İçerik değiştir



- - - - -

Kunuri Savaşı...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 2 yanıt verildi

#1 Poseidon

Poseidon

    Tarih Muhabiri

  • Dokunulmazlar
  • 2.810 Mesaj
  • Konum:Eskişehir...

Gönderim zamanı 23.05.2007 - 21:53


1950-53 yılları arasında çıkan bir savaş... Kore Savaşı. Güney ve Kuzey Kore'nin savaşı bir anda Amerika ve Çin'nin katılımıyla Uluslararası bir boyut kazanmış ve Dünya bir anda kendisini Komünist Doğu bloğu ülkeleri ile Kapitalist Batı bloğunun arasında çıkan bir Dünya Savaşı provasının içinde bulmuştur...

SSCB'nin II.Dünya savaşından bir süper güç olarak ortaya çıkmasından sonra Rusya'nın tarihi ülküsü olan Boğazlar ve Akdeniz'e inme politikası tekrar gündeme gelmiş ve Türkiye bu tehlikeye karşı bir müttefik arayışı içinde olmuş ve dönemin diğer süper gücü olan Amerkaya yakınlaşarak Nato'ya üye olmuştur. Amerikayla daha iyi ilişkiler kurmak ve SSCB tehdine karşılık Amerika'nın yanında elini güçlendirmek maksadıyla Kore'ye General Tahsin Yazıcı kumandasında bir tugay yollamıştır...

İşte bu savaşta içinde bir savaş vardı ki bütün dünya Türk ordusunun yaptığı direnişi ve savaşın kaderini değiştirecek hamleyi ayakta alkışlamıştı ama bir çok Türk askeride şehit olmuştu... Bu savaş Kunuri savaşıydı...
Galata Kulesi'nin aklı olsaydı, Kız Kulesi'ne evlenme teklif ederdi...

#2 Poseidon

Poseidon

    Tarih Muhabiri

  • Dokunulmazlar
  • 2.810 Mesaj
  • Konum:Eskişehir...

Gönderim zamanı 23.05.2007 - 21:59

26 Kasım 1950 - Büyük Saldırı ve Kunuri Savaşının Patlaması (Kısaca)

26 Kasım günü Çin kuvvetleri Amerikan 1. ve 9. Kolordularına ve bunlara bağlı diğer birliklere karşı çok güçlü saldırılara başladılar. İlk olarak Çin birlikleri dağlardan aşağıya doğru Tokchon civarında bulunan Güney Kore'lilere saldırdılar. Güney Kore savunması ezici saldırı karşısında çok kısa bir sürede bozguna uğrayarak dağıldı.

Çinliler genellikle gece ilerliyorlardı. 18 gün boyunca günde yaklaşık 30 km. yol almışlardı. Gündüz saatlerinde sadece keşif birliklerinin dolaşmasına izin veriliyor, diğer Çin askerleri dağlık arazide saklanıyorlardı. Çinli komutanların gündüz yerini belli eden askeri vurma yetkisi bulunuyordu. Olumsuz hava ve arazi şartları da düşman Çin ve Kuzey Kore birliklerine avantaj sağlıyordu.

Bu sırada Türklere Amerikan birliklerinin sağ (Doğu) kanadını koruma görevi verildi. 1. Türk Taburunu Kunuri'nin 15 mil (24 km) Doğusundaki Wawon'a acilen sevketmek için Amerikan kamyonları tahsis edilmişti. Bu kamyonlar daha sonra geri dönerek 2. Taburumuzu nakledeceklerdi. Durumun aciliyeti karşısında askerlerimizin bir kısmı yaya olarak yola çıktılar. Türklere gelen emir karayolunu tutarak, Unsong'u emniyete almaktı, ancak tugayımızın karanlık basmadan Unsong'a varıp, orada mevzilenmesi için yeterli zaman yoktu. Üstelik, Chongsong'da bulunan düşman Amerikalıların tutmamızı istediği çizgiye çok yakın bir konumdaydı. Bu da tugayımızın daha mevzi almadan bir sürpriz saldırıyla karşılaşması riskini getiriyordu. Ayrıca bu bölgede çete taraması yapılmadığından halk arasına karışmış olabilecek gerillalar geri çekiliş yolunu kaparlarsa tugayımız sarılabilir ve yok olma tehlikesiyle karşılaşabilirdi. Bütün bunlara ek olarak, sağ kanadını savunma görevi aldığımız Amerikan kuvvetleri geri çekilmekteydi. Öte yandan birliklerimizin o anda bulundukları yerden savunma görevi yapması da arazi şartları yüzünden hemen hemen imkansızdı. Bizden istenen Kunuri­Tokchon yolunu tutmak için 12 mil (20 km) uzunluğunda bir cephe gerektiriyor ve bu da sayıca çok üstün olan Çinlilere karşı bizi tümüyle zayıf düşürebilecek bir durumdu. Arazinin topların etkili bir şekilde kullanımını engellemesi ve düşmanın araziyi çok iyi bilme avantajı da eklenince ortaya çıkan tablo Türk kuvvetleri için hiç de iç açıcı değildi. Güney-Doğuya geri çekilmekten başka yapacak bir şey yoktu. Ancak durum, geri çekiliş sırasında bile düşmanla karşı karşıya gelmeyi gerektirecek kadar karmaşıktı. Amerikan kuvvetleriyle temas kesilmişti. Türk Tugayı Tuğgeneral Tahsin Yazıcı'nın emrinde kendi başının çaresine bakmak durumundaydı. Kunuri'nin Kuzey-Doğusuna doğru ilerleyen askerlerimiz, Wawon'da mevzilenmeyi amaçlıyorlardı. Wawon'a vardıktan hemen sonra Tokchon'a doğru Tongjukkyo Nehri boyunca yokuş yukarı, yaya olarak ve tank desteği olmadan bir ilerleyiş başlamıştı.

Amerikalılar, uçakla yaptıkları keşifler sonucunda Çinlilerin Tokchon'a doğru ilerlediklerini ve oradan büyük bir saldırı yapacaklarını büyük bir ihtimalle tahmin etmişlerdi. Amerikalılardan istihbarat alınamayışı ve genel durumun bilinememesi sonucunda yapılan manevralar tugayımıza ait iki keşif birliğini, artçı birlik haline getirmişti. Bu arada iyice yaklaşan Çinliler tugayımızı yakın takibe almışlardı. Bir öncü keşif kolumuz Karil L'yong Geçidinde Çinlilerle ilk temas eden birliğimiz oldu. Keşif birliğimizden kurtulan olmadı.

Bütün olumsuz koşullara rağmen Türk askeri düşmanın ilerleyişini durdurmayı başarmıştı. Türk mevzilerini ele geçirmek için ardı arkasına bir çok saldırı düzenleyen Çinliler her seferinde geri püskürtülmüş ve büyük kayıplar vermişlerdi. Cephe savaşıyla sonuç alamayacaklarını anlayan Çinliler bir toplu imha planı hazırlamışlar ve sessizce tugayımızın etrafını sarmaya başlamışlardı. Komutanlarımız bu planı zamanında farkederek bir an önce geri çekilme emri verdi, çünkü sayıca çok üstün olan Çinlilerin tüm yönlerden yapacakları bir saldırıyı durdurmak imkansızdı. Askerlerimiz o gece sıfırın altında bir hava sıcaklığında ve yorgun bir şekilde sayıca kendilerinin onlarca misli olan düşmanla başbaşa kalmıştı. Çinliler bütün gece ani gürültüler, davul, ıslık ve çığlık sesleri çıkararak askerimizin moralini çökertmeye ve dinlenmesine olanak vermemeye çalışıyordu.

Geri çekiliş sırasında birliklerimiz tekrar Wawon'a yaklaşırlarken ağır düşman ateşiyle karşılaştılar. Çinliler, askerlerimiz tam olarak mevzilenemeden saldırmışlardı. Çinliler tarafından sarılan öndeki 1. Taburumuz çetin bir süngü savaşına girmişti. Amerikalıların raporlarına göre o gün öğleden sonra taburdan geriye kalan iki bölüğümüz 400 yaralıyla hala savaşıyordu. Tugayımızın geri kalan kısmı bu durum karşısında buradan da geri çekilme emri aldı. 9. Bölük geri çekilen diğer birliklerimizi arkadan koruma görevini üstlenmişti. 3. Taburun 10. Bölüğü ise tugayımızın ileri hattını oluşturuyordu. Birliklerimiz sayıca çok üstün olan düşmanı oyalayarak, zaman kazanmaya ve tekrar toplanarak, mevzi tutmaya çalışıyorlardı. Savaşın en hararetli bu anında 9. bölük zor durumda olan 10. ve 11. bölüklere yardım görevini almıştı. 29 Kasım sabahına karşı Çinliler birliklerimizin direnişini kırmayı başardılar. 9. Bölüğümüz, 3. Tabur Komutanı Binbaşı Lütfü Bilgin de dahil olmak üzere tamamıyla şehit edildi.


Bu muharebede Tugay’ın toplam zayiatı; 767 subay, astsubay ve er’dir. (218 şehit, 455 yaralı ve 94 kayıp)
Galata Kulesi'nin aklı olsaydı, Kız Kulesi'ne evlenme teklif ederdi...

#3 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 23.05.2007 - 22:29

Yakın tarihimizde Kore Savaşı diye bildiğimiz savaşın ayrıntıları..ilginç,daha önce duymamıştım açıkçası,
yakın tarihimize dair çok az şey biliyoruz yazık ki...bu olayı Türk tarihi açısından değil de soğuk savaş dönemi içinde ele alıyoruz genelde...

soğuk savaş dönemi Türk dış politikası aslında günümüz dış politikasının temeli ve önemli bir konu...

hatırlattığın için teşekkürler.






Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli