0
Amasya
Sevgili Gazete okurları,
Bir haftalık aradan sonra işte yine karşınızdayım.Öncelikle geçen hafta yazamadığım ve gazeteyi boş bıraktığım için özür dilerim. Mazeretler sıralamaktan ziyade bir nevi kafa izni yaptım demek daha bi doğru olur. Neyse elbette yazılmama sebebini merak etmiyorsunuz asıl merakınız bu hafta ki kentimiz olan Amasya olacaktır.Aslında bu kenti seçerken tekrar aramıza katılan Pinhan arkadaşımızıda azıcık onore etmek aklımdan geçmedi de değil hani.
Amasya orta Karadeniz bölgemizde güzelim Yeşil ırmak kenarına ve Harneşa dağı eteklerine kurulmuş olup ilk bakışta dikkatimizi tıpkı Safranbolu gibi o muhteşem ahşap konaklarıyla çekmekte. Elbette bu güzel kent sadece konakları ve ahşap mimarisiyle değil biz gezgin ve seyehat severleri yakın ve uzak tarihi olayları, destanlara konu olan büyük aşkı, ve elbette daha çok Akdeniz bölgesinde görmeye alıştığımız Kral Kaya Mezarlarıyla da etkilemeyi başarmaktadır. Sizlere sırasıyla yukarda bahsi geçen noktaları yine tadında ve fazla sizleri sıkmadan anlatmak istiyorum.
Öncelikle tarihin en önemli şahiyetlerinden biri olan Strabon'un bu şehir de doğduğunu biliyoruz. Yazılı tarihin babası olarak bilinen Strabon doğduğum kent olarak yazmış Amasya'yı ve böylece tarih araştırmacılarının haklı dikkatini çekmiştir.İlk yerleşimin MÖ. 5500 yıllarına kadar uzandığı belirlenen Amasya; Antik Çağdan günümüze kadar geçen zaman içerisinde Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. 1386 yılında Osmanlı topraklarına katılan Amasya, Osmanlı padişah ve şehzadelerinin gösterdikleri özel ilgi nedenleriyle "şehzadeler şehri" olarak da ün yapmıştır. Elbette 1919 yılında İstiklal savaşının en önemli örgütlenme çalışması olan Amasya genelgesinide tarihçesini incelerken göz ardı etmemek gerekir.
Neyse efendim politikacılarımızın dediği gibi tarihi tarihçilere bırakalım ve bizler Amasya'da nereleri gezebiliriz onlara bakalım.Bu güzelim kent elbette ilk olarak daha henüz enerjiniz var iken sizleri Kral Kaya Mezarlarına davet eder. Amasyalı Tarihçi Strabon'un vermiş olduğu bilgilere göre, Pontus krallarının mezarlarıdır. Strabon'un sözünü ettiği, "Kızlar Sarayı" diye bilinen anıtsal nitelikteki beş kaya mezarıdır. Buradaki kral kaya mezarları şehre egemen bir noktada yapılmış ve varlıklarını günümüze değin devam ettirmişlerdir. Bu güzel tırmanıştan sonra biraz soluklanmanız için sizi yalı boyu konaklarına güzel bir yürüyüş beklemektedir. Bunların dışında Amasya Müzesinin Mumyalar bölümünü ve Hitit Tanrı Heykelini (Teşup) görmeden,II. Bayezid Külliyesi, Bimarhaneyi gezmeden, Borabay gölünü görmeden,Amasya Misket elması yemeden, Ferhat'ın aşkı için dağları deldiği ve şehre su getirdiği kanalları görmeden sakın dönmeyin.
Elbette Amasya sade 1 günlük gezi ile gidilebilecek bir kenti değil bu nedenle en azından 1-2 gece konaklamanız gerekmektedir. Bu nedenle benim size tavsiye edeceğim tesisler ehh adı üstünde konaklar olacaktır. Amasya'ya pek çok konak aynı zamanda da restorant, otel-pansiyon hizmetleri vermektedir. Buraların ücretleri gecelik 30-35 YTL / kişi başı olarak değişmekte. Sizlere isim vermek istemiyorum pek bi hazırcı olmayınız. Gideceğiniz yerlerin ön araştırmansını yapmanız. Bu bölgede ki otelleri internetten veya seyehat acentalarından bulmanız oldukça basit. Bu bağlamda bir parantez açmadan edemiyeceğim. Malesef henüz toplum olarak seyehat etmeyi, seyehat planı yapmayı pek beceremiyoruz. Bunun muhtemel sebebi Türk insanı şu son dönemlere kadar pek seyehat ve tatil imkanı bulamıyordu bunu kabul ediyorum ama tatil sürekli olarak deniz-kum-güneş üçlüsü değil lütfen unutmayın dostlar. Birazcık araştırma ile her dönem tatilinizi daha keyifli hale getirmek elinizde.
Neyse kafanızı daha fazla şişirmeden sizleri bölgenin güzel fotolarıyla baş başa bırakayım.
Saygılar,
Daaankk
Mezarlar ve ben
Mezarlar ve konak
Mumya ve Muhabiriniz
Mumya ve Mumya
Not Fotolar bizzat muhabiriniz tarafından çekilmiştir copy right mopyright gerekmez
