İçerik değiştir



- - - - -

Bektâşî Fıkraları


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 6 yanıt verildi

#1 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 05.04.2007 - 19:30


Ziya Şakir'in Bektaşi Fıkraları adlı kitabının başında Bektaşi fıkraları için şöyle söyleniyor:

"Türkün incelik, mizah ve alay kabiliyetinin delilleridir. Saray ve medrese taassubuna karşı halkın ruhundan fışkıran hürriyet, müsamaha ve serbest düşünce özleyişlerini ifade eder."


Bu Zavallı Bir Hayvandır

Babaerenler bir gün, caminin önünden geçerken içeriden gürültüler, bağırım çağırmalar duyar. Giriş kapısının perdesini aralar içeriye bakar. Gördüğü garipliğin nedenini müezzin'e sorar. O da:

"İçeriye bir deve girmiş, biz kovaladıkça kaçıyor, hörgüçleriyle kandillerin yağlarını yerlere döküyor." diye sızlanır.

Erenler, kovalayanlardan sopa yedikçe büsbütün şaşıran hayvanı göstererek:


"yahu, bu zavallı bir hayvandır. Hayvan aklıyla bilememiş, içeriye girmiş. Bakın ben hiç giriyor muyum? Yazıktır, vurmayın." der.



Elimde Önemli İşim Olmasa
Canlardan biri camiyi tenha bulmuş. Pencerenin iç tarafında demlenmeye başlamış. Bir softa bunu görünce:

"Tuh.. Utanmaz herif..." diyerek pencereden içeri tükürmüş.
Erenler:
"Şimdi elimde çok önemli işim olmasaydı, ben sana mübarek camiye tükürmenin ne demek olduğunu gösterirdim." demiş.

Papazla Yarenlik
Papaz, Bektaşi'ye takılmak ister:
- Çocukken sünnet oldun mu?
- Eh.. Öyle bir sıkıntı geçirdiğimi hatırlıyorum.
- Peki, Allah herşeyi bilir, diyorsunuz da sizin sünnet olacağınızı önceden neden bilmemiş de sizi sünnetli yaratmamış!
- Papaz Efendi senin çocuğun var mı?
- Bizim için evlenmenin yasak olduğunu bilmiyor musunuz?

Erenler hemen taşı gediğine koymuş:
- Madem ki Allah herşeyi bilir de bütün papazların evlenmeyeceğini bildiği halde, neden onlara külfet olarak ........ koymuş.

Kendisinde Olmayanı
Bir bektaşi ile bir hoca yolculuk ediyorlar. Hoca namazını kılmış:
- Aman Allahım, bana iman nasip et
diye dua etmiş. Erenler de hemen ellerini kaldırı*böö
- Aman Allahım, bana da bir şişe dem.
demiş. Hoca kızgın:
- Bre adam, isteyecek başka şey bulamadın mı?
deyince, erenler:
- Ne kızıyorsun Hoca? Herkes kendisinde olmayanı Tanrı'sından ister.

Haram Aleti
Bir Bektaşi elinde içki şişesiyle giderken Yeniçeri ağası yolunu kesmiş:
- O ne elindeki?
- Sirke şişesi.
- Amma onun içine şarap da konulabilir.
- Evet ağam.
- Demek ki bir içki aleti taşıyorsun. Bunun cezası var...
Erenler kısa bir süre beklemiş ve şu yanıtı vermiş:
- Ağa Hazretleri! Bunun için ceza vermeden biraz düşün. Bir alet kullanılır ve zarar görülürse o zaman ceza verilir. Şimdi sen de bir haram aleti var... Bunu kullanmadan taşıyorken sana ceza verirlerse adalet mi bu?
deyince ağayı yumuşatmış ve yoluna devam etmiş.

Bu fıkranın bir de şöyle bir şekli var:
Boş şişe için değnek cezası veren Yeniçeri ağasına:
- Ağam içmedim ki bana sopa vurduruyorsun.
deyince Ağa:
- Olsun içki aleti taşıyorsun ya!
der. Erenler hemen cevap verir:
- Ağam sen de zina aleti taşıyorsun, amma kullanmadan seni yarı beline kadar toprağa gömdürüp taşlatalım mı?
deyince ağa gülerek, erenleri serbest bıraktırır.

Yağmur DuasıBabaerenlerin yolu bir kasabaya düşmüş, halk üzüntüler içinde, kimsenin yüzü gülmüyor. Bir tarafta ağlaşanlar toplanmış, öte yanda ah vah edenler:
- Yahu, ne oluyor, ne var, nedir bu hal?
deyince halk:
- Babaerenler, aylardır bir damla yağmur yağmadı, tarlalarımız, bağ ve bahçelerimiz mahvolacak; çoluk-çocuğumuz perişan olacak. Ona üzgünüz, yağmur duasına çıkmak için toplanıyoruz.
derler. Babaerenler:
- Yahu, bu da mı dert? Şimdi ben size yağmur yağdırırım.
der. Bir tas su ister, hemen sırtından gömleğini çıkarıp su ile ıslatır. Halkın meraklı ve şaşkın bakışları karşısında, su damlayan gömleiğini, oradaki bir çalının dallarına serer.
Hemen ortalık kakarır, bulutlar gökyüzünü kaplar şakır şakır, bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağmaya başlar. Kasabalı:
- Bu ne keramettir, Babaerenler, sen evliya mısın, nesin?
diye ayaklarına kapanmak isterlerken, erenler, onlara mani olarak:
- Kalkın evlatlar, kalkın
der:
- Haşa, ne kerametimiz var, ne evliyalığımız.
Eliyle gökyüzünü işaret ederek:
- Yalnız Yukarıdaki'yle bugünlerde aramız pek iyi değil de, benim gömleğim kurumasın diye yağmuru inadından yağdırdı. İstediğiniz zaman söyleyin, gömleğimi içeriye alır almaz durdurur.

Kürk
Bektaşinin sonradan görme bir komşusu var. Bir gün pahalı bir kürk giyerek cakalı çalımlı yürüyüşe çıkmış. Babaerenlere rastlayıp kürkünü nasıl bulduğunu sorunca erenler:
- Komşu, ona pek güvenme, caka satma. O, ömrü boyunca içnide taşıdığı eski sahibini bile hayvanlıktan kurtaramadı.

Sözüne bağlıdır
Bir tanıdığı bektaşiye:
- Erenler, akşama bize buyur da bir tuz-ekmek yiyelim
demiş. Akşam sofraya gerçekten sade tuz ve ekmek gelince, Babaerenler bozulur gibi olmuşsa da durumunu belli etmemiş.
O aralık bir dilenci kapıyı vurunca evsahibi:
- Allah vere.
demiş. Dilenci asılınca evhahibi:
- Bre adam, sen gidiyor musun, yoksa kapıya inip kafanı kırayım mı?
deyince, Babaerenler pencereye koşarak:
- Evlet, haydi işine... Bey sözüne çok bağlıdır. Ağzından çıkana aynen uyar ve dediğinden kıl kadar şaşmaz.


Hiç
Yolda bir kaynaşma, Kibirinden hindi gibi kabaran bir insana herkes yol açıp yerlere kadar eğilmede. babaerenler yanındakine soruyor:
- Bu geçen kim?
- Tanımıyor musun, ulu sultanımızdır.
- Ya! Ölünce ne olacak?
- Hiç...
- İşte ben şimdiden, onun erişemediği haldeyim. Yani hiçim.


Onu Allah Sorar
Eski paşalardan iri babaerenlere:
- Erenler hiç borcunuz var mı?
O, cevap verir:
-Paşam, bakkala on beş lira borcum var.
Paşa:
- Yok canım, onu sormuyorum. Namaz borcun var mı?
deyince, erenler:
- Paşa paşa... Onu Allah sorar, senin soracağın ancak bakkal borcudur.
der.

Bugünlerde Hasisliği Üstünde
Babaerenler hamamda yıkanmış, çıkıp giyinmiş. Bir de bakmış ki para kesesi yanında değil...
- Tanrım. Fakîri utandırma, buradan mahucup olmadan çıkayım. Yâ bana bir kuruş ihsan et ya da bir sebep halk et...
O sırada bir zelzele olmuş, hamamın bir tarafı yıkılmış, ortalığı bir telaş almış, koşuşanların arasında erenler de dışarı fırlamış.
Az sonra, biraz ilerideki caminin dış cemaat mahfelinde bir adamcağızın vecd ile dua edip Tanrı'dan ihsanlar istediğini görünce, Babaerenler:
- Aman efendi... Bugünlerde hasisliği üstünde. Demin bana bir kuruş vermemek için koca hamamı yıktı. Bu sırada pek üzerine varma...

#2 tomhawk

tomhawk

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 115 Mesaj
  • Konum:Dünyayı Güzellik Kurtaracak

Gönderim zamanı 12.05.2007 - 21:12

guzellllllll....tesekkurler
Güneşin Olsun Gonlunde

#3 bladerunner

bladerunner

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 98 Mesaj
  • Konum:orta dünya
  • İlgi Alanları:sinema,fotoğraf,tarih,müzik,siyaset

Gönderim zamanı 01.10.2007 - 18:06

bir köyde yağmur duasına çıkarlar .
bektaşi de istemeye istemeye bunlara uyar , cemaatin arkası sıra giderken eline geçirdiği bir ağaç dalını , kendi tarlasının bir köşesine saplayarak, başını yukarı kaldırıp söylenir:
- bizim tarlada işte burası ...

rastlantı bu ya yağmur duası yapılır yapılmaz, bulutlar kendini gösterir .
kara bir bulutun kendi tarlası üzerine gittiğini gören bektaşi sevinçle koşar!
bir de ne görsün ceviz büyüklüğünde dolu , bütün ürünü berbat etmemiş mi !'
o vakit başını yukarı kaldırır ve şöyle söyler:
-kabahat sende değil, sana tarlayı gösteren pezevenkte !!!!


yani diyeceğim odur ki bir önce açtığım konuyu kapattıran harabe üyeleri ,kabahat sizde değiiiiilllll kabahat size papuç bırakan sözüm ona yönetici takımında ....

hadi kapatın bu konuyu da ....

edit: edit işte ....

Bu mesaj QuStah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 10.01.2008 - 01:35

"all those moments will be lost in time, like tears in rain..."

#4 ecehan

ecehan

    çok da fifi *böö

  • Dokunulmazlar
  • 13.431 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:gündüz Paris, gece Londra falan

Gönderim zamanı 01.10.2007 - 18:09

pezevenk de olduk iyi mi *esmer
Gönderilen Resim asaletini sevdiğim

#5 bladerunner

bladerunner

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 98 Mesaj
  • Konum:orta dünya
  • İlgi Alanları:sinema,fotoğraf,tarih,müzik,siyaset

Gönderim zamanı 01.10.2007 - 18:10

estafurullah söz meclisten dışarı
"all those moments will be lost in time, like tears in rain..."

#6 Edys

Edys

    ....

  • Dokunulmazlar
  • 16.109 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:istanbul,antalya,bodrum ve başka yerler
  • İlgi Alanları:FENERBAHÇE

Gönderim zamanı 01.10.2007 - 18:16

fıkra vardır , bir de fıkra vardır..

bazı fıkralara hoş görüyle bakılabilir.. ama insanların inançlarına inat yapılmış gibi .. Allah'ın adını böyle saçma sapan fıkralar a konu yaparlarsa sen de bu konuları buraya taşırsan.. yapılması gereken yapılır..

asla örümcek kafalı değilimdir.. aksine herkesin inancına saygı duyarım.. inanmayana da saygı duyarım..

ama inanmayan veya başka bir şeye inanan insanın, Allah'a inanan insanlara fıkra yoluyla da olsa haddini aşmaması gerekir..

yanlış mıyım

#7 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.02.2011 - 16:28

Bektaşi’nin yolu camiye düşmüştür.

Cami imamı o gün ki vaazında içkinin kötülüklerinden bahsetmektedir. Cami imamı uzun bir vaazdan sonra cemaate birde örnek verir:

-Ey cemaat eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koyun hangisini içer? diye sorar.
...
Bektaşi elini kaldırarak cami imamının sorusunu yanıtlar:

-Hocam suyu içer.

İmam:

-Tabi ki suyu içer, peki neden suyu içer? Diye sorunca,

Bektaşi cevaplar:

-Neden olacak hocam, eşekliğinden! .
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli