşağılamaları! Olur şey değil‚ diye düşünmeden edemiyor insan… Batı’da durum bundan farklı mı? Bir anlamda‚ değil! Çünkü‚ Batı’nın da‚ ağzı- bozukları var.

Mesela‚ Jean-Paul Sartre! 1966 yılında eski öğrencisi ve Fransız Komünist Partisi yöneticilerinden Jean Kanapa için Sartre‚ ’o‚ bir eblehtir!’ (’crétin’) diye yazmıştı. Kimilerine göre‚ Kanapa çoktan hak etmişti bu nitelemeyi. Çünkü‚ Sartre ve dergisi Les Temps Modernes için ipe sapa gelmez şeyler yazdığı biliniyordu. Nitekim daha sonra‚ hocasından özür dileme inceliğini gösterecekti… Batı’da gene de ciddi bir tartışma geleneği‚ bir tartışma edebiyatından söz edilebilir. Antik Yunan’da tartışmanın ’ d i y a l e k t i k’ sayılıyor olmasından alınacak dersler vardır. Vardır elbet‚ ama alınmakta mıdır?


Hilmi Yavuz

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#2 DKNH

DKNH

    εїз Black Mamba 24 km/h hız yapar..

  • Muhabirler
  • 9.404 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Yok ki benim bir yedeğim

Gönderim zamanı 18.08.2007 - 22:32

keşke birisi şu yazıyı açık alana taşısa
Gönderilen Resim
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....

#3 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 07.09.2007 - 16:38

Yazı güzel,ama sinirli bir toplum olarak,dinlemeyi de pek iyi beceremediğimizden hakaretler devam edecektir kanaatindeyim...Bazıları da hak etmiyor değil yani...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#4 iki

iki

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 298 Mesaj
  • Konum:27 ARALIK 1919

Gönderim zamanı 19.01.2008 - 13:21

Martin Heidegger’in sık sık andığı (özellikle Kastner ile olan yazışmalarında) bir söz vardır. Paul Valéry’nin bir sözüdür bu: ’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. (’Qui ne peut attaquer le raisonnement‚ attaque le raisonneur.’)

çok güzeldi,özellikle bu lafı beğendim
yalvarırım,beni hem bilgili hem güçsüz kılma..

#5 orumcekadam2

orumcekadam2

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 4.836 Mesaj

Gönderim zamanı 19.01.2008 - 17:27

teşekkürler arkadaşım çok güzel bir yazı. insanlar öncelikle birbirleriyle konuşurken saygıy ve sevgiyi bilipte konuşup tartışsalar ölçülü olsalar sevseler saygılı olsalar insan kelimesinin manasını kavrasalar bir birlerine laf atarken dahi yada tartışırken dahi insan kelimesinin manasını bilerek hareket edselerdi tartışma adabı olurdu ve birbirleriyle saygılı bir şekilde tartışır tartışma edebiyatını geliştirilerdi bunun içinde insan kelimesinin manasını öğrenmek ve insana insan gibi muamele edip sevginin ölçüsünü bilmek lazım

bence her şeyin başı sevgi ve saygıdır .insanı doğayı hatat böceği sevebilmek..
yaratılanı sev yaratandan ötürü sözüyle hareket etmek işte bu yazının felsefi boyutu bu.tartışma adabını öğretecek söz bu.

Bu mesaj orumcekadam2 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 19.01.2008 - 17:31

Surda bir gedik açtık; mukaddesmi mukaddes!
Ey kahbe rüzgar,artık ne yönden esersen es!...

Üstad Necip Fazıl Kısakürek
orumcekadam2





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli