Buğulu bakışlar vardır; eski bir zaman fotoğrafında unutulan
Hain duygular vardır ruhumuzda dolanan..
ve utanmaz yaptıklarından
Yıllar vardır telaşsız; yavaş yavaş harcanan ve tertemiz duygular yaşar insan içindeki lekelere hiç aldırmadan
Duman rengi hasretlerle yaşlanır zaman; yedi renge kavuşamadan
Ve bir de beyaza bürünmüş koskoca bir yalan var;gerçek adı YAŞAMAK olan !
Tertemiz sayfalar bir bir karalandı
Sert bozkır rüzgarlarının bağrında uyuyan bebeklerin uyanmasına izin vermediler, beyaz kundakları kırmızıya boyandı. Kayalıklarda açan çiçeklere ulaşılamadı belki, gel gör ki körpe fidanlar hiç göz kırpmadan koparıldı. Neye yaradı? Savaşılmadan kazanılan savaşların seyircisi olduk
Alkış tutmadık ama özümüze savrulan masumiyete de sahip çıkamadık. Üzüldük üzülmesine de engel olamadık çocukların öldürülmesine
Özgürlük türküleri söylemek yetti bizlere
İçimizde kabaran kirleri temizler mi zaman? Ben utanıyorum böyle yaşamaktan!
Neye dayanır bu yürek? Ne zaman durulur akan sular? Bir bildiği var mı yoksa yırtılan gecelerin? Sorularım cevap beklemeye imtina ederken geçer mi gecelerin kaygılı adımları ömrümden? Ve bir su damlası ferahlatır mı içimin sıcağını? Sen bilir misin nasıl yürüdüğümü kaldırım taşlarını?
Efkarım yalnızlıkların efendisi
Gözlerim yalan olmuş sevdalar gibi
Yalnızlık dibe vurmuş
Beyhude telaşlar da nasibini almış hüznümden;nereye gitsen gelir keder,ne düşünsen hatırlarsın mazini,belki tebessüm eder belki susarsın.Sonrası hep aynıdır zaten;günler aydınlıkta sarhoş gezer,geceler yalnızlıktan sarhoş olur
Bir avuntu dokunsa ellerine,saçlarının rengi uçar gider
Bir ayrılık türküsüne rastladığın zamanlarda,unuttuğun ağlamak hasretlere karışır.Uzak, çok uzak şehirlere vurursun kendini
Yorgun bedenin sızlanmaz sana,o da alışmıştır böyle yaşamaya
Ve..
her şey devam eder yoluna senden başka!
Anlamsız gelir yaşamak
İnançların karışınca birbirine pek bir şey kalmamıştır yapılacak
Öylece susmak kadar eski olan keder ,yavaş yavaş kaderini çizer
İhanet merhameti tanımaz
En güzel giysin yakışmaz,en güzel manzaralar soğuk,iklim bir üzüm buğusu kadar donuk
En ince duygular yas tutar ,yaslanır omzuna incitilmiş ne varsa
Gidenler, kalanlara karışmaz. Meçhul kadere ağıt yakmak yakışmaz.Gidenler bilir belki yaşamanın değerini
Ben henüz bilmiyorum
Zor geliyor beklemek
Ekmek gibi, su gibi değil yaşamak,anladım nihayet
Artık korkutmuyor can vermek!