Semt Batıkent ...
Neyse onun etkisinden kurtulamamışken... Bugün Ankara Yüksel caddesinde akşam üstü Liqushayı bekliyorum. Yorulunca sokağın ilerisindeki banklardan birine oturdum. En kalabalık sokaklardan biri... Önümden birkaç genç erkek geçti (hemen ayağımın dibinden) ve sağ yanımdan bir metre ilerde duraksadılar. Garip görünüşlü, taranmamış fırça saçları olan, döküntü kıyafetler içinde bir adamla merabalaştılar. Bende susadığımdan limonata almış aylak aylak içip arada da onlara bakıyordum. Tesadüfen karşılaştıklarını düşünürken adam elini bir anda cebine götürdü. O dk dan sonra gözlerimi alamadım, neyseki bana bakmıyorlardı.
Adam bişeyler sölerken elini yavaşca cebinden çıkardı ve çocukla tokalaşır gibi yaparak , çocuğun eline cebinden çıkardığı küçük şeyi verdi. Sonra anında dağılarak uzaklaşmaya başladılar. Gözlerimi dört açtım ve verdiği şeyin kesinlikle hap, kokain,vb. bişey olduğuna neredeyse emin olarak ayağı kalktım ve veren adamı uzaktan takip etmeye başladım. Liqushayı , açlığımı , yorgunluğumu unutarak meraklı türk insanı moduma büründüm ve olayın peşine düştüm... Aynı adam aynı sokaktaki bir dersanenin önüne giderek ordaki çocuklarla aynı muhabbeti yapmaya başladı... İzlemeyi bırakıp harekete geçmenin vakti geldi diye düşündüm... Onların görmeyeceği bi büfenin arkasında gazetelere bakıyormuş gibi yaparak 155 i aradım... Olay mevkiini ve kişi eşgallerini bildirdim, tlfnu kapattım ve hızla uzaklaşmaya başladım. Karşıdan gelen Liqushadan montunu aldım, giyindim (Kamuflaj yapıyorum güya
![:P](http://www.harabe.net/public/style_emoticons/default/blink.gif)
), koluma taktım hadi çabuk ol dedim. İlerlerken polislerin sokağa girdiini görerek rahatladım..
Vatandaşlık görevimi yapmış olmamın verdiği huzuru düşünürken, bu ülkede her vatandaşın durup durduğu yerde hatta limonata içerken bile ; bir asker, bir polis hatta bir sivil polis, bir siyasetçi, bir politika uzmanı, sonuçta bir psikopat olmaması için hiçbir engel olmadığı kanısına vardım.