İçerik değiştir



Sayı 28: Halkevleri


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 14:30


Modern Türkiye tarihinde yetişkin eğitimi ve günlük yaşamın modernizasyonu çabası yüzyıl başlarına kadar uzanır. Bu dönem çalışmaları, 1912 yılında Türk Ocaklarının kurulmasıyla daha planlı-programlı hale gelmiştir. Cumhuriyetle birlikte yetişkin eğitimi Cumhuriyetin kurucu unsurlarının oluşturduğu Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Türk Ocaklarının 1931 yılı Nisan ayında kendini feshetmesi ve bir ay sonra toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) 3. Kongresi Halkevlerine giden yolu açmıştır. CHF 1931 Kogresinde parti tüzüğünün 72. Maddesi F fıkrasında parti idare heyetlerine Halkevi açma yetkisi verilmiştir. 19 Şubat 1932'de Ankara Halkevi ile birlikte toplam 14 Halkevi açılarak Halkevlerinin kültürel alandaki uzun koşusu başlamıştır. 19 Şubat 1932’de resmen açılan halkevleri, Atatürk’ün direktifleriyle kurulmuş ve kısa zamanda Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış çok önemli bir kültür kurumudur. Halkevleri çalışmaları Cumhuriyet Halk Fırkasının parti programındaki ilkeler doğrultusunda yürütülmüştür. Bu kurumlar 1932-1951 yılları arasında Türkiye’nin toplumsal ve kültürel tarihinde önemli roller oynamıştır. Başta Atatürk olmak üzere, dönemin önde gelen devlet adamları zaman zaman halkevleri çalışmalarına bizzat katılmak suretiyle bu kurumları desteklemişler, böylece geniş halk kütlelerinin halkevlerinde yapılan faaliyetlere katılımını sağlamışlardır
CHF Genel Sekreterliğinde Halkevleri Bürosuna bağlı olarak çalışan Halkevleri dokuz kolda faaliyet göstermişlerdir.
Dil, Edebiyat, Tarih, Güzel Sanatlar, Temsil (Tiyatro) , Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphanecilik ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi kollarında yetişkinlerin eğitimi, Halk Kültürünün açığa çıkarılması, derlenmesi ve korunması, halkın aydınlatılması, günlük yaşamın modernleştirilmesi etkinliklerini yürüterek Türkiye'nin çağdaşlaşmasına katkıda bulunmuşlardır. 1936 yılında Ankara Halkevi Macar Sanatçı Bela Bartok'u davet etmiş ve Halkevinde konferans verdirmiştir. Bu ziyaretler sırasında Bartok Orta Anadolu ve Toroslarda köyleri gezerek ezgi derlemesi yapmıştır.
Halkevleri 1939 yılında örgütlenme ağını geliştirmiş ve köylere yönelik daha küçük birimler olan Halkodalarının örgütlenmesine başlamıştır.
1950 yılına gelindiğinde ülke çapına yayılmış 478 Halkevi 4322 Halkodası ile toplam 4800 kültür birimi oluşturulmuştur.
Bir Halkevinin açılması için zorunlu alan olan Tiyatro, Kütüphane ve Yayın ile Dil, Tarih, Edebiyat şubelerinin mevcut olduğu gözönüne alındığında Halkevlerinin ülkede 4800 kütüphaneyi ve yüzbinlerce kitabı barındırdığı daha rahat anlaşılır. Binlerce kütüphane, binlerce tiyatro salonu, binlerce okuma odası ve Halkevlerince yayınlanın yüze yakın dergi, yüzlerce kitap... Bunun anlamı; 1950'lerin Türkiye'sinde Halkevlerince yakılan milyonlarca ışık demektir.
14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidarı Cumhuriyet Halk Partisinden devralan Demokrat Parti bu aydınlanma yuvalarının mal varlığına, binalarına, kitaplarına ve gelirlerine çıkardıkları 5830 sayılı yasa ile el koymuşlardır. Bu el koyma hareketi üzerine Halkevleri fiilen işleyemez duruma gelmiş ve kapanmıştır.
27 Mayıs 1960 Askeri hareketinden sonra kurulan Türk Kültür Dernekleri 21 Nisan 1963 tarihinde tüzük değişikliği yaparak Halkevlerine çevrilmiştir. Bu döneminde Halkevleri ülkedeki mevzuata uygun kamu yararına bir dernek olarak örgütlenmiştir. 1932-1951 döneminden farklı olarak, resmi ideoloji ve devletle ideolojik-örgütsel bağını keserek tam anlamıyla demokratik bir örgüt yapısı kazanmıştır. Ağırlıklı olarak Halkbilim çalışmaları, yetişkin eğitimi, toplum kalkınması konularında faaliyet göstermiş, Genel Merkez ve şubeler düzeyinde yayın etkinliğini ödünsüz sürdürmüştür. Halkbilim ve Etnografya alanında temel başvuru kaynakları olarak bugün bile aranan Halkevleri yayınları ülkedeki hızlı alt üst oluşa, göçe ve çözülmeye karşı derleme ve tarama çalışmalarıyla halk kültürünün korunmasında kritik bir rol oynamıştır. 1960'lı yılların sonu ve 70'Ii yıllar boyunca ülkede gelişen şiddet ortamında ve gelir eşitsizliği koşullarında, Halkevleri biryandan kültürel aydınlanma mücadelesini sürdürürken, diğer yandan da ezilen, yoksul insanların yanında saf tutmuştur.
1968 yılı itibarıyla 57 il, 111 ilçe, 55 bucak ve köydeki örgütsel varlığı ile dayanışma ağlarının kurulmasından, üretim ve tüketim kooperatifleri örgütlenmesine kadar geniş bir alanda faaliyet göstermiştir. 70'Ii yılların ortalarından itibaren ülkede bir askeri darbenin koşullarını hazırlamaya dönük gizli ve açık gerici güçlerin saldırılarının doğrudan hedefi olmuş, üyeleri ve şube yöneticileri öldürülmüştür. Bütün bunlara rağmen, yılmadan aydınlanma mücadelesine ve dayanışma faaliyetine devam eden Halkevleri 12 Eylül cuntacıları tarafından kapatılmış, üyeleri ve yöneticileri işkenceli sorgulardan geçirilmiş, mallarına bir kez daha el konulmuştur.
Yedi yıl süren sorgulama-yargılama sürecinin ardından Halkevleri, 1987 yılında aklanmış, 1988 yılında yeniden açılmıştır. Ancak 12 Eylül cuntacıları tarafından el konulan mallarının büyük çoğunluğu geri alınamamıştır. Başta Anayasa olmak üzere bütün yasal mevzuat anti-demokratik, otoriter bir anlayışla düzenlenmiş, demokratik etkinlik ve muhalefet alanı ortadan kaldırılmıştır. Bütün bunlar karşısında, Halkevleri ülke düzeyinde yeniden ve hızla örgütlenmiş, saldırılara, öldürmelere rağmen aydınlanma ve dayanışma mücadelesinden geri adım atmamış, istisnasız bütün şubeleri ve Genel Merkezi zorba, anti-demokratik baskılara uğramıştır.
Halkevleri yoksul yığınların örgütlendiği ve taleplerini yaşama geçirdiği bir kitle örgütü olarak mücadelesine devam ediyor.Ümmetten yurttaşlık; yurttaşlıktan eşitlik, özgürlük ve demokrasi bilincine Halkevleri.
Yeni kurulmuş Cumhuriyette Halkevleri, emperyalizme karşı bağımsızlık, şeriata karşı laiklik, feodalizme karşı modernleşme bilincinin halk içerisinde yaygınlaştıran örgüt oldu. Edebiyat, müzik, folklor, tiyatro kısacası kültür ve sanat Halkevleri aracılığı ile halkın içerisinde yayıldı. Halkevleri aydınlanmanın odağı oldu.
Emperyalizmle girilen ilişkiler ve gericiliğin iktidarda yeniden etkin olmasıyla birlikte Türkiye Halkının dolayısı ile Halkevlerinin talihi tersine dönmeye başladı. Halkevleri için kapatmalar, baskılar, saldırılar dönemi başladı. Üye ve yöneticileri, işkencelerden geçti, hapse atıldı hatta öldürüldü.
Tüm baskı ve saldırılara rağmen Halkevleri ilerici görevlerine hergün bir yenisini ekleyerek yoluna devam etti.
Bugün de emperyalizmle girilen ilişkiler sonucunda neoliberal politikaların halkta yarattığı yıkıma, yoksulluğa karşı; bölgemizin ve ülkemizin savaşlarla, işgallerle yeniden sömürgeleştirilmesine karşı; halkları düşmanlaştıran şovenizme, faşizme karşı; halkımızın siyasetten dışlanıp uluslararası sermayenin ülkemizi yönetmesine karşı Halkevleri bu toplumun aklını ve vicdanını temsil etme iddiasını sürdürüyor.






Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli