İçerik değiştir



Sayı 35: Cumhuriyet Ve Demokrasi Kavramları


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 12.04.2007 - 11:19


Cumhuriyet (Res-publica) kamuya ait veya kamunun-cumhurun sahip olduğu ortak şey (la chose commune) demektir. bu “ortak şey” devlet ve devleti meydana getiren farklı unsurlar, politik kurumlar ve kuruluşlardır. Devlet kamunun ve milletin ortak malıdır. , tarihte devlet başkanlığının babadan-oğula geçmediği ve iktidarın-gücün bir kişide olmadığı devletler, cumhuriyet olarak nitelendirilmiştir. Mesela Roma Cumhuriyeti, Cenova-Venedik Cumhuriyetleri gibi. Ayrıca XIX. ve XX.yüzyıllarda cumhuriyete, demokratik, sosyalist, popüler gibi bazı sıfatlar da ilave edilmiştir. Kısaca, üstün hakimiyetin kaynağı millet ise ve iktidar da milli devlete karşı sorumlu ise cumhuriyet söz konusudur. Türkiye’ye özgü anlamıyla cumhuriyet ise; ne bir hükümet şeklini nede bir devlet şeklini kasteder, esas olan Atatürk ilke ve İnkılapları ve Türk devrimidir.

Demokrasi ise, demos (halk) ve krasis (kaynaşma, uzlaşma) kelimelerinden türetilmiş olup, halkın iktidarı anlamına gelmektedir. Bu itibarla demokrasi, devletin kime ait olduğu üzerinde yani devlet tanrıya mı, monarka (kral-padişah) mı, herhangi bir sınıfa (burjuvazi, işçi, aristokrasi) mı, halka mı, topluma mı, millete mi ait olduğu üzerinde pek fazla durmaz. Buna karşılık mevcut devletin kim tarafından ve nasıl yönetileceği konusuyla meşgul olur ve neticede “çoğunluğun yönetimini” esas alır. Ayrıca demokrasi çoğulculuğu ve farklılığı öngörmektedir. Ancak bu çoğulculuk ve farklılıklar, bilhassa milli ve üniter devletlerde hedef değil de, o hedefe giden yollar ve fikirler olarak görüldüğü takdirde, demokrasi işlerlik ve istikrar kazanır. Demokrasi ;seçim şekillerine göre, doğrudan(directe) ve dolaylı veya temsili (indirecte) demokrasiler; parti sayılarına göre, tek partili, iki partili, çok partili demokrasiler; parlamenter demokrasiler ve başkanlık, yarı başkanlık sistemine dayalı demokrasiler gibi sınıflandırılabilir. Demokrasi, XIX. yüzyılda liberal felsefe ile temasa geçmiş ve onun öngördüğü ilkeleri, özellikle kamu hürriyetlerine, siyasi eşitliğe sahip çıkmış, onlara daha geniş anlamlar yüklemiştir. Bu yüzden demokrasi, liberalizmin uzantısı gibi görünse de mevcut liberal topluma ve düzene karşı çıkmış ve onu tenkit etmiştir

Cumhuriyet ile demokrasi değerler, ilkeler açısından pek çok hususlarda birbiriyle örtüşüyor gibi görünseler de, temelde öncelik verdikleri hassasiyetler bakımından birbirinden ayrılırlar. Önemli olan devlet yönetiminde ve kamusal alanda ikisi arasında bir dengenin kurulabilmesidir. Bu açıdan bakıldığında cumhuriyet demokrasinin, demokrasi de cumhuriyetin muhalifi ve zıttı değildir.

Cumhuriyet,devlet-millet-vatan-ordu-istiklal gibi vazgeçilmez unsurlar üzerinde hassastır. Demokrasinin üzerinde durduğu ve devletin bir parçası olan seçilmiş hükümetler ile toplumun bir parçası olan seçilmiş partiler, sivil toplum örgütleri gelip geçicidir yani daimi değildirler. Daimi olanlarla geçici olanların arasındaki dengenin ve münasebetlerin, hukukun üstünlüğü prensibine göre kanunlarla belirlenmesi esastır.Cumhuriyet bir rejimin adıdır. Demokrasi ise, bir metodu veya yöntemi ifade ve tarif etmektedir

Bu kavram kargaşası ortamında yani cumhuriyeti demokrasiye indirgeyen, liberal felsefenin uzantısı olan ve ilhamını ondan alan demokrasiyi de seçimden ibaretmiş gibi gören bir anlayışın hakim olduğu günümüz Türkiye’sinde cumhuriyet, rejimiyle ve kavramıyla birlikte devlet-millet-vatan kavramları da anlamını ve önemini yitirmiş veya yitirmek üzeredir. Zira yetkili-sorumlu devlet adamlarımız, siyasilerimiz ve aydınlarımızın çoğunluğu, neredeyse cumhuriyetten hiç söz etmez olmuşlardır. Buna karşılık sürekli demokrasiye vurgu yapmakta ve onun altını iyice çizmektedirler. Bu vurguya rağmen demokrasi gittikçe yozlaşmaktadır. Bunun sonunda Türkiye, devleti temsil eden cumhuriyetle iktidarı temsil eden demokrasi kıskacında kalmıştır. Bu kıskaç içinde Türk iç ve dış politikası “hedefli istikrardan”, “hedefsiz istikrara” doğru kaydırılmış bulunmaktadır .[1]


[1]Bayram Kodaman,Demokrasi ve Cumhuriyet Kıskacında Türkiye...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli