İçerik değiştir



- - - - -

Kimliğimi itiraf ediyorum


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 14 yanıt verildi

#1 Ziyaretçi_husrevani_*

Ziyaretçi_husrevani_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 20.04.2005 - 02:03


Sen busun, adın şu, dediler, bunların, sadece yazılı olanları ve olması gerekenleri kabul ettim.
Önce, sen müslümansın, dediler. Ben, sadece Allah, yani, Türkçesi ile Tanrı'yı kabul ettim. Çünkü, Tanrı olmadığımı, farketmiştin. Zira Tanrı, doğmamış, doğurulmamış, öncesi ve sonrası olmayan, kimseye bağımlı olmadan var olup, üstecelik, yaratılmadığı halde, yaratıcı tek varlıktı.
Yani, görüp,duyup, tanıdığım veya tanımadığım hiç kimsede olmayan özelliklere sahip bir varlıktı. Onu kabul etmek istemez çoğu kimse, ama ben kabul ettim. Zira, imkansızları kabul etmeyen, imkanlı yaratamazdı asla. Ben imkanı yaratmak istiyorsam eğer, bunları bilip, neyi kabul, neyi ret ettiğimi bilmeli idim. Kendime bir yol, yordam çizmeli ve ne yapabileceğimi bilmek için, kendimi denemeliydim.

Önce, kendimin, diğer tüm insanlar gibi, bir insan oğlu olduğumu anlamıştım. Çocukluktan, yetişkinliğe ve sonra kemale kadar, ötekilerin neler yapıp, nasıl aşamalardan geçtiklerini annemin anlattığı masal ve hikayelerden öğrendim, sinema filimlerinden gördüm. Artık insanı, Ademoğlunu tanıyorum, diyebilirdim.

Ancak, yeryüzünde binler ve milyonlarca insan var. Onlardan biri olarak, bir farkım yok muydu? Bunu merak ettim. Otları, ağaçları bilirdim. Onlar bunu merak etmezler mi idi?Hayır, merak etmezdi onlar, zira onlar hareket etmez, yer değiştiremezlerdi. Demek ki, insan, sadece hareket etmez, yer ve zaman dahi değiştirebilirdi.
İnsan, Tanrı değildi ama, ona en yakın özellikleri içinde barındıran yegane varlıktı yer yüzünde. O halde, bir insan olarak, kendi kendimi, en olmazlıklar karşısında deneyebilirdim, acaba Tanrılığa ne kada yakınım, diye. Bunu bilmek her baba ve ana yiğidin harcı değildir.
Derken, teklikten çıkıp, çokluğa önem vermeğe başladım. Millet kavramı önem kazandı gözümde. Milletlerin tarih serüvenlerini okudum ve Türk olmanın gocunulacak bir şey olmayıp, onurlu bir kişi olarak, yaşayabilmeğe yetceeğini anladım. Oysa, kimisi Türkü yerip, kimisi övüyordu. Sonra Müslümanlığı duyup, önce isteyerek, sonra zoraki öğrendim. Bana ters gelen şeyler oldu bunda. Zira ben, içinden geldiği gibi yaşayan, böyle yaşamayı seven bir insandım bu sınırlı ömür ve hayatta. Buna kim kıstas koyar, sınır koyar, kabul etmiyordum. Tarih okumayı severdim, çünkü bana türlü kaderler hakkında misal verirdi.
Sonra kısacası, kendimi tanımak, en zor şartlarda, kimilerin intihar ettiği durumlarda denemek istedim. Hayret, kimsenin başaramayacağı kadar sabır ve ona göre sonuca ulaşıp, bundan memnun oldum. O halde, bir insan olarak (ağaç veya ot değil) müsterih, memnun olabilirdim hayataki bu varlığımdan. Öyle oldu ve kendimi, kaderimi sevebildim. Ahlak kuralları derle ya, onları tanıyıp, kabul ettim, ancak, bunun bir sınırı vardı. Bu sınır, ötekileri rahatsız etme veya etmeme sınırıydı.
Ötekileri rahatsız etmeyen her şeyi yapıp, yaşaya bilinirse, yaşanmalıydı. Bunu yaşadım. Hatta, herkesin rahatsız olduğ yerler vardı yaşamda, ben haz duyacak şekilde yaşamayı bildim orada.
Kısaca, ben kim ve hangi ulustan olusursam olayım, hayatı ve kendimi sevebileceğimi anladım. Zira bu tamamen kendi kabiliyetlerime bağlı idi.
Herkesin bildiğinin bilgi olmadığını bilmeyen var mı, bilmem. Ama bence öyle idi bu. Onun için, netelik ve niceliğine bakmadan, herkesin yaptığını, yapabildiğinin ötesinde neler yapabileceğimi merak etmekle kalmayıp, bunu denedim.
En sonunda, farklı bir kişiliğim olduğuna kanaat getirip, ona göre yaşamayı kendime düstur edindim. Sonuçta, bir anarşist olduğumu anladım. Cezası her ne ise bun göze aldım ve bu yaşa kadar yaşadım.
Ben iyi bir kişimiyim? Hayır değilse bile bu sorunun cevabı evet oldu. Yanlış yapanlar iiyi olabilirler mi>? Reğil. O halde kimse yanlış yapmasın ve ebedi mutlu olsun, diyenler haklıydı.
Ben farklı olmak istiyordum ve farklıydım, zira bütün gereklerini yerine getirmiştim. O halde, insan gibi olsam da, aslında anormaldim.

#2 muhalefet

muhalefet

    O'nun can kırıkları var!

  • Üyeler
  • 158 Mesaj

Gönderim zamanı 07.07.2005 - 20:33

:) hüsrevani neler saçmalamışsın öyle.
Benim kendimle ufak bi' sorunum var(!)

#3 Ziyaretçi_husrevani_*

Ziyaretçi_husrevani_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 12.09.2005 - 10:30

:)
Muhalefet haklı söylüyor.
Noktalamaya pek dikkat etmeden yazmışım.
Bu, daha ziyade, o an ki halet-i ruhuyemi gösteriyor ve bunu,
sanırım başka türlü yapamazdım.

#4 inan

inan

    tersceviroku

  • Üyeler
  • 2.596 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 12.09.2005 - 20:33

Sen kimsin hacı ?
Bîgâne-i mahabbetün olmaz gam-âşinâ
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina

#5 Ziyaretçi_husrevani_*

Ziyaretçi_husrevani_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 13.09.2005 - 00:08

Benim, az çok kim olduğum belli iken, hacı, sıfatını da(Haca gitmiş olduğumdan hiç bahsetmedim ve zaten gitmedim de) ekleyerek tekrardan sorulması, doğrusu pek ciddiye alınır soru değil.
Önce sen kendini tanıt da, sorunun mahiyeti kendiliğinden çıksın ortaya?
Sen kimsin Arkadaş?

#6 cavenaghi

cavenaghi

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 108 Mesaj

Gönderim zamanı 20.09.2005 - 15:24

sorunları war galiba :P

#7 Jack_Davinson

Jack_Davinson

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.408 Mesaj

Gönderim zamanı 20.09.2005 - 19:21

Bu ne yaa...

#8 Ziyaretçi_husrevani_*

Ziyaretçi_husrevani_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 21.09.2005 - 21:11

Bu bir düzeltmedir.

KENDİNİ ARAYIŞ
Sen busun, adın şu, dediler. Bunların, sadece yazılı olanlarını ve olması gerekenleri kabul ettim. Önce, Müslümansın, dediler. Ben, sadece Allah, Türkçesi ile Tanrı'yı kabul ettim. Çünkü, Tanrı olmadığımı fark etmiştim. Zira Tanrı, doğmamış, doğurulmamış, öncesi ve sonrası olmayan, kendisi yaratılmadığı halde, yaratıcı olan, tek varlıktı. Görüp, duyup, tanıdığım veya tanımadığım hiç kimsede olmayan özelliklere sahipti o.
Onu kabul etmek istemez pek çokları ama, ben kabul ettim. Zira, imkansızları kabul etmeyen, imkan yaratamazdı asla. Eğer imkanı yaratmak istiyorsam, neyi kabul, neyi ret ettiğimi bilmeli idim. Kendime bir yol, yordam çizmeli ve ne yapabileceğimi öğrenmek, bilmek için, kendimi zor şeylerde denemeliydim.
Önce, bütün insanlar gibi, bir insan olduğumu anlamıştım. Çocukluktan, yetişkinliğe ve sonra kemale kadar, ötekilerin neler yapıp, nasıl aşamalardan geçtiklerini, annemin anlattığı masal ve hikayelerden duyup, sinema filmlerinde gördüm. Artık insanı, Ademoğlunu tanıyorum, diyebilirdim. Ancak, yer yüzünde binler ve milyonlarca insan var. Onlardan biri olarak, bir farkım yok muydu? Bunu merak ettim. Otları, ağaçları bilirdim. Onlar bunu merak etmezler mi idi? Hayır, merak etmezdi onlar, zira onlar hareket etmez, yer değiştiremezlerdi hiç. Oysa insan, sadece hareket etmez, yer ve zaman dahi değiştirebilirdi.
İnsan, Tanrı değildi ama, ona en yakın özellikleri içinde barındıran yegane varlıktı yer yüzünde. O halde, bir insan olarak, kendi kendimi, en olmazlıklar karşısında deneyebilirdim, acaba Tanrıya ne kadar yakınım, diye. Bunu bilmek her baba ve ana yiğidin harcı değildir.
Derken, teklikten çıkıp, çokluğa önem vermeğe başladım. Millet kavramı önem kazandı gözümde. Milletlerin tarih serüvenlerini okudum ve Türk olmanın gocunulacak bir şey olmayıp, onurlu bir kişi olarak, yaşayabilmeğe yeteceğini anladım. Oysa, kimisi Türkü yerip, kimisi övüyordu. Sonra Müslümanlığı duyup, önce isteyerek, sonra zoraki öğrendim. Bana ters gelen şeyler oldu bunda. Zira ben, bu sınırlı ömrü hayatta, içinden geldiği gibi yaşayan, böyle yaşamayı seven bir insandım. Buna kim kıstas koyar, sınır koyar, kabul etmiyordum.
Tarih okumayı severdim, çünkü bana türlü kaderler hakkında misal verirdi. Sonra kısacası, kendimi tanımak, kiminin intihar ettiği zor durumlarda denedim. Belki kimsenin başaramayacağı kadar sabır ve ona göre sonuca ulaşıp, bundan memnun olabilirdim. Öyle oldu sonunda ve önce nefret ettiğim kaderimi sevip, bir insan olarak (ağaç veya ot değil) müsterih, memnun olabildim varlığımdan, tam olmasa da.
Ahlak kuralları derler ya hani, onları tanıyıp, kabul ettim, ancak, bunun bir sınırı vardı. Bu sınır sadece, ötekileri rahatsız etme veya etmeme sınırıydı. Ötekileri rahatsız etmeyen her şeyi yapabilmek serbestlikti. Bunu yaşadım. Hatta, herkesin rahatsız olduğu yerler vardı yaşamda, ben haz duyacak şekilde yaşamayı bildim orada. Kısaca, kim ve hangi ulustan olursam olayım, hayatı ve kendimi sevebileceğimi anladım. Zira bu kendi kabiliyetlerime bağlı idi.
Herkesin bildiğinin bilgi olmadığını bilmeyen var mı, bilmem. Ama bence öyle idi bu. Onun için, nitelik ve niceliğine bakmadan, herkesin yaptığını, yapabildiğinin ötesinde neler yapabileceğimi merak etmekle kalmayıp, bunu denedim. En sonunda, farklı bir kişiliğim olduğuna kanaat getirip, ona göre yaşamayı düstur edindim. Bu arada, esasen bir anarşist tarafım olduğumu anladım. Cezası her ne ise bunu göze aldım ve bu yaşa kadar geldim.
H.Özel

#9 114

114

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 700 Mesaj
  • İlgi Alanları:değişken

Gönderim zamanı 25.12.2005 - 17:58

bayılabilirmiyim izninizle

#10 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 25.12.2005 - 18:26

Kendini tanıtmanın değişik bir versiyonu olsa gerek..
O kadar çok anlamsız yazı varki , bu yazı çok iyi yazılmış onların yanında..
Hüsrevani , memnun oldum ;)

Değişiklikler Kaydedildi...

#11 114

114

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 700 Mesaj
  • İlgi Alanları:değişken

Gönderim zamanı 25.12.2005 - 18:53

e bende menun oldum hüsrevani canım revani çekti ya yada sütlaç
of of tatlı istiyorumkeşke okumasaydım bu mesajı yaktım kendimi krize girdim acil tatlı bişler yemeliyim

#12 Ziyaretçi_husrevani_*

Ziyaretçi_husrevani_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 25.12.2005 - 20:41

Değerli Arkadaşlar,

Düşüncenizi paylaştığınız için teşekkür ederim.


#13 114

114

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 700 Mesaj
  • İlgi Alanları:değişken

Gönderim zamanı 25.12.2005 - 22:12

bişi değil irmik tatlısı yaptım yedim tatlı krizimide atlattım

#14 kılıcarslan

kılıcarslan

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 24 Mesaj

Gönderim zamanı 11.03.2006 - 22:45

hayırlısı tabı ne desem bılmem

#15 Muharip

Muharip

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 126 Mesaj

Gönderim zamanı 29.04.2006 - 14:48

Husrevani, adama kafayı yedirtirsin sen...
Aslanım, sen yanlış zamanda, yanlış mekanda dünyaya gelmiş, kara bahtlı birisin... Vesselam...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli