İçerik değiştir



- - - - -

Mavi Gözlü Dev


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 1 yanıt verildi

#1 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 10.04.2007 - 12:07


Yönetmen Bilket İlhan
Senaryo Metin Belgin
Oyuncular Yetkin Dikinciler, Dolunay Soysert, Özge özberk, Nil Günal, Suna Selen
Filmin Türü Drama
Orijinal Adı Mavi Gözlü Dev: Nâzım Hikmet
Yapımcı Firma Sinevizyon Film
Yapım Yılı 2006
Yapım Ülkesi Türkiye
Orijinal Dili Türkçe
Filmin Süresi 118 dakika
Resmi Sitesi
Dağıtıcı Firma Kenda Film
Vizyon Tarihi 09.03.2007



Kavganın, sevdanın ve Türkçe nin büyük şairi Nâzım Hikmet, 1941 yılında Bursa Hapishanesi ne nakledilir. Komünizm propagandası nedeniyle mahkûm olan usta şairin ünü içeride kulaktan kulağa yayılır. İbrahim Balaban ve Yusuf, mahkumların portresini yapan ustanın odasına desen çizeceği aynaları taşırlar. Nâzım ın aklı ise karısı Piraye dedir. Günlerdir ondan ne bir mektup, ne bir telgraf almıştır. Hasretin dinmeyen sızısı siyatik ağrılarından beterdir. 2. Dünya Savaşı nın vahşeti ve sefaleti tırmanırken; Müdür Tahsin Bey den hakkında verilen 28 yıl hapis cezasının onaylandığı haberini alır. Ve sonunda Piraye gelir; mahzun, hüzünlü, çaresiz. Kısacık görüşmede, gardiyanın evinde gizlice buluşma teklifine şiddetle karşı çıkar.

Nazım ın öğrencisi Raşit, üç yıl sonra özgürlüğüne kavuştuğunda Orhan Kemal adıyla 72. Koğuş hikâyesinin yazarı olur. Balaban içeride şair baba sının yanında ressamlığı ilerletir. Açlıktan ölenlerin çoğaldığı günlerde dokumacılık sayesinde karısına para yollayan şairin son umudu, dayısı Ali Fuat Paşa dır. Celile Hanım ise oğlunu kurtarmanın yollarını aramaktadır. 1945 yılında savaş biter ama hapishane müdürü, şaire hoşgörülü davrandığı gerekçesiyle koltuğunu despot bir müdüre bırakmak zorunda kalır. Kırbaçlı gardiyanlar Nâzım ın odasını basınca kıyamet kopar.

Ekim 1948 de dayı kızı Münevver ziyaretine gelir. Nâzım yeni bir sevdanın coşkusuna kapılıp iki aşk arasında bocalarken, Münevver in kocasından ayrılmayı ertelemesiyle bunalıma girer. Karaciğerinden sonra kalbi de yorulmuştur. Piraye ye yazdığı mektuplarda ona yalvarır. Karısıyla zoraki buluşmasında buzları eritmeye uğraşırken; Münevver in de hapishaneye gelmesi başka bir kâbusa sürükler şairi. 10 yıldır hapistedir, artık tükenme noktasındadır, yaşamına son vermeyi tasarlar.…


kaynak:http://www.ntvmsnbc.com

#2 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 10.04.2007 - 12:10

Filmin ilk yarısı biraz durağan geçmekle birlikte, Nazım Hikmet’in filmin neredeyse her karesinde şiirlerinden alıntıların yer alması çok güzeldi. Nazım’ın şiirlerini okumayan yada sevmeyenler açısından sıkıcı bulunabilir bence film…

En etkilendiğim sahne ise filmin sonlarına doğru hapishanedeki mahkumların Nazım Hikmetle birlikte bir ağızdan “Bu Memleket Bizim” şiirini okumalarıydı…



Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi
uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde,
dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim...Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi KARDEŞÇESİNE,
bu hasret bizim...






Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli