İçerik değiştir



- - - - -

Algı -siyaset - Bilim İlişkisi


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 2 yanıt verildi

#1 vaudeville

vaudeville

    Siyaset Yazarı

  • Üyeler
  • 302 Mesaj

Gönderim zamanı 14.03.2007 - 13:12


İlk aşamada belirtelim,bir tartışma esnasında,siyasi görüşlerin bilimsel analiz yapmada engel teşkil edeceği,önyargı oluşturacağı söylenmişti,buradan hareketle yazmaktayız;

Siyasetin bilim olarak kabul edilmesi,devlet yapılarının,tüzel kişilerin tarihsel ve güncel ilişkileri,kurumların calışma,işleyiş ve iç dinamiklerinin gözlem ve belge çerçeveside incelenebilir olmasından kaynaklanmaktadır..Şartlanma ve ilgi alanlarının algılamayı etkilediği bir gerçektir,lakin bilimsel bir gerçekliğin yorumlama veya önyargılarla değişmesi imkansizdir..Çünkü biliriz ki,bilimsel bilgi genel geçerdir,kesinlik nitelikleri gösterir ve kisiden kisiye değişmez..Örneğin,Kurtuluş Savaşı'nın gerçekleştiğini tarih bilimi çerçevesinde ele alacak olursak,bir Türk milliyetçisine göre de gerçekleşmiştir,bir İngiliz liberaline göre de,Amerikali bir komüniste göre de...

Yahut;meseleyi linguistik çerçevesinde ele alacak olursak,dilin incelenmesi,çok zor olup,ifadeleri çoğu zaman bizzat konuşulan yörede değerlendirmek,ele almak gerekir..Bir dilin varlık-yokluk meselesi siyasi hedefler,toplumsal yapıları suni bir kültürel uyanışa sevketme motivli ise,siyasi analizler devreye girer..Ek olarak;tamamen entelektüel birikim kaygısıyla herhangi bir dil üzerine araştırma yapıyorsanız,taraflı tarafsız birçok kaynaktan araştırma yaparak,kendi içinizde bir sentez yaparak,bire bir gözünüzle görmeseniz bile,size büyük ölçüde inandırıcılık sağlar..Tabii akademi dahili bir araştırma ise,böylesi bir riske girilmez..

Konu dağılmadan toparlayalım,kişinin yaşanmışlıkla edindiği fikriyatı,yahut olumlu-olumsuz önyargıları,görüsleri algılama ve yorumlamada farklı etkiler yaptığı gerçektir,lakin bilginin göreli olmadigi bilim sahasında her bakış,aynı sonuca götürür,aksi ihtimal bilime aykiridir..

#2 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 14.03.2007 - 14:09

Şartlanma ve ilgi alanlarının algılamayı etkilediği bir gerçektir,lakin bilimsel bir gerçekliğin yorumlama veya önyargılarla değişmesi imkansizdir..Çünkü biliriz ki,bilimsel bilgi genel geçerdir,kesinlik nitelikleri gösterir ve kisiden kisiye değişmez..Örneğin,Kurtuluş Savaşı'nın gerçekleştiğini tarih bilimi çerçevesinde ele alacak olursak,bir Türk milliyetçisine göre de gerçekleşmiştir,bir İngiliz liberaline göre de,Amerikali bir komüniste göre de...


Bilim konusundaki düşüncelerinize katılmakla birlikte, sakıncalı bir örnek verdiğinizi düşünüyorum. Çünkü sosyal bilimlerde genel ve kesin doğrulara,sonu nokta ile biten cümlelere ulaşmak zordur. sosyal bilimlerin içinde de özellikle deney-gözlem araçlarına ver vermeyen Tarih bilimi kişiden kişiye,zamana,coğrafyaya göre farklı değerlendirilip, aktarılabilir.Tarih biliminde ancak olgular için "bilimsel bilgi" terimini kullanabiliriz. Fransız ihtilali, Milli Mücadele, Cumhuriyet'in İlanı,v.b birer olgudurlar ve gerçeklikleri tartışılamaz ama sosyal bilimleri var edenler temelde olaylardır. Yani fransız ihtilalinin olgusal gerçekliği ve kesinliği varken, olay boyutunda farklı görüş ve değerlendirmelere açıktır. bu anlamıyla sosyal bilimler, diğer pozitif bilimler gibi kesin nitelikleri olan,değişmez unsurlar değildir.daha somut bir örnek; dünyanın her yerinde bir fizik deneyi aynı sonucu verebilir, ama dünyanın heryerinde bir sosyal olgu aynı şekilde değerlendirilemez yada yeni sosyolojik,arkeolojik,antropolojik,v.s, araştırmalar bu güne dek bildiklerimizi tersine çevirebilir. çünkü sosyal bilimlerin özelliği budur.

#3 vaudeville

vaudeville

    Siyaset Yazarı

  • Üyeler
  • 302 Mesaj

Gönderim zamanı 14.03.2007 - 21:29

Sayın LaHesis,

Bir sosyal bilimci olarak,alanım hakkında az çok fikre sahibim..Sizin de belirttiğiniz üzere tarihsel vakalar deney ve gözlemle gerçeklik kazandırılabilecek yapıda değildir..Basit bir örnek,bir devletin resmi dili üzerine kesinlik arzeden,bilim çevresinde de kabul görmüş bir yargı,bir kazı neticesinde bulunacak resmi evrak niteliğinde ve farklı dilde yazılmış bir tablet,gerçekliğine inanılan olguyu ters yüz edebilir..

Bununla birlikte yardımcı bilimin sunduğu argüman ile görüngü halini alır..Dolayısı ile Kurtuluş Savaşı şekliyle verdiğim örnek,söylediklerimizle kat'i surette çelişmemekte..Demek istediğim,Cumhuriyet'in ilanı gibi,Kurtuluş Savaşı da vakıadır..

Ve sizin ve benim söylediklerimden bir sentez oluşturayım ve başlığa sadık kalmamızı sağlayayım..

Kurtuluş Savaşı,vakıadır..Sözümüzün özü ise;farklı değerlendirmelerin,aktarmaların,öznel yaklaşımlarin,ideolojilerin gerçekliğe etkisinin olmamasıdır..





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli