0
Güneş Batı'dan doğuyor
İslam, başta Batı olmak üzere bütün dünyada hızla yayılıyor. Bugüne kadar bazı müntesiplerinin yanlış hareketleri yüzünden yanlış anlaşılan İslam dini hakkıyla anlaşıldıkça gerçeğe susamış kalplerde ma'kes bulmaya devam ediyor.
'Batı, İslam’a yöneliyor...'
1980'de Müslüman olan 33 yıllık diplomat Alman yazar ve
mütefekkir Murad Hovman da İslam'ın gelecekteki konumunun çok önemli olacağını, 1992'de yazdığı 'Alternatif İslam' adlı kitabında, yüksek sesle, emin ve cesurca, İslâm'ın mecburen alternatif olacağını ifade ederken, 'Batı buna muhtaç ve mecburdur.' diyor.
28.3.2000 tarihinde Almanya'da verdiği 'Yeni Bin Yılda İslam' adlı konferansta da, müsteşriklerin, İstanbul'da Osmanlı'nın yıkılması, İslâm'ın bir daha ortaya çıkıp yükselemeyeceği kanaat ve ifadelerine atıfta bulunarak onları şu sözlerle nakzediyor: “Şu anda Batı toplumunun içinde bulunduğu sosyal ve kültürel problemlerden kurtulmak için alternatif olarak İslâm'ı görüyorlar. 20. asrın nihayetinde genç ve yetişkinlerin safından İslam'a büyük akın vardır, çünkü İslam'da, hem çocuklar, gençler, aile ve asrımızda toplumun büyük problemleriyle olan muamelesinde hem de ilim ve ilim adamlarıyla olan muamelesinde sadre şifa olacak devalar vardır. Üstelik bugün önümüzde bulunan lüzumlu metinler, ilk asırdan itibaren Müslümanların Kur'an ve hadis olarak topladıkları metinlerin aynısıdır.”
Murad Hovman, bu yıl yayınlamış olduğu 'Üçüncü Bin Yılda İslam' adlı kitabında ise, şu dikkat çekici ifadeleri dile getiriyor: İslam dünyası tam manasıyla İslam'a muhtaç olduğu gibi Batı da İslam'a muhtaçtır. Batı'da bütün dinlerin ve ideolojilerin iflas ettiği bir anda İslam parlamaya başladı. İnanıyorum ki, bu topraklara (Batı) İslam'ın gelme vakti yakındır, İslam ilerliyor, diğerleri ise, geriliyor. İslam ABD'yi sarmış ve inanılmayacak derecede ve hızda yayılmaktadır.
Hüveydi: Müslümanlar Batı'nın parçası
Müslümanların Batı'da bulundukları ülkenin sosyal ve siyasal birer parçası olduğunu ifade eden Mısırlı araştırmacı yazar ve mütefekkir Fehmi Hüveydi, Batı'da, sayıları gün geçtikçe artan Müslümanların bulundukları ülke vatandaşları gibi siyasi, ekonomik ve sosyal haklar elde ettiklerini, toplumla bütünleştiklerini ve Batı ülkelerindeki Müslümanların Batı'yla İslam âlemi arasında bir köprü oluşturduğunu, bunun da Hıristiyan– Müslüman diyaloğunu sağlayarak birbirlerini daha iyi ve daha doğru tanımaya vesile olduğunu söylüyor.
Vatikan'ın 1992'de yapmış olduğu bir araştırma, Avrupa'daki İslam'ın geleceğine ışık tutuyor: Araştırmaya göre, 1992 yılının ilk 10 ayında Avrupa'da yaklaşık 52 bin kişi İslam dinine girmiş. Bunlardan yüzde 42'si Kur'an mealini, yüzde 32'si Risale–i Nur okuyarak, geri kalan kesimin ise, arkadaş, dost ve diğer vesilelerle Müslüman oldukları ifade edildi.
Alman İslam Şûrası üyesi Şükrü Bulut, Almanya'da Müslüman
olanların yüzde 35'inin Risale–i Nur okuyarak İslam dinine girdiklerini ifade ediyor.
Uzak Batı, Amerika'da İslam
Altı ile sekiz milyon arasında Müslüma'nın yaşadığı Amerika'da
İslam ikinci din. Bu bölge insanı Avrupa'ya nispeten İslam'a daha yatkın. Orada İslam daha hızlı bir şekilde yayılıyor, çünkü Amerika her şeyden önce bilim, teknik, araştırma ve maslahata uygun her olguyu her realiteyi benimseyen bir mantığı esas kabul etmektedir.
Washington'da bulunan Darü'l–Hicre Meclis Başkanı Prof. Bessam al–Ustuvani'nin İslam Online sitesinde yayınlanan araştırmasına göre 1999 senesinde Amerika basınında, İslam'la ilgili olarak toplam 1400'ü aşkın makale ve araştırma yazısı yayınlandı. Amerika gerçek ve doğru olan İslam'la, siyasi veya şiddetle sergilenen İslam'ı birbirinden ayırarak doğru olanını benimsiyor. Şiddet ve siyasi olanını ise, redediyor. Bu nedenle Amerika Yönetimi mütedeyyin insanları ülkede görmek istiyor ve iş vermede onlara öncelik tanıyor. Pek çok şirket, işe eleman alımlarında tesettürlü Müslüman bayanları tercih ediyor.
Geçen Ramazan ayında bakanlık tarihinde ilk defa bir iftar yemeği veren Amerika Dışisleri Bakanı Madeleine Albright yaptığı konuşmada, Amerika'daki Müslümanların Amerika halkının bir parçasının olduğunu belirterek, bilhassa Dışişleri Bakanlığı'nda Müslüman diplomatların azlığından şikâyet ederek bakanlıkta görev almaları için Müslümanlara çağrıda bulundu. Bundan dolayı ABD tarihinde ilk olmak üzere Arjantin ve Fiji Adaları'na Amerika'yı temsilen iki Müslüman elçi tayin etmede bir mahzur göremiyor.
Amerika'da İslamî gelişmeler:
7 Aralık 1999 Amerikan hükümetinin, terörle ilgili açıklamasında Amerika'nın teröre karşı olduğunu, İslam'a karşı olmadıklarını ve terörün İslam'la hiçbir ilgisinin bulunmadığını ifadesi,
Aralık 1999, Başkan Clinton'ın Ramazan münasebetiyle Müslümanlara yönelik yayınladığı mesajı,
30 Eylül Amerikan Kongresi'ndeki Müslümanların Kongre binası içinde düzenli olarak cuma namazını kılmaya başlamaları,
17 Ağustos, Osman Sıddik'ın Amerika'ya ilk Müslüman elçi olarak tayin edilmesi,
9 Temmuz, Müslümanlara din hürriyeti sağlayan kanun teklifinin Amerikan Kongresi'ne verilmesi,
Mayıs, Din Hürriyeti Komisyonu'na Müslüman bir kadının tayin edilmesi,
7 Mayıs, Amerika ile İslam arasında herhangi bir tenakuzun olmadığı yönündeki açıklama,
5 Şubat, İslam'ın Amerika'da en hızlı yayılan akım olduğu yönündeki raporun yayınlanması,
18 Şubat, Müslümanlara yönelik şiddet ve saldırıların azalması yönündeki raporun yayınlanması,
19 Şubat Savunma Bakanlığı'nın silahlı kuvvetlerdeki Müslüman askerlere iftar vermesi,
21 Şubat 1999 Clinton'ın eşi Hillary'nın Beyaz Saray'da iftar vermesi,
15 1999, Clinton'ın bayram münasebetiyle Müslümanların bayramlarını tebrik eden mesajının yayınlanması,
6 Ocak 1999, dünyada inanç hürriyeti isleri için olağanüstü Müslüman bir elçinin tayin edilmesi.
Washington Post gazetesinin haberine göre, Amerikalı Müslümanlar toplumun her kademesinde ordu dahil kendini göstermeye başladı. Norfold Donanma Üssü'nde açılan yeni camide ibadet eden Müslüman ordu mensuplarının resimlerini yayınladı.
Yeni kurulan “Müslüman Askerî Birliği” Başkanı Hava Subay Talip Şerif '1,4 milyon personelli ABD ordusunda Müslümanlığını açıklayan 18 bin civarında asker var' diyor.
Amerika Deniz Kuvvetleri'ndeki askerler arasında İslam dinine girenlerin çoğalması ve bu sayının 7 bine ulaşması üzerine Amerikan bahriyesi bahriyecilik sembollerinde bir değişiklik yaparak, daha önce var olan Hıristiyanlık sembolü haç ile Yahudiliğin sembolü yıldızın yanına İslam'ın sembolü olan hilali de koydu.
CNN'in haberine göre, son 12 senede Amerika'da bin 200 cami, 400 okul, 351 tane İslam merkezi inşa edilmiş.
Avrupa'da İslamî gelişmeler:
Vatikan'ın tespitine göre Avrupa'da Müslümanların sayısı 24 milyona ulaşmış ve gün geçtikçe bu sayı giderek artıyor.
Avrupalı devletler, artık ülkelerinde resmî hüviyete sahip Müslüman temsilcileri muhatap kabul edip onlarla diyaloğa girip isteklerini kabul ediyorlar.
İstatistiklere göre, son birkaç sene içinde İtalya'da çoğu kadın olmak üzere 50 bin İtalyan Müslüman oldu.
İtalya'nın her tarafına dağılmış 158 cami ve 50 bin Müslüman talebe ilk ve orta öğretimde eğitimlerini sürdürmektedirler.
Katolik kilisesinin bayanlara, Müslümanlarla evlenebilecekleri yönünde verdiği ruhsatla 12 bin Katolik kadının Müslümanlarla evlenmesi gerçekleşti.
Fransa'da Devlet Başkanı Jack Şirak Fransa tarihinde ilk defa Müslümanların temsilcilerini makamında kabul etti. Fransa İçişleri Bakanlığı ise, 13 İslam ülkesi temsilcileriyle İslam–Fransa işbirliği ve Fransa'da Müslümanların ibadet yerlerinin korunmasını öngören bir anlaşma imzaladılar. Ayrıca Avrupa'da ilk olmak üzere Paris'te önümüzdeki yıl Açık İslam Üniversitesi, eğitim– öğretime açılıyor.
Geçen ocak ayı içinde İngiliz polis teşkilatı, İngiltere İslam Konseyi (MCB)'nın girişimleri sonucu, İngiltere'de veya dünyanın herhangi bir ülkesinde meydana gelen terör olaylarıyla ilgili olarak İslamî terör tabirini kullanmama kararı aldı. Başbakan Toni Blair partisinden İngiliz Meclisi'ne giren Müslüman bir milletvekili Kur'an üzerine yeminini ederek İngiliz Meclisi tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş oldu.
Norveç hükümeti Oslo'da bulunan cami minarelerinde ezan okunmasına izin vererek bu alanda bir ilki gerçekleştirdi. Bugün başkent Oslo'da bulunan 8 camide beş vakitte okunan ezan sesi Avrupa semalarına yükseliyor.
Avrupa’da başkentinde cami bulunmayan tek ülke Yunanistan. Hükümetin parlamentoda aldığı bir kararla başkent Atina'da da cami inşasına onay verildi. Böylece Avrupa'da camisiz başkent kalmadı. (Ahmet ALTUN)
