bu konuya 4 yanıt verildi

[cengiz]

--------------------------------------------------------------------------------

Barnabas incili 44. babında Muhammed (A.S)ı şu şekilde anlatıyor.
“Size diyorumki, Allahın resulü Allahın yarattığı her şeye mutluluk getirecek olan bir nurdur; çünkü o, anlayış ve müşavere ruhuyla, akıl ve itidal ruhuyla donatılmıştır; rahmet ve merhamet ruhuyla, adalet ve takva ruhuyla, yumuşaklıktan, bütün diğer yaratıklarına verdiğinden üç kat daha fazla almıştır. Ey , O’nun dünyaya geleceği kutlu zaman! İnanın bana, O’nun ruhunu görenlere Allah peygamberlik verdiğinden, her peygamber gibi bende O’nu gördüm ve O’na saygı gösterdim. O’nu görünce , ruhum teselli ile doldu (ve) dedim: Ey Muhammed, Allah seninle olsun ve beni ayakkabının bağlarını çözecek değerde kılsın. Buna ermekle bende büyük bir peygamber ve Allahın kutsal bir(kul)u olacağım.”
Ve isa böyle deyip, Allah’a şükretti.


Allah Muhammed (A.S)ı ve Onu sevenleri bizlere dost kılması dualarım ve dileğimle…

[cengiz]

Aynaya bakıp, kendi mübarek yüzünü görünce;
"Hamdolsun Allah'a, beni kusursuz yarattı, yüzümü güzel halketti ve beni müslümanlara kattı..."
diyen, dünyanın en mütevazı, temiz ve halûk insanı Hazret-i Resûl-i Ekrem,
insanların en güzeli, en cömert, en cesuru, en merhametlisi idi...
Bir gün huzuruna giren bir adam O'nun heybetinden titremeğe başladı.
Biraz sonra adam kendine geldi...

"Ben padişah değilim. Kureyş boyundan kurumuş etle geçinen bir kadının oğluyum ancak."
Sözü apaçık söyler, kim duyarsa anlar, söylediğini üç defa tekrar ederdi.
Başını hiçbir tarafa döndürmezdi, îcabederse gövdesiyle dönerdi.
"Ancak bir kulum ben, kul gibi yerim, kul gibi otururum,
kul gibi içerim." diyen Resûl-i Ekrem;
nâlinini kendi tamir eder, gömleğim kendisi yamardı...
Evini süpürür, toprak bir kapta yemek yer, bir post üstünde yerde yatardı.
Icabettiği zaman bu mütevazı büyük insan Semâvâtı gezerdi...
Boyu ortaya yakın uzunca, omuzlarının arası geniş, değirmi yüzlü, saçları siyahtı.
Ayağını yere kuvvetle basardı.
Göğsü ile göbeği birdi, gülünce dişleri inci gibi parlardı.
Pembe beyaz benizli, başı büyükçe, nurlu güzel yüzlü, kirpikleri sık, ince ve uzundu.
Gözleri kudretten sürmeli, içine bakmağa imkân olmayan,
her iki âlemi gören mübarek gözlerinin rengini tarif etmek imkânsızdı.
Yatarken, kalkarken, ilk işi dişlerini misvaklamaktı.
Kızdığı zaman yanakları kızarır, ayakta ise derhal oturur, oturuyorsa bir yere dayanırdı.
Yolda giderken çocuklara rastlayınca daima onlara selâm verirdi...
"Yaşayışım da ölümüm de hayırdır size." diyen Resûl-i Muhterem'in şefâatına Allah cümleyi nail eyleye...

[dora]

guzel..
keske o vakitlerde yasasaydim..

ben biseyi anlayamadim yine..
"Kizdigi zaman yanaklari kizarir, ayakta ise derhal oturur, oturuyorsa bir yere dayanirdi."
bu cumle ile kasdedilen nedir? bizim de o tarz davranmamiz gerektigine dair mi soylenmistir bunlar?

bilen varsa : estetik ameliyat gunah midir?

[cengiz]

selam
Muhammed (A.S) ın kızgınlığını pratikte daha zararsız bir şekilde atlatma tarzıydı beğenirsen uygularsın bende çıkıp koşuyorum ,kızdığım zaman birisini yaralamaktan, kalbini kırmaktan, camı çerçeveyi parçalamaktan daha akıllıca geliyor ki, kova burçlarıda (siz) aklıyla hareket eder diye biliyorum
benim görüşüm,kendine güvenen,kendiyle barışık insan için estetik günah
diğerleri için ise estetik çözüm değil ... sevgiyle kalın..

[senay]

Merhaba gofret..
Hak Teala'nın Alemlere rahmet olarak aramıza irsal ettiği Hz.Resul Aleyhisselam (s.a.v) yaşamını biz kulların örnek alması,onun yolunda onun izinde onun sünnetine uyulması,bu mubarek insana her fırsatta salat getirilmesinin bir müslüman mümin için ne kadar önemli olduğunun bilincinde olmalıyız..Peygamber efendimizin sünnetine uyulması konusunda Kurandaki Ayetlerde kesin emirler
mevcuttur..
Haşr Suresi,7.Ayet,"...Peygamber size ne verdiyse onu alın,size ne yasakladıysa ondan da sakının.Allahtan korkun.Çünkü Allah'ın azabı çetindir."
Nisa Suresi,80.Ayet,"Kim Allah Resulüne itaat ederse,kesinlikle Allah'a itaat etmiştir!.."
Hak Teala insana lütuf ve ikramının bir özetini vermekte ve onun alemdeki özel yerine işaret etmektedir.İnsanın şan ve şerefi,diğer varlıklardan üstünlüğü;Allahın ona verdiği beden güzelliği,el,göz,burun,kulak gibi organlarını daha becerikli bir şekilde kullanması,konuşabilmesi,gülüp ağlayabilmesi,okuyup yazması,başka birtakım varlıkları kendi hizmetinde kullanması,aletler icat etmesi,olaylar arasındaki sebep sonuç alakasını görmesi,ve bu sayede geleceğe yönelik programlar ve hazırlıklar yapması,iyi ve kötü,doğru yanlış,güzel çirkin,kavramlarına sahip olması,maddi ve bedeni,ahlaki ve ruhi meziyetlere haiz olması insanın yaratılanlar arasında ne kadar kusursuz yaratıldığının göstergesi..isra suresi 70. "Biz hakikatten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık.Onları,(çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık;kendilerine güzel güzel rızıklar verdik;yine onları yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık."
Yüce Allahın özenerek yarattığı ve bize uygun gördüğü burun vs.uzuvların,sağlık açısından herhangi bir rahatsızlık verici problemi yoksa,estetik anlamlı tamamıyla keyfi olarak ameliyat olunmasının gereksiz olduğunu söyleyebilirim..