Yürüyoruz,günün aydınlıgında
Donuk fabrika bacalarına,
Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan
Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara
’’Ekmek ve Gül!Ekmek veGül!’’
Yürüyoruz,yürüyoruz erkekler içinde,yürüyoruz
Çünkü hala bizim ogullarımız onlar
Ve hala analık ederiz onlara
En zorlu iş,en ağır emek
Ve çalışmak doguştan mezara dek
Bu böyle sürüp gitsin istemiyoruz
Yaşamak için ekmek
Ruhumuz için gül istiyoruz.
Yürüyoruz yürüyoruz,yanyana,güzel günler adına
Kadınız,insanız,insanlıgı ayağa kaldırıyoruz
Paydos bundan böyle köleliğe,aylaklığa
Herkes çalışsın,bölüşsün kardeşçe,yaşamın sunduklarını
İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden
Bu ekmek ve Gül türküleri
Ve yineliyoruz hep bir ağızdan:
’’Ekmek ve Gül!Ekmek ve Gül!’’
james OPPENHEIM
Ve kadınlar,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince,küçük çeneleri,kocaman gözleriyle
anamız,avradımız,yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve daglara kaçırıp ugrunda hapis yattıgımız
ve ekinde,tütünde,odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak,agır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız NAZIM HİKMET RAN
Mart 1857’de Chıcago’lu kadınlar daha iyi iş koşulları için mücadele bayrağını açtılar. Günde 15- 16 saat kadar çalıştırılıyorlardı çünkü. Talepleri : 10 saatlik iş günü, daha iyi iş koşulları ve daha iyi ücretti.
Amerika’nın Chicago kentinde on binlerce kadın yürüyüşe geçti. Bu grev zor kullanılarak bastırıldı. Çıkan olaylarda birçok kadın öldü, birçoğu tutuklandı.
Kadınlar bundan yaklaşık 50 yıl sonra 8 Mart 1908’de yine Chicago da yürüyüşe geçtiler. 50 yıl önceki taleplerine yenilerini de eklediler ; 8 saatlik iş günü, oy hakkı ve çocuk
emeği ile ilgili yasa gibi..Direniş kanla bastırıldı. 140 kadın öldürüldü bir çoğu tutuklandı..
Clara ZETKİN 1910 yılında Copenhag’daki kadın konferansında öldürülen kadınların anısına, 8 Martların “DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ” olarak kabul edilmesini 2. Enternasyonale önerdi. Bu öneri kabul edildi.
1977 yılında ise Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi’ne 8 Martın “ Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul edilmesi önerildi. Bu öneri de kabul edildi.
8 Mart kadınların (erk)ek egemen sisteme karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesinin önemli
dönemeçlerinden, simgelerinden biridir. 8 Mart tarihiyle özdeşleşen kadının toplumsal yaşamda hak ettiği yeri kazanma, görülmeyen yok sayılan emeğinin karşılığını isteme talebiyle bir kez daha sesini alanlarda yankılandırmasıdır